5 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Öğe Maarif Vekâleti 1924-1925 dersi senesi İhsaiyat Mecmûası transkripsiyonu(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-12-01) Karaalp, Veli; Yaşar, SelmanOsmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat reformları sonrasında, istatistik verilerin toplanması ve değerlendirilmesi daha sistematik hale geldi. 1873 yılında kurulan Defterhane, Osmanlı İmparatorluğu'nda istatistik faaliyeti yürüten ilk kurumdu. Tarımsal istatistiklerin derlenmesine 1889 yılında başlandı, ancak yerel memurların kullanılması maliyet açısından daha uygun bulundu. Maarif istatistikleri için de benzer bir yöntem izlendi, ancak başlangıçta taşradan doğru bilgi alınamadı. 1894-1895 ders yılına ait eğitim istatistikleri yayınlandı, ancak güvenilirlikleri tartışmalıydı. Güvenilir verilere ulaşabilmek için 1912-1913 ders yılına kadar beklemek gerekti. 1. Dünya Savaşı öncesinde yayınlanan 1912-1913 ve 1913-1914 ders yıllarına ait eğitim istatistikleri, olumsuz koşullar altında hazırlandı ve 1. Dünya Savaşı nedeniyle İhsaiyat Mecmuası'nın yayınlanmasına ara verildi. Cumhuriyet döneminde ise Maarif Vekâleti, 1926'ya kadar Devlet İstatistik Enstitüsü'nün kurulmasına kadar yıllık eğitim-öğretim dönemlerini içeren İhsaiyat Mecmuaları yayınladı. Bu mecmualardan 1924-1925 Ders Senesi İhsaiyat Mecmûası, bu çalışmanın odak noktasını oluşturur. Maarif Vekâleti, 1924-1925 ders yılına ait İhsaiyat Mecmuası'nda, dönemin eğitim ve öğretim faaliyetlerine dair detaylı istatistiksel verilere yer verilmiştir. Bu mecmua, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve Türkiye'nin erken Cumhuriyet döneminde eğitim alanındaki gelişmeleri incelemek ve kayıt altına almak amacıyla hazırlanmıştır. Mecmuada, okulların öğrenci sayıları, öğretmenlerin durumu, müfredat ve diğer eğitimle ilgili konularla ilgili istatistiksel verilere yer verilmiştir. Bu veriler, dönemin eğitim politikaları ve uygulamaları hakkında önemli bilgiler sunar.Öğe Maarif Vekâleti 1339-1340 (1924-1925) ders yılı İhsaiyat Mecmûası transkripsiyonu(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-01-18) Kapalıgöz, Mehmet; Yaşar, SelmanMillet bilincinin temel faktörlerinden biri olan tarih, toplumların geçmişini bugüne bağlama işlevine sahiptir. Toplumlar, yüzyıllar boyunca biriktirdikleri tecrübelerle varlıklarını, yapılarını, potansiyel güçlerini veya zayıflıklarını ortaya koyarlar. Bu tecrübeler, toplulukların kimliklerini güçlendirir ve geçmişten günümüze uzanan bir bağ oluşturur. 1923-1924 Ders Yılına Ait İhsaiyat Mecmuası, tarih boyunca birikmiş olan bu tecrübelerin bir yansıması olarak görülebilir. Mecmua, dönemindeki sosyal, kültürel ve eğitimle ilgili konuları ele alarak, o zamanın toplumsal dinamiklerini yansıtır. İhsaiyat Mecmuası, mevcut durumu resmetme işlevini yerine getirir. Dolayısıyla, İhsaiyat Mecmuası, tarihsel süreç içindeki önemli bir belge olarak, o dönemin millet bilincinin oluşumuna ve şekillenmesine ışık tutar. Tezde 1923-1924 Ders Yılına ait İhsaiyat Mecmuası'nın içeriğine odaklanılarak, söz konusu ders yılına ait önemli noktaların değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.Öğe Muş halkevi ve faaliyetleri(1934-1951)(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-11-09) Varlı, Haydar; Yaşar, SelmanBu tez çalışmamda Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde devletin dağılmasının önüne geçmek amacıyla kültürel alanda yapılan yenilik hareketlerinden biri olan Türk Ocakları’nın ileriki dönemlerde yerini alacak Cumhuriyet dönemi kuruluşlarından olan Halkevlerinin kuruluşuna, kuruluş amaçlarına, Milli Mücadeleden sonra küllerinden doğan yeni Türk Devleti’nin sosyo-kültürel, ekonomik, siyasal açıdan gelişimine olan katkılarına değineceğim. Halkevleri 1932 yılında Türk Ocakları’nın kapatılması ve mal varlığının halkevlerine devri sonucu kurulmuştur. Türk Ocakları Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ülkeye