7 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Öğe Nazan Bekiroğlu’nun Nar Ağacı romanında evde olmak / olmamak(Journal of Turkish Studies, 2014-01) Korkmaz, FerhatNar Ağacı Nazan Bekiroğlu’nun 2012 yılında Timaş Yayınları arasında çıkan romanıdır. Romanda, köken arayışını yönelen anlatıcı, anneanne ve dedesinin bir araya gelişlerinin izini sürer. Köken arayışı, eserin felsefi atmosferinin oluşmasına olanak tanımıştır. Romandaki anlatıcı “giz”i araştırır. Kullandığı çeşitli ve dinamik anlatım yöntemleriyle arkeolojik bir gezintiye çıkar, şehir ve medeniyetleri bir kavşakta birleştirir, anlatısal bir orman inşa eder. Doğu İran’ın Taht-ı Süleyman kentinden gelen Settarhan’ın öyküsü ile Trabzon’da yaşayan ve Rus işgali sonrasında bir süre şehirden ayrılmak zorunda kalan Zehra’nın simetrik öyküsünün işlendiği romanda, evlerinden ayrılmak ve göç etmek zorunda kalan kahramanların yaşamı ele alınmıştır. Romanda, Trabzon, anlatıcı ve kahramanların evidir, yahut evi haline gelir. Bu çerçevede evin dışına çıkan tekinsiz bir dünyaya atılır. Kendini bulabilmesi ve eve ulaşabilmesi için belli mücadeleler veren karakterler, varoluşlarını yeniden gerçekleştirmek zorunda kalırlar. Romanın fonunda, Osmanlı tarihinin en yoğun savaş dönemi olan Balkan Savaşlarından Birinci Dünya Savaşına uzanan yıkılış öyküsü vardır. Romanın fonundaki bu atmosferde cepheler, sürgünler, salgın hastalıklar, kitlesel ölümler işlenmiştir. Söz konusu fon nedeniyle kahramanlar yeni var oluşlar belirlemek, kendilerini gerçekleştirmek zorunda kalır. Ev, romanda merkezde duran bir anlatı ve varoluş aracıdır. Çalışmamızda, Freud’un üzerinde durduğu ve Heidegger’in felsefi olarak ele aldığı evde olmak (heimlich) ve evde olmamak (unheimlich) kavramları açısından bir değerlendirme yapılacaktır.Öğe Yitirilmiş bütünlüğün ikamesi için bir öneri: roman ve halk(Selçuk Üniversitesi, 2020) Karadeniz, MustafaCengiz Han ve Lenin biyografileriyle tanınan İngiliz gazeteci, romancı ve tarihçi Ralph Winston Fox (1900-1936) görece kısa bir ömre çok sayıda kitap, deneme ve makale sığdırmış üretken bir yazardır. Yazarın ölümünden sonra 1937’de yayımlanan Roman ve Halk (The Novel and the People), Ferit Burak Aydar’ın İngilizceden çevirisiyle Ayrıntı Yayınları tarafından Ekim 2019’da yayımlandı. Fox 12 bölümden oluşan çalışmasında, roman türünün tarih boyunca geçirdiği zorunlu değişimleri İngiliz romanı bağlamında ele alır. 128 sayfadan oluşan kitabın girişinde yazar romanın, matbaayla yaygınlaşan bir medeniyet yaratısı olduğunu vurgular. Fox’a göre burjuva bireyin epiği olan roman, kapitalizmin dünyaya sunduğu en önemli yaratıcı kültürel hediyedir. Epikteki toplumsal bütünselliğin aksine roman, bireyi ve onun kaderi ve yaşantısıyla sınırlı olan mücadelesini ele alır. Yazara göre roman, insan ile toplum arasındaki dengenin kaybolduğu, bireyin başkalarıyla ve doğayla daimi bir mücadele içine girdiği kapitalist bir toplumda gelişebilir. Roman ve Halk, sanat ve hayat arasındaki bağlantıyı oldukça akıcı bir dille mesele edinen kıymetli bir çalışma. Yazarın sosyalist gerçekçi sanat anlayışının gelişimi ve sorunları hakkındaki fikirleri, Türk edebiyatındaki toplumcu-gerçekçi roman geleneğine dair yeni çalışmalara ilham verebilecek türdendir.