Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Öğe
    Faik Reşad’ın Mürüvvet Gazetesindeki imla ile ilgili makaleleri
    (Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2021-04-29) Tuğluk, Mehmet Emin
    Türk dilinin kurallarının belirlenmesi ve imla ile ilgili konularda düzenleme yapılması ile ilgili tartışmalar 19. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren belirgin bir şekilde artmıştır. Gazete ve dergiler etrafında gerçekleşen bu tartışmalar genellikle dilin sadeleşmesi, Türkçenin gramerinin yazılması ve imlada birlik konularında yoğunlaşmıştır. Dönemin önde gelen şair ve yazarlarının pek çoğu doğrudan veya dolaylı olarak bu tartışmalara katılmıştır. Faik Reşad da dil ve imla konusundaki bu tartışmalara doğrudan katılmış yazarlardandır. Faik Reşad‟ın Mürüvvet gazetesinde 1888 yılında yayımlanan “İmlâ” başlıklı sekiz makaleden oluşan yazı dizisi belirttiğimiz konuları ele almaktadır. Faik Reşad bu yazı dizisinde milletlerin milliyetlerini ancak lisanlarıyla koruyabileceklerini, bundan dolayı bizim de dilimizi ve imlamızı kurallara bağlamamız gerektiğini belirterek bu konuda birtakım görüş ve önerilerde bulunmaktadır. Faik Reşad, Mürüvvet gazetesinde kaleme aldığı bu yazılarında dil ve imla kurallarının belirlenmesi amacıyla bugünkü Türk Dil Kurumunun görevini üstlenecek “Cemiyet-i İlmiyye-i Resmiyye” adıyla bir cemiyet kurulması, bir Türkçe lügati ile Türkçe dil bilgisi kitabının hazırlanması gibi dikkat çekici konular üzerinde durmaktadır. Bu çalışmada Faik Reşad‟ın Mürüvvet gazetesinde yayımlanan imla ile ilgili makalelerinin çevirisi yapılmış ve bu makalelerden hareketle Faik Reşad‟ın dil ve imla ile ilgili görüşlerine yer verilmiştir.
  • Öğe
    Hayat karşısında şair: Cemal Süreya şiirinde gerçeklik algısı
    (Uluslararası Ekonomi, Siyaset ve Toplum Bilimleri Dergisi, 2019-01-15) Karadeniz, Mustafa
    Gerçeklik, Cemal Süreya’da özgün ve alternatif bir şiir dünyası üretebilmek için temel hareket noktasıdır. Bu çerçevede Süreya, şiiri bir taklit sanatı olarak değil, dünyayı dönüştürmenin araçlarından biri olarak görür. Şiirde amaçlanan yeni ve özgün gerçekliğin üretimi için başvurulan temel strateji, dilin yabancılaştırılmasıdır. Onun şiirde kurmak istediği yeni ve özgün evrenin yapı taşları sözcüklerdir. Şiirde yeni bir gerçeklik üretebilmenin başlıca yolu, sözcüklerin günlük dildeki yerleşmiş, donmuş anlamlarının, kullanım imkânlarının dışında yeni bir bakışla değerlendirilmesidir. Süreya’nın teorik olarak işaret ettiği bu özgün ve farklı gerçeklik anlayışı, ilk şiirlerinden itibaren pratikte de karşılık bulur. Bu alımlama tarzı, şiirlerde bazen burjuva ahlakı, kadın ve cinsellik kavramları ekseninde toplumsal normlara yönelik ironik bir eleştiri olarak bazen de Anadolu insanının çaresizliği ve sefaletiyle belirir. Bu çalışma, Cemal Süreya’nın gerçeklik kavramını alımlama tarzını poetik metinleri ve şiirleri bağlamında serimlemeyi amaçlamaktadır
  • Öğe
    Din dili açısından dinî semboller bize ne söyler
    (Batman Üniversitesi, 2023-01-01) Polat, Sait
    Bu çalışma, dil felsefesi bağlamında din dilinin mahiyeti, teistik ifadelerin doğruluğunu, anlamlılığını ve mantıkî statülerinin belirlenmesini, dinî söylemin semboller üzerindeki etkisini, dinî sembollerle teistik metinler üzerinden Tanrı hakkında konuşmanın mümkün olup olmadığını, felsefi bir bakış açısıyla tartışmayı hedeflemektedir. Dinî sembolizm, anlam açısından esas argümanlarını konumlandırırken, probleme sadece dil açısından değil, dinin mahiyetinin ne olduğunu da göz önünde bulundurur. Bu bağlamda sembollerin amacı, sosyal ve kültürel olarak içerdiği manayı, dinî ve dinî olmayan formların doğrudan delaletleri yanında, sanatsal, dilsel, estetik ifadeleri, dolaylı ve ima yoluyla bizlere iletmektir. Bu temel mana ile sembolik anlam arasındaki ilişkiye baktığımızda görürüz ki, anlaşılır ufuk açıcı bir manaya kavuşabilmek için sembolik ve derunî anlam dünyasına girmeden bu durumun gerçekleşmesi mümkün görünmemektedir. Düşünürler teolojik dil ekseninde kutsal metinlerin dilini anlamada kendi felsefi sistemleri içerisinde çeşitli yaklaşımlar geliştirmişlerdir. Bu konuda temel sorun, metafizik alana dair meselelerin bu dünyadaki insana ait olan dilin semboller üzerinden nasıl kullanılması ve gerektiğidir.
  • Öğe
    Simultane çevirinin doğuşu Türkiye’de gelişim süreci ve Arap dilinde kullanımı
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-07-16) Ayral, Besiye; Akreş, Hasan
    İnsanlar arasındaki etkileşimin en küçük yapı taşı olan dil insanlar arasındaki iletişimi sağlayan bir anlaşma sistemidir. Geçmişten günümüze kadar farklı dilleri konuşan insanların iletişim sağlayabilmesi çeviri ile mümkün olmuştur. Yıllar boyunca çeviri öneminden bir şey kaybetmemiş, aksine her geçen gün daha da küreselleşen dünya beraberinde toplumlar arasındaki iletişim ve etkileşiminin daha da artmasına neden olmuştur. Bu çalışma, bir konuşmacının söylediklerini aynı anda başka bir dile çeviren sözlü çeviri yöntemlerinden biri olan simultane çevirinin tarihini, nasıl ortaya çıktığını, Nürnberg mahkemelerinde nasıl kullanıldığını, mahkeme sırasında yaşanan problemleri bize detaylı bir şekilde göstermektedir. Mahkeme ile birlikte önemi net bir şekilde kavranan bu çeviri türünün Türkiye’deki gelişim süreci anlatılmış istenen seviyede gelişmeme sebepleri ele alınmış ve gelişmesi için önerilerde bulunulmuştur. Bu çalışma üniversitelerde bulunan mütercim-tercümanlık bölümü öğrencileri için bir rehber kitap niteliğindedir. Çalışmanın son bölümünde Arap dilinde kullanımına değinilmiş bu kapsamda Arap dili yapısal özellikleri incelenmiştir.