20 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 20
Öğe Laws doku enerji ölçümü tabanli k-NN siniflandirici modeli ile iris tanima sistemi(IEEE, 20013-06-13) Acar, Emrullah; Özerdem, Mehmet SiraçBiyometrik tanıma teknolojisi genellikle çok pahallı ve son derece önemli güvenlik uygulamaları ile ilişkili olmuştur.İris tanıma sistemi, etkili biyometrik tanımasistemlerinden biridir. Bu çalışmada, farklı insanlardan elde edilen gözimgelerininiçerdiği irisdokuözelliklerinegörekişilerin tanınmasıamaçlanmıştır. İmgeler CASIAiris veritabanındanelde edilmiştir. İmge dokusuna duyarlı yeni yöntemlerdenbiri olanLawsDoku Enerji Ölçümü (Laws TEM) kullanılarak, iris dokusunun belirli yerelalanlarındanöznitelik vektörleri elde edilmiştir. kEn Yakın Komşu (k-NN) sınıflandırıcıparametrelerinden komşu sayısı(k) farklı değerlerde alınarak, elde edilen öznitelik vektörleri k-NN sınıflandırıcısı ile ayrıştırılmıştır. Farklı komşu sayılarına göre sisteminperformans değerlerikarşılaştırılmıştır. Sonuç olarak en yüksek ortalama performans,k-NNsınıflandırıcısınınk=1ve 2komşularıyapısında % 80.74olarak gözlemlenmiştir.Öğe Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bulunan tunç Dionysos heykelinin P-XRF ile arkeometrik analiz ön raporu(Bilgin Kültür Sanat, 2019) Aydın, Mahmut; Tanrıkulu, Hüseyin; Çaylı, Pınar; Demirtaş, Işıl; Eser, BarışÖğe Genelleştirilmiş sınırlı kararlılık bölgesi ile PI ve PID denetleyici tasarımı(Dicle Üniversitesi, 2017-03-01) Atiç, Serdal; Kaya, İbrahimBu çalışma, zaman gecikmeli kontrol sistemlerinin kararlılığı için tüm PI ve PID denetleyici parametre değerlerinin hesaplanmasında genelleştirilmiş bir yaklaşım önermektedir. Bu yaklaşımda yüksek mertebeden transfer fonksiyonlarının, birinci derece artı zaman gecikmeli transfer fonksiyonları ile modellenmesi gerekir. Elde edilen model ve denetleyici transfer fonksiyonları normalize edilerek PI denetleyici tasarımı için düzleminde sınırlı kararlılık bölgesi oluşturulur. Benzer şekilde PID denetleyici tasarımı için , ve düzlemlerinde sınırlı kararlılık bölgeleri oluşturulur. PI ve PID denetleyici parametre değerleri, elde edilen sınırlı kararlılık bölgeleri ile belirlenir. Bu yaklaşım sayesinde transfer fonksiyonunun her değişmesi ile sınırlı kararlılık bölgelerinin yeniden oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaz. Elde edilen genelleştirilmiş sınırlı kararlılık bölgeleri ile tüm PI ve PID denetleyici parametre değerleri hesaplanabilir. Böylelikle bu yaklaşım şimdiye kadar literatürde bildirilmiş çalışmalara göre avantaj sağlar. Önerilen yaklaşımın kullanışlılığını açıklamak için örnek benzetimler verilmiştir.Öğe Koleksiyonların belgelenmesi(Kültürel Mirasın Dostları Derneği, 2016) Stiff, Matthew; Paolini, Anna; Migliorati, Beatrice Beccaro; Aydın, Mahmut; Bozkurttan, RamazanÖğe Şehir içi doğalgaz borularındaki kaynak hatalarının tahribatsız ve tahribatlı muayene yöntemleri ile incelenmesi(Mehmet BULUT, 2021-06-21) Adin, Hamit; Doğan, Adnan; Adin, Mehmet ŞükrüDoğalgaz boru hatlarının imalat ve montajı aşamasında yapılan kontroller kalite, insan, çevre güvenliği ve emniyet bakımından çok önemlidir. Bu nedenle çalışmamızda, Mardin ili şehir içinde kullanılan doğalgaz boru hatlarının birleştirme kaynakları API 1104 standardına göre tahribatsız yöntemle muayene edilmiştir. Tahribatsız muayene için doğalgaz boru hattında kullanılan API 5L X42 standardındaki çelik boruların kaynaklı birleşme yerlerinin radyografik resimleri çekilerek hataları tespit edilmiş ve çözümler geliştirilmeye çalışılmıştır. Radyografik muayeneler sonucunda, birleştirme kaynağındaki hataların kullanılan elektrottan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Ayrıca, çalışma kapsamında borulardan alınan kaynaklı çekme numuneleri ile tahribatlı deneyler de yapılmıştır. Çekme deneyleri sonucunda, birleştirme kaynağı için en uygun elektrotun T2-Saf elektrotu olduğu görülmüştür.