Öğe Geçmişten günümüze kalan bir tartışma ve forum dergisi çevresinde gelişen edebi bir hareket(Türkbilig, 2014-06-01) Korkmaz, FerhatOsmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleriyle Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk edebiyatı edebi muhitler ve hareketler bakımından son derece zengindir. Araştırmacılar tarafından Demokrat Parti dönemi olarak adlandırılan 1950-1960 yılları arasında, İkinci Yeni hareketi ile birlikte var olmuş başka bir edebi hareketin adı “Forum Çevresi”dir. Türk medeniyetinin Batı medeniyeti ile sentezini savunan “Forum Çevresi”, özellikle roman ve hikâye türlerinde verdikleri eserlerle adlarını duyurmak istemişlerdir. Batı edebiyatından T. S. Eliot, James Joyce, Franz Kafka, Virginia Woolf ve Marcel Proust gibi modern edebiyat temsilcileri olan şair, öykücü ve romancıların etkisiyle eser vermeyi hedefleyen “Forum Çevresi” tıpkı takip ettikleri sanatçılar gibi modernist bir edebi hareket kurmuşlardır. Hareketin savunucusu Metin And’dır. Bilge Karasu, Feyyaz Kayacan, Mehmet Başaran ve Oktay Rifat hareketin görüşlerine bağlı olarak eser vermişlerdir. “Forum Çevresi”ni oluşturan şair ve yazarlar, genellikle Forum, Yenilik ve Pazar Postası yayımları etrafında eser vermişlerdirÖğe Bir gazetecinin romanı: Esrâr-I Cinâyât(Journal of Turkish Studies, 2011-01) Korkmaz, FerhatTürk edebiyatında modernleşme gazete aracılığıyla başlar. Edebiyatımıza yeni kazandırılan pek çok tür varlığını ve gelişimini gazeteye borçludur. Yusuf Kâmil Paşa, gazetede tefrika ettirmek suretiyle ilk çeviri romanı Türkçeye kazandırır. Bundan sonra Tanzimat döneminde roman, gazetelerde tefrika yoluyla yayımlanır. Ahmet Mithat Efendi hem gazeteci hem de romancıdır. Gazete ve roman arasında uzlaşma arayan Ahmet Mithat Efendi, Esrâr-ı Cinâyât romanında bu iki türün birbirine olan katkısını ele alır. Romanda doğruların yanında yer alan bir gazeteci ve baskıyla karşı karşıya kalan bir devlet memurunun suçluların yakalanıp adalete teslim edilmesi ve kamuoyunun vicdanının rahatlatılması için yaptıkları işbirliği ele alınmaktadır. Gazete ve gazeteciyi vaka çözümünde en önemli unsur haline getiren romancı, Tanzimat dönemi gazeteciliği hakkında bize pek çok bilgi de sağlamaktadır. Bu vesileyle gazetecilik, matbaacılık, Matbuat Nizamnamesi, ifade özgürlüğü, gazete-iktidar ilişkisi ve sansür gibi meseleler romanda üzerinde en çok durulan konular haline gelir.Öğe Feminist edebiyat eleştiri kuramları açısından Nezihe Meriç’in korsan çıkmazı romanı üzerine bir değerlendirme(Edebî Eleştiri Dergisi, 2019-12-31) Korkmaz, FerhatFeminizm, politik, kültürel veya ekonomik bakımlardan toplumda cinsler arasında ayrımı reddeden ve kadın haklarının yasal yollarla korunmasını sağlamayı amaçlayan hareketlerin tümünü ifade eder. Kadınları, ataerkil kültürün yarattığı yıkıcı zihinsel bağımlılıktan kurtarma amacını taşıyan feminist kuramlar, edebiyat eleştirisinde, erkeklere ait metinlerdeki egemen görüşleri ortaya koyma, kadınlara ait metinler üzerinde de kadın imgesini saptama ve bu imgeye ataerkil normların sızıp sızmadığını tespit etme ilkelerini temel alır. Feminist edebî eleştirinin temel amacı, feminist bir gündem oluşturup bu doğrultuda bir estetik yaratmaktır. Türk romanı ve öyküsü, İkinci Dünya Savaşı sonrası edebiyat ortamının ivme kazandırmasıyla yeni bir anlatım düzenini benimsemiş, özgürlük, insan ve kadın hakları, çoğulculuk gibi çağdaş dünya edebiyatındaki temalar, Türk roman ve öyküsünde konu olarak işlenmeye başlamıştır. Nezihe Meriç’in 1961 yılında yayımladığı ve 1962 yılında sayesinde TDK roman ödülünü kazandığı Korsan