Osmanlıcılık ve Türkçülük ideolojilerini benimseterek Osmanlı tebaası içerisinde birlik ve beraberliği sağlama amacıyla kurulmuştur. Aynı durum halkevleri içinde geçerli olmuş Halkevleri de Halkçılık ve Milliyetçilik anlayışı doğrultusunda hareket ederek milli birlik ve beraberlik adına çalışmalarda bulunmuştur. Halkevlerinin kurulma amaçlarına değinecek olursak; Milli Mücadele’nin yaratmış olduğu yıkımın ülke genelindeki etkilerini ortadan kaldırmak, halkın içinde bulunduğu sosyo-ekonomik, siyasal, psikolojik durumu kültürel faaliyetlerle unutturmak, halkın okuma-yazma oranını, kültür seviyesini artırmak, ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak ve bunun gibi birçok amaçlarına değinmek mümkün. Cumhuriyet’in ilanından sonra hızla gerçekleştirilen Atatürk İlke ve İnkılaplarının Türk milletine özümsetilmek istenmesi de bir diğer hedeflerden sadece bir tanesidir.1923 yılında kurulan Halk Fırkası,1924’te Cumhuriyet Halk Fırkası,1935 yılında ise Cumhuriyet Halk Partisi adını almıştır. CHP’de yeni yönetim anlayışını halka tanıtmak, halka Cumhuriyet anlayışını benimsetmek, yönetici- halk bütünleşmesini sağlamak amacıyla ülkenin birçok yerinde Halkevlerinin açılmasını sağlamıştır. Başlangıçta az sayıda açılan halkevleri zamanla ülkenin birçok yerinde sayıca hızla artış göstermiştir. Ülkenin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde kurulan halkevleri buralarda da ülkenin gelişimi adına faaliyetlerde bulunmuşlardır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kurulan halkevlerinin temel faaliyetleri diğer halkevlerinde olduğu gibi; eğitim-öğretim faaliyetleri, Türkçe okuma-yazma çalışmaları ve Türk dilinin etkin kullanımı üzerine olmuştur. Doğu Anadolu Bölgesi’nde kurulan halkevlerinden bir tanesi de 1934 yılında kurulan Muş Halkevi’dir. Muş Halkevi kurulduktan hemen sonra bölgede hızlı bir şekilde kültürel, sanatsal, ekonomik vb. alanlarda faaliyetlerine başlamıştır. Özellikle bölge halkına Türkçe öğretmek amacıyla dil kursları ve aynı zamanda halkın okuma yazma konusunda gelişimini sağlamak amacıyla da okuma-yazma kursları açılmıştır. Bölge halkının muhafazakâr bir yapıya sahip olması özellikle kadın nüfusun halkevleri faaliyetlerine katılımını kısıtlamıştır. Muş Halkevi’nin kurulmasıyla birlikte bölge halkının kurulan Yeni Türk Devleti’nin anlayışını, özünü içselleştirmesi ve uygulaması adına faaliyetlere yoğunluk verilmiştir. Kitap okuma, sinema filmleri, tiyatro oyunları gibi faaliyetlerle genç nüfusun kültür seviyesi arttırılmak istenmiş aynı zamanda Atatürk ilke ve İnkılapları bu genç nüfusa benimsetilmiştir. Sonuç olarak Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren ülkenin eğitim-öğretim alanında gelişimine katkı sunan halkevleri Türk Eğitim Tarihi’nde önemli bir yer teşkil etmiştir. Halkevleri sadece eğitim açısından değil aynı zamanda sosyo-ekonomik, siyasal, kültürel alanlarda da ülke gelişimine katkı sunan çok yönlü bir kuruluş olma vasfına da sahip olmuştur.Öğe Eşgüdümlü iki alan: Eğitim öğretim ve modernleşme(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-07-10) Demir, Mehmet Salih; Özteke, FahriEğitim-öğretim toplumu dönüştüren temel dinamiklerin başında gelmektedir. Toplum, eğitim aracılığıyla çağın koşullarına uyarak, başta iktisadi ve teknolojik olmak üzere her alanda rekabet yeteneği kazanır. Eğitimin işlev ve tanımı siyasi, ekonomik ve toplumsal gereksinime göre dinamik bir süreç olarak sürekli evrime uğrar. Eğitim toplumsal değişimin motor gücü olarak, toplumu dönüştürme gücü yanında, kendisi de bu değişim-dönüşümden etkilenerek, toplumsal ihtiyaca göre sürekli tekâmül geçiren bir olgudur. Eğitim bu anlamda kapsamlı bir süreç olup her tür terbiyeyi bünyesinde barındırır. Toplum eğitim aracılığıyla öğrendiği marifeti günlük yaşamda kullanarak, iklim, coğrafya ve benzeri koşullara daha rahat adapte olma, doğaya hükmetme ve her tür zorlukla mücadele etme yeteneği edinir. Sanayi İnkılâbı