33 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 33
Öğe 1067 numaralı hurufat defterine göre Amîd ve çevresindeki vakıflar (1703-1722)(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-01-18) Reisoğlu, Ercan; Alaca, HanifeOsmanlı tarihi araştırmalarında en önemli kaynaklardan bir tanesi de şüphesiz Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan Hurufat Defterleridir. Bu defterlerde vakıf müesseseleri hakkında birçok bilgi bulunmaktadır. Hurufat Defterleri ilmiye sınıfının yürütme organı olan kazaskerlik tarafından düzenlenirdi. Bu organ kendi içinde Anadolu ve Rumeli olarak ikiye ayrılmış olup yetki alanları belirlenmiştir. Böylece defterler Anadolu ve Rumeli olarak ikiye ayrılarak kazalar ’’elif’’ harfinden başlamak suretiyle alfabetik sıraya göre defterlere kaydedilmiştir. Osmanlı Devleti vakıf müesseselerine azami derecede önem verir, bu minvalde devlet teşekkülü en ücra kasaba ve köylere kadar uzanırdı. Defterlerde; kaza, kasaba, köy, mahalle adı, vakfı inşa eden kişi, vakfın adı, görev şekli, görevden ayrılanın adı, göreve yeni başlayanın adı, atama arzını yapan kişinin adı ve atama tarihi yazılırdı. Bu durumda defterlerin çok yönlü olduğu söylenebilir. Özellikle sosyoekonomik ve demografik yapı hakkında ciddi bilgiler içermesi nedeniyle Hurufat Defterlerinin tarih araştırmalarında çok önemli bir yere sahip olduğu söylenebilir.Öğe Yusuf Akçura’nın milliyetçilik anlayışı(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-08-29) Mutlu, Kaşif; Turan, OrhanMilliyetçilik fikri Fransız İhtilali sonrasında Avrupa’da ve Balkanlarda hızla yayılmaya başladı. Özellikle imparatorluklar ırka dayalı milliyetçilikten olumsuz etkilenerek dağılma sürecine girdi. Osmanlı Devleti egemenliğinde bulunan Balkan topraklarında da birçok isyan girişimi yaşandı. Bu isyanlar sonucunda yaşanacak olan toprak kayıplarını engellemek amacı ile dönemin devlet adamları ve aydınları tarafından bazı fikirler ortaya atıldı. Farklı milliyetçilik denemeleri olarak değerlendirebilecek bu fikirler belli dönemlerde devlet politikalarını etkiledi. Akçura, bu fikirlerden biri olan ve özellikle İttihat ve Terakki cemiyetinin yönetime egemen olduğu dönem ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda etkili olan Türkçülük fikrinin Osmanlı topraklarındaki gelişiminde öncü isimlerden biri oldu. Türkçülük fikrinin Osmanlı topraklarındaki gelişimi, Akçura’nın fikirlerinin gelişimi ile paralellik göstermektedir. Bu sebeple Akçura’nın milliyetçilik ile ilgili fikirlerine ilişkin yapılacak bir inceleme bize Osmanlı Devleti’nde milliyetçilik, Türkçülük fikrinin gelişim aşamaları konusunda da bilgi sağlayacaktır. Bu çalışmanın konusuda buradan yola çıkılarak belirlendi. Bu çalışmada öncelikli olarak Osmanlı Devleti topraklarında görülen milliyetçilik türlerinin daha iyi anlaşılabilmesi için millet ve milliyetçilik kavramları açıklanarak ulusçuluk fikrinin gelişimi üzerinde duruldu. Sonrasında Milliyetçilik fikrinin Osmanlı Devleti’ne etkilerine ve sonucunda Osmanlı topraklarında ortaya çıkan fikirlere değinildi. Çalışmanın son bölümünde ise Akçura’nın Osmanlı Devleti’nin son yıllarında ortaya çıkan fikirlere ilişkin düşüncelerine yer verildi. Son olarak Akçura’nın Türk Milliyetçiliğine bakışı ve fikirlerinde yaşanan değişım sebepleri ile açıklandı.