Öğe Sınıf öğretmenliği öğrencilerinin ısı ve sıcaklık konularındaki kavram yanılgılarının giderilmesinde tahmin-gözleaçıkla (TGA) yönteminin etkisi(JASSS, 2013-04) Öner Sünkür, Meral; İlhan, Mustafa; Sünkür, MuratBu araştırmada, sınıf öğretmenliği öğrencilerinin ısı ve sıcaklık konularındaki kavram yanılgılarının giderilmesine TGA yönteminin etkisi araştırılmıştır. Bu amaca uygun olarak, çalışma ön test-son test kontrol gruplu deneysel desene göre yürütülmüştür. Araştırmaya 2010-2011 Öğretim Yılı Bahar Dönemi’nde Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi sınıf öğretmenliği programına kayıtlı 83 öğrenci dâhil edilmiştir. 42 öğrencinin bulunduğu deney grubunda TGA yöntemine göre öğretim yapılırken, 41 öğrencinin bulunduğu kontrol grubunda doğrulama laboratuvar yaklaşımı kullanılmıştır. Uygulamalar 4 hafta sürmüş olup 28.03.2011 ile 24.04.2011 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri Gümüş, Öner, Kara, Orbay ve Yaman (2003) tarafından geliştirilen kavram yanılgıları testi ile toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde, öğrencilerin ısı ve sıcaklık kavram yanılgıları testinden aldıkları puanlar dikkate alınmıştır. Veriler, SPSS paket programından yararlanılarak ilişkili örneklem t-testi ve ANCOVA testi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, deney grubundaki öğrencilerin kavram yanılgıları ön test ve son test puanları arasında son test puanları lehine istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır. Kontrol grubunda ise, ön test ve son test puanları arasında bir fark bulunduğu ancak bu farkın istatistiksel açıdan anlamlı olmadığı belirlenmiştir. Araştırmada ayrıca, deney ve kontrol grubunun ön test puanlarına göre düzeltilmiş son test puanları arasında deney grubu lehine anlamlı fark bulunduğu tespit edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara dayanarak, sınıf öğretmenliği programına devam eden öğrencilerin ısı ve sıcaklık konularındaki kavram yanılgılarının giderilmesinde, TGA yönteminin doğrulama laboratuvar yaklaşımına göre daha etkili olduğu tespit edilmiştir.Öğe Çoklu analitik yöntemlerle Sumaki Höyük sürtme taş aletlerinin hammadde kaynak belirlemesi(Tmmob Jeoloji Mühendisleri Odası, 2018) Sarıaltun, Savaş; Aydın, MahmutBu çalışma, Sumaki Höyük Neolitik Dönem tabakalarında bulunmuş sürtme taş alet endüstrisi buluntularının taşınabilir X Işını Floresans Spektroskopisi (P-XRF) ve X- Işını Kırınım Yöntemi (XRD), yöntemleriyle hammadde kaynak yerlerinin belirlenmesine yöneliktir. Aşağı Garzan Havzası’nda bulunan Sumaki Höyük Neolitik yerleşmesi GÖ.8127-7325 yılları arasına tarihlenmektedir. Bu yerleşmede bulunan sürtme taş aletler genellikle bazalttan yapılmıştır. Bununla birlikte çok çok az oranda kireçtaşı da kullanılmıştır. Diyarbakır Havzasının doğusunda yer alan Aşağı Garzan Havzası batıda Kıradağı ve Raman Dağı, doğuda Garzan ve Kentalan antiklinalleriyle çevrelenmektedir. Bunlardan bir olan Kıradağı bazaltları bazalt akıntıları genel hatları ile KB-GD uzanır ve bazalt akışı Kuvaterner Dönemde gerçekleşmiştir. Sumaki Höyük Neolitik Dönem evrelerinden ve Kıradağı bazalt akıntısının farklı yerlerinden alınan taş numunelerde P-XRF yöntemiyle element konsantrasyonları belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca aynı örnekler XRD yöntemiyle incelenmiş ve mineral kompozisyonu ortaya çıkartılmıştır. P-XRF ve XRD yöntemleriyle analiz edilen numunelere bakıldığında gerek Sumaki Höyük Neolitik Dönem Sürtme taş aletleri, gerekse Kıradağı bazaltlarının bir birleriyle örtüşecek kadar yakın olduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda yerleşmede kullanılan bazalt taşından yapılmış aletlerin Kıradağı bazaltından alındığı anlaşılmıştır. Potansiyel kaynak konumlarının özellikleri hakkında bilgi, Neolitik topluluklarının yerleşim stratejisinin ve hareketliliğinin anlaşılmasını sağlamıştır.