neticesinde, üretim etkinliklerinin büyük oranda insan gücü yerine makine gücüne dayanmaya başlanması, üretimde ihtiyaç duyulan nitelikli işgücüne olan talebi arttırdı. Bu değişimin eğitime yeni anlamlar yüklemesi ve eğitimin üretime daha çok entegre olması gerektiği yönünde beklentileri artırdı. Eğitim, artık üretim ve kalkınmanın lokomotifi olarak itibar görmeye başladı. Gelişmiş ekonomi ve başarılı eğitim sistemine sahip ülkelerde gözlemlendiği gibi, eğitim kalkınma aracı olarak kullanılmaktadır. Bu kapsamda günümüzde eğitim – öğretim etkinlikleri ve uygulamalı mesleki-teknik eğitime, doğrudan üretimi ve istihdamı arttırmaya dönük önemli bir araç olarak itibar edilmelidir. Aynı amaç tarihsel evrimde hep hedeflenmiştir. Bu bağlamda, Türkiye’nin eğitim – öğretim meselesi, acilen çözüme kavuşturulması gereken önemli konu başlıkları arasında önümüzde durmaktadır. Mesleki ve teknik eğitimin ortaokul 7.ve 8.Sınıf seviyesine kadar çekilmek suretiyle, ülkenin üretim kapasitesinin arttırılmasında kullanılmasıyla istihdamı arttırma ve kalkınmayı sağlamaya dönük çabalar, Türk eğitim sisteminin nihai hedefi haline getirilmelidir. Türkiye en değerli sermayesi olan beşeri potansiyelini, üretimde değerlendirmeyi başardığı takdirde, ülkede ekonomik parametrelerin hızla değişeceği kesindir. Türk ekonomisine uygulamalı eğitim sistemi aracılığıyla bir dinamizm kazandırmak için, eğitimde başarılı ülke örneklerinden yola çıkarak kalkınma atılımı başlatılmalıdır. Bunun için Türk eğitim sisteminde yeni bir yapılanma, tercihten öte bir zorunluluk olarak kendini dayatmaktadır. Türk eğitim sistemi, mesleki ve teknik liselerde uygulanan üretim odaklı sisteme, ortaokulları da dâhil ederek, mesleki ve teknik hüviyete kazandıracak bir müfredat uyguladığı takdirde, üretimde nitelik, verim ve istihdam artacak, ülke kalkınmasına dönük ciddi bir hamle gerçekleştirilecektir. Böylece Türkiye’nin iktisadi gücü kuvvetlenecektir. Bunu başarmanın yolu, Türkiye’de mevcut eğitim sistemini, gerek müfredat gerek altyapısıyla, üretim odaklı hale getirmekten/dönüştürmekten geçer.Öğe İhsaiyat Mecmuası yıllıklarına göre Diyarbakır vilayeti eğitim istatistikleri (1923-1927)(Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-01-13) Mahmat Karanfil, Ece Gül; İdem, TekinMilli bilincin temel faktörü olan tarih, toplumların geçmişleri ile bugününü birbirine bağlama işlevini yerine getirmektedir. Geçmişten bugüne biriken tecrübelerin aktarılmasında en önemli hususlardan biri kayıt altına alınmasıdır. Kayda alınan tarih, dönemlerine ve uzmanlarına göre farklı başlıklar altında incelenmektedir. Bu başlıklardan bir tanesi olan “Eğitim Tarihi” aynı şekilde var olduğu dönemden bugüne dek uzmanlar tarafından araştırılmakta ve bu araştırmalar ışığında yorumlanmaktadır. Eğitim Tarihi genel bir başlık olması ile beraber, alt başlık olarak tarafımızca “Türk Eğitim Tarihi” mikro başlığı altında incelenerek, araştırılmakta ve elde edilen bilgiler baz alınarak yorumlanmaktadır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında eğitim reformlarının sonuçları Diyarbakır vilayetinde ve kazalarında nasıl uygulandığı bu çalışmanın temel araştırma sorularını oluşturmaktadır. Diyarbakır vilayeti ve kazalarının mevcut sosyo-kültürel yapısını göz önünde bulundurularak, eğitim reformlarına vermiş oldukları dönütler istatiksel açıdan tablo şeklinde detaylandırılmaktadır. Çalışmada, Cumhuriyet Dönemi arşiv belgeleri, resmi istatistiksel nicel veriler kullanılarak, Cumhuriyetin ilk yıllarında Diyarbakır vilayetinde ve kazalarında eğitim istatistiklerine dair kapsamlı bir bakış açısı sunulmuştur. Bu tez çalışması ile beraber, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra Diyarbakır vilayetinde 1923-1927 yılları arasında ihsaiyat mecmuasına göre eğitim alanında gerçekleşen gelişmeleri, okullaşma istatistiklerini, öğretmen sayısını, öğrenci sayısını ve eğitim öğretim alanındaki diğer önemli parametreleri incelemektedir.