Öğe Ahiretü’l Memâlik Ev Vakıatü’s-Sultan Gavrî Mea Selimü’l Osmanî adlı kitabın çevirisi ve değerlendirmesi(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-01-03) Uygur, İzzet; Özturhan, AhmetAhiretü’l Memâlîk Ev Vakıatü’s-Sultanü’l Gavrî Mea Selimü’l Osmanî İbn Zünbül’ün en önemli eserlerinden biridir. Müellif hem Memlûklar dönemine hem de Osmanlı devletinin Mısır’a hakimyeti dönemine tanıklık etmiş ve eserinde işlemiştir. İbn Zünbül’ün hayatı hakkında kısıtlı bilgilere sahip olsak da eserini halk ağzıyla yazdığı anlaşılmaktadır. Abdülmün’im Amr 1961 yılında eseri yeniden neşretmiştir. Eserde; Memûk Devletinin idari yapısından, onları Osmanlı Devleti ile savaşa götüren nedenlerden, sultanların birbirleriyle mektuplaşmalarından, aralarında cereyan eden savaşlardan, Memlûk emirlerinin destansı çarpışmalarından –özellikle Tuman Bay ve Şadi Beg-, dönemin askeri yapısından, kullanılan silahlardan ve Mısır’ın Osmanlı hâkimiyetine geçiş sürecinden bahsetmiştir. İbn Zünbül eserinde şiirlere de yer vermiştir. Ayrıca eserde destansı bir anlatım ön plana çıkmaktadır. Özellikle savaş sahnelerini tasvir ederek anlatmayı tercih etmiştir. Müellif bu anlatılan olaylara bizzat tanıklık etmiştir. Bu durum eserin ehemmiyetini daha da arttırmaktadır. Dolayısıyla eser, bu alanda araştırma yapanlar için önemli bir referans kaynaktır.Öğe TBMM’nin açılışından Lozan Barış Antlaşması’na Türkiye Suriye sınır hattının belirlenmesi adına TBMM’DE yaşanan tartışmalar(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-07-06) Bozkurt, Hasan; İdem, TekinBu çalışmanın amacı; TBMM’nin açılışından Lozan Antlaşması’na kadar geçen süreçte Türkiye-Suriye sınır hattının belirlenmesi adına TBMM’de yaşanan tartışmaları açığa çıkarmaktır. I. Dünya Savaşı sırasında İngilizlerin eline geçen Suriye toprakları savaş sonrasında Fransa’ya devredilmiştir. Fransa, Suriye’de ve güney Anadolu vilayetlerinde hiç beklemediği bir direnişle karşılaşınca Anadolu’daki işgal bölgelerini boşaltarak Suriye’de hâkimiyet kurma kararı almıştır. Fransızlarla ilk temas Suriye Yüksek Komiserliği görevini bıraktıktan sonra Paris’e dönmeden önce George Picot’un Sivas’ta Mustafa Kemal Paşa ile görüşmesiyle başlamıştır. Güney cephesindeki askeri başarılar üzerine ilk olarak 28 Mayıs 1920’de 20 Günlük Geçici Mütareke imzalanmıştır. I. İnönü Zaferinden sonra düzenlenen Londra Barış Konferansı sonrasında Fransızlarla tarihe “Bekir Sami Bey Antlaşması” olarak geçen anlaşmanın imzalanması üzerine diplomatik müzakereler hızlanmıştır. Antlaşmaların yürürlüğe girmesi için Meclis tarafından onaylanması zorunluğundan ötürü tüm gelişmelerden TBMM’deki milletvekilleri haberdar edilmiştir. Çalışmanın neticesinde Türkiye-Suriye sınırının belirlenmesindeki en önemli olayın 11 Mart 1920 tarihinde imzalanan Türk-Fransız Antlaşması’nda kabul edilen demiryolu hattı olduğu görülmüştür. Milletvekilleri gerek 11 Mart 1920 tarihli antlaşmada gerekse sonraki süreçte başta Sancak Bölgesi olmak üzere demiryolu hattının güney kısmında kalan Türklerin durumu nedeniyle Fransızların teklif ettiği sınırı kabul etmemişlerdir. Sınırın demiryolu hattının esas alınarak çizilmesinin insani, ekonomik, kültürel ve askeri anlamda yaratacağı sorunları her yönü ile ele almışlardır. Türkiye-Suriye sınır hattının doğal sınırlar üzerinden değil de demiryolu hattı üzerinden belirlenmesi, sınır hattı boyunca oluşan akrabalık ilişkilerinin de etkisiyle Türkiye’nin Suriye’de yaşanan gelişmelere kayıtsız kalamamasına neden olmuştur.