Öğe Kızıltepe tarımsal alan i̇mgeleri̇ni̇n gabor dalgacik dönüşümü i̇le sınıflandırılması(IEEE, 2012-05-30) Acar, Emrullah; Özerdem, Mehmet SiraçBu çalışmada, Kızıltepe (Mardin) tarım alanlarına ilişkin imgelerin, bitkinin farklı gelişim dönemlerine (ekim dönemi, az gelişmiş dönem, tam gelişmiş dönem ve hasat dönemi) göre sınıflandırılması amaçlanmıştır. İmgeler TARİT (Tarımsal Rekolte İzleme ve Tahmin Sistemi) projesi kapsamında kurulan istasyonlardan elde edilmiştir. İmge dokusuna duyarlı olan yöntemlerden Gabor Dalgacık Dönüşümü (GDD) kullanılarak, ürünün gelişim sürecine ilişkin imgelerin öznitelik vektörleri elde edilmiştir. Bu yöntem ile elde edilen öznitelik vektörleri ayrı ayrı sınıflandırıcılarda test edilerek, elde edilen performans sonuçları karşılaştırılmıştır. Sınıflandırıcı olarak Çok Katmanlı Algılayıcı (MLP) ve k-En Yakın Komşu (k-NN) yöntemleri kullanılmıştır. Sonuç olarak en yüksek ortalama performans, MLP sinir ağının 24-35-4 ağ yapısında % 98.01 olarak gözlemlenmiştir.Öğe Müzelerde güvenlik(Kültürel Mirasın Dostları Derneği, 2016) Biasiotti, Adalberto; Migliorati, Beatrice Beccaro; Aydın, Mahmut; Özdemir, BatuhanÖğe Müzelerde bilimsel teknikler ve risk yönetimi(Anadolu Medeniyetleri Müzesi, 2012) Aydın, Mahmut; Zoroğlu, CandemirTürkiye Cumhuriyetinin iradesi ile kurulan ilk müze sıfatını taşıyan Anadolu Medeniyetleri Müzesi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı 189 müze arasında önemli bir yere sahiptir. 1997 yılında Avrupa’da yılın müzesi seçilen Anadolu Medeniyetleri Müzesi gerek koleksiyonunun ünikliği gerekse akademik üretkenliği ile Türkiye müzeleri nazarında bir enstitü niteliğine de sahiptir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin Konservasyon ve Restorasyon Laboratuarı da Türkiye’nin hali hazırdaki en iyi koruma ve onarım merkezi konumundadır. Tüm bu bileşenler Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni Türkiye müzeleri ve Türkiye’nin kültür sektöründe yer alan diğer kurum ve profesyonellerin karşılaştığı önemli bir sorun konusunda da bir tartışma ve görev yapmaya itmiştir. Bu kitap Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin Başbakanlık, Hazine Müsteşarlığı’nın, Merkezi Finans ve İhale Birimi’nin Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki kültür arası diyaloğun geliştirilmesine yönelik olarak ilan edilen hibe programının “Müzeler Bileşeni” kapsamında yürütülmüş olan “Müzelerde Bilimsel Teknikler ve Risk Yönetimi Projesi”nin sonuç ve çıktılarını içeren bir kaynak niteliğindedir. Bu proje yalnızca Anadolu Medeniyetleri Müzesi veya Türkiye Müzelerini değil, Avrupa Birliği içerisindeki ve dünyanın diğer coğrafyalarındaki müze ve kültür sektörü kurumlarının olası risklerinin yönetilmesi ve bu risklerin indirgenmesinde bilimsel metotların kullanılması için yapılan çalışmalardan biridir. Bu nedenle Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin Uluslar arası Müzeler Konseyi (ICOM/Paris) ve Kültürel Mirasın Dostları Derneği’nin (KUMID / İstanbul) ortaklığı ile yürüttüğü proje bu alanda atılması gereken adımlardan yalnızca bir tanesidir. Esasında yürütülen projenin en önemli amacı tüm müzelerin ve kültür sektörü profesyonellerinin karşı karşıya oldukları sorunlar üzerine düşünmelerini, fikir yürütmelerini ve çözüme katkı sağlayacak yeni yaklaşımları ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Gerek Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinde gerekse dünya müzelerinde risklere karşı hazırlık ve bunun yönetimi, müze uygulamalarında başvurulan bilimsel yöntem ve analizler her geçen gün ilerleyen teknoloji ve iletişim ağı sayesinde daha ulaşılabilir olduysa da; yaşanan tecrübeler maalesef hemen hemen hiçbir kurumun potansiyel risklere karşı tam anlamı ile hazır olmadığını göstermektedir. Müzelerin ve kültürel miras alanlarının risklere karşı hazırlığı müzelerin akademik üretkenliği ile doğru orantılı bir dinamiktir. Müze uygulamalarında ilerleme sağlandıkça müze ve kültürel miras alanlarını yöneten kültür sektörü de bulunduğu ortamın olası risklere karşı hazırlanmasında uygun önlem alma kabiliyetini edinmiş olacaktır. Bu nedenle bu proje ve projenin bu kitapla somutlaşan çıktılarının müzelere, müze profesyonellerine ve kültür sektörünün diğer aktörlerine yardımcı bir kaynak ve bir tartışma zemini olmasını arzu ediyoruz. Katkı sağlayan ve destekleyen tüm kişi kurumlara teşekkürü bir borç biliriz.