Çıkmazı romanı, kadın sanatçıya ait bir edebî metin olmakla birlikte kadının yetişmesi, toplumsal varlığı ve edebî söylem inşa etmesi bağlamında öncü eserlerden sayılmaktadır. Çalışmamızda, Korsan Çıkmazı, Türk ve dünya sanat ve edebiyat hayatında önemli dönüşümlerin yaşandığı 1960’lı yılların sosyal, kültürel, ve politik ortamını arka fonda cinsel politika bağlamında aktaran öncü eserlerden olmasından ötürü seçildi. Bu nedenle çalışmamızda, Korsan Çıkmazı romanı, feminist edebiyat eleştirisi kuramları göz önünde tutularak feminist söylemler bakımından analiz edilmiştir.Öğe Ölümünün 100. yılında büyük bir romancıyı anmak(The Journal of Academic Social Science Studies, 2012-10) Korkmaz, FerhatAhmet Mithat Efendi who was born in 1844 and died 1912 is one of the most productive writers in Turkish literature. When Ahmet Mithat Efendi continues his education in the territory of the Balkan, he begins to work as a correspondent at Tuna newspaper thanks to Mithat Paşa. He also carries on working as a correspondent at Zevra which is a province newspaper being published in Bağdat (1869). Ahmet Mithat Efendi who comes back to İstanbul in 1871 pursues this job yet. He takes his unforgettable and monumental place in press, art, literature and culture life over 40 years except his exile years. In our study, since it passed one hundred years from his death, the aim of remembering and reminding him will be intended and also it will be gone through his works as being a novelist. On the other words, our study will be written in the identity of necrology and especially, we will deal with Ahmet Mithat Efendi’s art of the novelÖğe Ahmet Mithat Efendi’nin Cellât romanı ve erken modern Avrupa'da şiddet (1500-1800)(Journal of Turkish Studies, 2015-04) Korkmaz, FerhatAhmet Mithat Efendi, Türk edebiyatında roman sanatının öncü isimlerindendir. Şemsettin Sami ve Namık Kemal’in araladığı bu yeni türün kapısından giren Ahmet Mithat Efendi, otuzun üzerinde roman yazarak Türk romancılığının en üretken sanatçıları arasına girmeyi başarmıştır. Fazla sayıdaki romanından ötürü kendisine “ticari kaygı” yakıştırması yapılsa da esasında o, devrin meselelerine çözüm üretme amacıyla sanatını bir araç olarak kullanmıştır. Romanlarında hokkabazlık hikâyelerinden ajanlık faaliyetlerine kadar birçok önemli konu vardır. Ayrıca gazeteci olduğu için sanatında Osmanlı ülkesinin sorunları üzerine eğildiği kadar Orta Doğu, Afrika, Amerika ve Avrupa’nın meseleleri ve tarihiyle de ilgilenmiştir. Avrupa tarihinin iç içe olduğu şiddet, bu dönemde Ahmet Mithat Efendi’nin dikkatini çekmiş, Cellât adlı romanıyla kurgusal bir ortamda bunu okurun beğenisine sunmak istemiştir. Cellât, şiddetin temsilinin amaçlandığı ilk Türk romanıdır ve romanda Türk okuru için vaka akışı dikkatle gözetilmiştir. Romanda bulunan kimi sahneler, modern izleyicinin görmeye dayanamayacağı türden infaz, işkence ve şiddet sahneleri içermektedir. Tarihsel gerçeklikleri romanına yansıtmaktan hoşlanan Ahmet Mithat Efendi, Cellât’ta bir cellâdın ve oğlunun şiddet içinde geçen hayatını Avrupa tarihiyle koşut tutarak anlatır. Napolyon’un Elbe adasındaki sürgünden dönüp Waterloo Savaşı’na sonuna kadar süren yüz günlük iktidarı zamanında geçen olaylar, büyük bir romancı dehasıyla kurgusal ortamda anlatılmaktadır. Çalışmamızda, Cellât romanındaki kurgusal ortam göz önünde tutularak erken modern Avrupa’da (1500-1800) şiddet ele alınacaktır