Öğe 88 numaralı Adana şer’iyye sicili (h.1286-1287/m.1869-1871) transkripsiyon ve değerlendirme(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-09-28) Oçak, Ahmet; Karlangıç, OsmanYapılan çalışmada; H.1286-1287 M.1869-1871 yıllarını içine alan 88 Numaralı Adana Şer’iyye Sicili’nin transkripsiyonu ve değerlendirmesi yapılmıştır. Defter 95 sayfa olup toplam 169 belge bulunmaktadır. Araştırmaya konu olan sicile göre 1869-1871 yılları arasındaki Adana şehrinin idari, sosyal ve ekonomik yapısına değinilmiştir. Sicilin transkripsiyonu yapılarak belirtilen tarihlerde Osmanlı Devleti’nin ve Adana şehrinin içinde bulunduğu idari, sosyal ve ekonomik durumu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Söz konusu sicilde bulunan belge kayıtları: unvan-lakap ve meslek grupları, Müslüman kadın-erkek isimleri ve gayrimüslim kadın-erkek isimleri, mahalle-köy, aşiret isimlerini belirtmektedir. Ancak, alacak-verecek, borç, icra-iflas, rehin, icare, ortaklık, tarımsal ürün, hayvan ve hayvansal ürün satışları, mülk satışları, nakliyecilik gibi kayıtlar önemli oranda yer tutmaktadır. Bu durum ticari hayatın canlılığını ortaya koymaktadır. Adı geçen sicilden dönemin tarımsal ve hayvansal ürünleri, bahsi geçen ürünlerin fiyatları ile alakalı bilgiler tespit edilebilmektedir. Adana’nın farklı şehirlerle ticari ilişkilerine dair veriler de tespit edilebilmektedir. Adana’da gerçekleşen ticari ilişkilerde kara yolu ve deniz taşımacılığı öne çıkmaktadır. Deniz taşımacılığında Karataş İskelesinin kullanıldığı görülmektedir. Ticari amaçlarla Adana’ya çok farklı bölgelerden insanlar gelmekte ve Adana’da ikamet edenlere de rastlanmaktadır.Öğe 7 numaralı Antalya Şer’iyye Sicili Defteri'nin transkripsiyonu ve değerlendirilmesi (H.1266-1270; M.1850-1854)(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-06-13) Özcan, Mehmet Salih; Özturhan, Ahmet1850-1854 tarihli 7 Numaralı Antalya Şer’iyye Sicilinin transkripsiyon ve değerlendirilmesi yöntemi ile oluşturulan bu çalışmada Antalya şehrinin o dönemdeki sosyal ve iktisadi durumunun incelenmesi ve bu durumun ortaya çıkardığı vaziyetin Osmanlı yerel tarihi bazında incelenmesi tezin çıkış noktası olmuştur. Osmanlı yerel tarihi çalışmalarının hiç şüphesiz en önemli kaynakları arasında şer’iyye sicilleri gelmektedir. Sicilde geçen belgeler incelenerek bir şehrin o tarihlerdeki sosyal, iktisadi durumu hakkında detaylı bilgiler elde edilebilir. Bu çalışmada 7 Numaralı Antalya Şer‘iyye Sicilinde mevcut bulunan belgeler incelenerek, Antalya’nın sosyal, iktisadi yapısı ile aile yapısı, evlilik, boşanma, ticaret gibi vaziyet ortaya çıkarılmaya çalışıldı. 7 numaralı Antalya şehrine ait sicilin genel değerlendirilmesi içerisinde; defterin tanıtımı, sicilde geçtiği şekliyle yerleşim yerleri, tereke kayıtları, buradaki aşiretler ve hayriyye tüccarlarına dair bilgiler verilmiştir. Dördüncü bölümde ise; defterin transkripsiyonu, transkripsiyonda takip edilen usul ile belge özetleri hakkında bilgiler yer almaktadır.