Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 2 / 2
  • Öğe
    Nâilî’nin “giderüz” redifli gazelinin yolculuk bağlamında tahlili
    (Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, 2020-06-30) Sağlam, Ayşe
    Tarih boyunca insanlığın ilgisini çeken yol ve yolculuk, farklı zamanlarda birçok edebî metne konu olmuştur. İnsanlığın içindeki arayışın bir yansıması olarak edebî metinlerde yerini alan yolculuk teması, başlangıçta sevgiliye ya da özlem duyulan bir diyara ulaşmak gibi meseleler için çıkılan maddi bir yolculuk olarak görülürken zamanla insanın kendi benine doğru yaptığı bir iç yolculuk şekline bürünmüştür. Yolculuk kahramanların ruhlarındaki derinliği ortaya koyan bir ölçüdür. Kişinin yolculuk boyunca karşılaştığı engelleri aşmak için verdiği mücadeleler, onun kararlılığını ortaya koyduğu gibi kabiliyetlerinin inkişafına da vesile olur. Kişilerdeki yüksek vasıflar, çıkılan yolculuktaki başarı nispetinde açığa çıkar. Kişinin kendini tanıması, kendi beniyle yüzleşmesi ve fıtratındaki yüksek seciyeleri açığa çıkarabilmesi, kendi içine yaptığı yolculukla mümkün olabilmektedir. Özellikle tasavvufun etkisi altında şekillenen klasik edebiyat metinlerinde bunun örneklerine çokça yer verilmiştir. Birçoğu belli bir tarikata mensup olan ve hakiki sevgili olan Allah’a kavuşma mücadelesi veren klasik şairler, kendi gönüllerine yaptıkları manevi seyahati eserlerine de konu edinmişlerdir. Bu durumu 17. yüzyıl klasik edebiyat temsilcilerinden olan Nâilî’nin “giderüz” redifli gazelinde de görmek mümkündür. Nâilî, bu şiirinde manevi arayışını ve hedefine ulaşmak için tercih ettiği yolları dile getirmiştir. Bu çalışmada Nâilî’nin “giderüz” redifli gazeli, yolculuk bağlamında yorumlanmaya çalışılacaktır
  • Öğe
    Yazım itibariyle farklı algılanan bazı kelimelerin tecvit tahlili
    (Batman Üniversitesi, 2023-01-01) Çakır, Fatma
    Kur’ân-ı Kerim’in tecvid tahlilini yapmak, tecvidin hem teorik hem pratik kısmıyla alakalıdır. Çünkü tahlili doğru anlamak teoriye, okuyuşu ona göre doğru yapmak ise pratiğe girer. Ancak bazı yerler ilk bakışta farklı tahlil yapılıp yanlış okunabilmektedir. Bu konular daha ziyade med, idğâm ve vakf yapıldığında nasıl durulması gerektiği konularıyla alakalıdır. Bunun nedeni bazen Kur’ân-ı Kerim’in kendine has yazım şekli (Resmü’l-Osmânî) bazen Arapça dilinin kaideleri gereği oluşan birleşmeler, bazen de tecvid ilminin inceliklerinin gözden kaçırılmasıdır. Bu tür örneklerin bazısı okuyuşa etki ederken bazısında ihtilaf sadece isimlendirmeye etki etmiştir. Bu makalede bu yerlere örnekler verilip, ilgili kısımlar tecvidin klasik kaynaklarından delillerle incelenmiştir. Örnekler Kur’ânı Kerim’in farklı yerlerinden seçilmiştir. Bunların sayılarını arttırmak mümkün olup bu araştırmada konunun anlaşılacağı kadarıyla yetinilmiştir. Bu meyanda öncelikle âyeti kerîmelerden seçilen örneklerdeki zannedilen kaide, gerekçesiyle açıklanmış; daha sonra olması gereken kaide, deliliyle zikredilmiştir. Çalışmada tecvidin pratik kısmı olduğu kadar teorik kısmının da femi muhsin olarak yaygınlaşan, yani mahir bir öğreticiden alınması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.