Öğe Kocaeli'deki milli bayram kutlamalarının yerel gazetelere yansımaları (1923-1950)(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-09-07) Çakmak, Coşkun; Yaşar, SelmanBayramlar, toplumu birleştiren, milli birlik ve beraberlik duygularını besleyen, milli kültürün yeni nesillere aktarılmasını sağlayan günlerdir. Türk kültüründe bayramların, törenlerin ve anma günlerinin özel bir yeri vardır. Millî Mücadele sonrası devletin uluslaşma aşmasını somutlaştırmak ve Cumhuriyet rejimin benimsetilmesini sağlamak amacıyla milli bayramların kutlanmasına dikkat edilmiştir. Kocaeli‟de bayram kutlamaları merkezden gönderilen programa uygun olarak, oluşturulan kutlama komitelerince şehir, kasaba ve köylere varıncaya kadar titizlikle yürütüldüğü anlaşılmıştır. Edinilen bilgiler ışığında Kocaeli‟de milli bayram kutlamaları için önemli hazırlıkların yapıldığı görülmüştür. Bayramlarda yapılan törenler, konuşmalar, müsamereler, düzenlenen müsabakalar ve okunan şiirler ile devlet ile milletin kaynaşması ve yapılan inkılâpların halka benimsetilmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmada ülke genelinde milli bayram kabul edilen günlerin 1923-1950 yılları arasında Kocaeli‟de nasıl kutlandığı, bayram kutlamaları için hangi hazırlıkların gerçekleştirildiği ve kutlama programlarının içeriği hakkında bilgiler sunulmuştur. Çalışmanın hazırlanmasında, belirtilen tarihler arasındaki Kocaeli yerel basınına yansıyan bilgilerden, bu konu ile ilgili kaleme alınan kaynak eserler ve akademik çalışmalardan yararlanılmıştır.Öğe Kıbrıs Barış Harekâtı’na katılan Diyarbakırlı gaziler(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-03-03) Toz, Arbin; İdem, TekinAkdeniz'in doğusunda bulunan Kıbrıs Adası tarihte pek çok kez el değiştirmiştir. Osmanlı Devleti'nin hakimiyetine girdikten sonra 1878'e kadar Osmanlı'da kalan Kıbrıs Adası, Rusya'ya karşı İngiltere’ye üs olarak bırakılmak durumunda kalınmıştır. Özellikle Süveyş kanalının açılması ile birlikte Hint Okyanusuna ve oradan da Pasifik Okyanusuna ve Orta Doğu petrollerine yakın konumu başta İngiltere, ABD ve AB ülkelerini yakından ilgilendirmiştir. Bu tarihten sonra sorunlar silsillesine dönüşen Kıbrıs Adası, İngiltere hakimiyetindeyken Rumların ENOSİS faaliyetlerine sahne olmuştur. Adada başlayan örgütlenmeler, Türklere karşı yapılan faaliyetler belirli bir süreden sonra sıcak savaşa dönüşmüştür 1974'te Kıbrıs adasına yapılan Barış Harekâtı ile birlikte Türkiye, adadaki soydaşlarının haklarını koruma yoluna gitmiştir. Yapılan Birinci ve İkinci Barış Harekâtı sonrasında Türkler adanın %30'luk kısmına hakimiyet kurmuştur. Harekâtın başarı sağlamasında TSK ve Anadolu halkının tepkileri etkili olmuştur. Anadolu’daki pek çok il gibi Diyarbakır halkı da büyük tepkiler vermiştir. Harekât sırasında askerlik görevini yerine getiren bir çok er ve Diyarbakır’da sivil bulunun pek çok erkek harekâta gönüllü olarak katılmak istemiştir. Kıbrıs Barış Harekâtı’na katılan ve askerde iken gönüllü olarak katılıp gazilik ile taçlanan Diyarbakır halkının bu süreçte yaşadıkları ve anıları aktarılmıştır.Öğe Maarif Vekâleti 1924-1925 dersi senesi İhsaiyat Mecmûası transkripsiyonu(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-12-01) Karaalp, Veli; Yaşar, SelmanOsmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat reformları sonrasında, istatistik verilerin toplanması ve değerlendirilmesi daha sistematik hale geldi. 1873 yılında kurulan Defterhane, Osmanlı İmparatorluğu'nda istatistik faaliyeti yürüten ilk kurumdu. Tarımsal istatistiklerin derlenmesine 1889 yılında başlandı, ancak yerel memurların kullanılması maliyet açısından daha uygun bulundu. Maarif istatistikleri için de benzer bir yöntem izlendi, ancak başlangıçta taşradan doğru bilgi alınamadı. 1894-1895 ders yılına ait eğitim istatistikleri yayınlandı, ancak güvenilirlikleri tartışmalıydı. Güvenilir verilere ulaşabilmek için 1912-1913 ders yılına kadar beklemek gerekti. 1. Dünya Savaşı öncesinde yayınlanan 1912-1913 ve 1913-1914 ders yıllarına ait eğitim istatistikleri, olumsuz koşullar altında hazırlandı ve 1. Dünya Savaşı nedeniyle İhsaiyat Mecmuası'nın yayınlanmasına ara verildi. Cumhuriyet döneminde ise Maarif Vekâleti, 1926'ya kadar Devlet İstatistik Enstitüsü'nün kurulmasına kadar yıllık eğitim-öğretim dönemlerini içeren İhsaiyat Mecmuaları yayınladı. Bu mecmualardan 1924-1925 Ders Senesi İhsaiyat Mecmûası, bu çalışmanın odak noktasını oluşturur. Maarif Vekâleti, 1924-1925 ders yılına ait İhsaiyat Mecmuası'nda, dönemin eğitim ve öğretim faaliyetlerine dair detaylı istatistiksel verilere yer verilmiştir. Bu mecmua, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve Türkiye'nin erken Cumhuriyet döneminde eğitim alanındaki gelişmeleri incelemek ve kayıt altına almak amacıyla hazırlanmıştır. Mecmuada, okulların öğrenci sayıları, öğretmenlerin durumu, müfredat ve diğer eğitimle ilgili konularla ilgili istatistiksel verilere yer verilmiştir. Bu veriler, dönemin eğitim politikaları ve uygulamaları hakkında önemli bilgiler sunar.Öğe Birinci dönem Millet Meclisi tutanaklarında Kıbrıs sorunu(2024-06-07) Okutmuştur, Zelal; İdem, TekinKıbrıs adası coğrafi konumu itibariyle tarihin geçmiş dönemlerinden günümüze kadar dünya devletlerinin dikkatini çekecek bir noktada yer almıştır. Kıbrıs halkı adanın Osmanlı hakimiyetine girdiği 1571 yılından 1878 yılına kadar hoşgörü ve huzur içerisinde yaşamıştır. Ancak 1878 yılında ada İngilizlerin hakimiyetine girince Türkler için sıkıntılı dönemler başlamıştır. Gerek bölgedeki Rumların gerekse de Yunanistan’ın ayrılıkçı ve bölgedeki dengeyi bozacak tutumları nedeniyle Kıbrıs’ta kanlı çatışmalar yaşanmıştır. Çalışmada öncelikle Kıbrıs’ın tarihsel geçmişi anlatılmış ve ardından İngiliz yönetimiyle başlayan huzursuzluklara dikkat çekilmiştir. Yunanistan'ın ve Kıbrıslı Rumların ayrılıkçı tutumlarıyla bölgede Türklere karşı girişilen saldırılar gözler önüne serilerek bu saldırıların ve ayrılıkçı tutumların Türk iç siyasetinde nasıl karşılandığı üzerinde durulmuştur. Yavru vatan olarak nitelendirilen Kıbrıs’ta yaşanılan durumların meclis içerisinde yarattığı sarsıntılar ve tartışmalar üzerinde durularak Türk dış siyasetinde Kıbrıs konusunda gösterilen çabaya dikkat çekilmiştir. Çalışmanın amacı Kıbrıs’ta yaşanılan olayların mecliste nasıl karşılandığını irdeleyerek milletvekillerinin ada üzerindeki görüş ve tartışmalarına yer verip Türk siyasetinde Kıbrıs’ın yeri ve önemini belirlemek olmuştur. Zira Türkiye hem dış politikada gösterdiği tavırla hem de 1974’te gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekâtı ile daima Kıbrıslı Türklerin yanında durmuştur.