Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 11
  • Öğe
    Nurullah Genç’in şiir dünyası
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-11-15) Oğul, Emin; Zariç, Mahfuz
    Nurullah Genç, Türk edebiyatında 1980’li yıllardan sonra şiirleriyle tanınmaya başlanmıştır. Şair, ilk şiirlerini gençlik yıllarında yazmaya başlamıştır. Onun ilk şiirleri çeşitli dergilerde yayınlanmıştır. Nurullah Genç, din, gelenek ve milli duyarlılık temelinde yazdığı şiirlerinin yanında, üç roman ve akademik eserler de vermiştir. Şair ayrıca profesyonel fotoğrafçılıkla da ilgilenmektedir. Bu çalışmada 1980 sonrası Türk şiirinde önemli bir yere sahip olan Nurullah Genç’in şiir dünyasını tanımlamaya çalışacağız. Bu çalışma esas olarak dört bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde Nurullah Genç’in hayatı, ailesi ve edebi kişiliğini incelenmiştir. İkinci bölümde Nurullah Genç’in şiirlerinde izlekleştirilen konular, duygu, imge ve anlam çeşitli başlıklarla çalışılmıştır. Üçüncü bölümde Genç’in şiir dili ve üslubu ele alınmıştır. Dördüncü bölümde ise Nurullah Genç’in şiirleri ahenk ve şekil bakımından incelenmiştir.
  • Öğe
    İkinci yeni şiirinde müzikalite
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-10-26) Eruzun, Ömer; Korkmaz, Ferhat
    İkinci Yeni hareketi 1950’li yılının başlarından itibaren herhangi bir edebiyat bildirisi etrafında birleşmeksizin doğmuş bir şiir hareketidir. Öncü şairleri İlhan Berk, Edip Cansever, Turgut Uyar, Cemal Süreya, Ece Ayhan ve Sezai Karakoç olan İkinci Yeni şiiri Türk edebiyatında büyük bir kırılma yaratarak modern Türk şiiri üzerinde önemli izler bırakır. Dünyada ve Türkiye’de İkinci Dünya Savaşı sonrasında İkinci Yeni şiirinin doğup geliştiği dönemde edebiyatta varoluşçuluk ve gerçeküstücülük, resim sanatında non-figüratif tarz, müzik sanatında ise atonalite yaygınlaşır. İkinci Yeni şairleri değişen dünyayı şiirde yeni biçimler ve anlatım tarzları deneyerek ele almışlardır . İkinci Yeni şiirinin en temel özelliği, yeni yöntem ve teknikler kullanarak yeni bir biçim yaratmaktır. İkinci Yeni’nin öncü şairleri Türkiye’de ve dünyada değişen ve gelişen yeni müzik anlayışlarından hareketle daha önce denenmemiş yöntemlerden yararlanarak müzikalite değeri farklı olan sıra dışı şiirler yazmışlardır. Bu sıra dışılığın önemli hususiyetlerinden birisi de İkinci Yeni şiirinin atonal müzikle olan ilişkisidir. Bu tezde, İkinci Yeni şairlerinin poetika yazılarından hareketle şiirde müzikalite hakkındaki düşünceleri değerlendirilerek İkinci Yeni şiirinin ses ve ahenk gibi müzikalite unsurları ele alınmıştır.
  • Öğe
    İbnu’r-Rûmî ve şiirleri
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-07-25) Alanko, Muhammed; Suzan, Yahya
    İbnu’r-Rûmî hicrî 3. yüzyılda Abbâsî döneminde yaşamış önemli Arap şairlerinden biridir. Derin hayalleri ve ilginç görüşleri ışığında nazmetmiş olduğu beyitlerle Arap edebiyatının harika örneklerini sunan şair, çağdaşı Buhturî’den sonra zamanının en iyi şairi olarak kabul edilmiştir. Özellikle hiciv alanında yazmış olduğu beyitler, edebî çevre tarafından hayranlıkla takip edilmesini sağlamıştır. Nitekim rekabet halinde olduğu Buhturî, ona karşı bir haset içerisinde olmasına rağmen onun hiciv alanındaki dahiliğini ikrâr etmiştir. Bunun yanı sıra çocukluğundan itibaren aile fertlerini birer birer kaybeden ve bunun neticesinde karamsar bir ruh hali yaşayan şair, vefat eden aile fertleri üzerine yazdığı beyitlerle Arap edebiyatının harika örneklerini teşkil edecek mersiyeler kaleme almıştır. Şiirleri üzerinde bir takım çalışmalar olmasına rağmen muhteva açısından yeterli bir çalışma söz konusu değildir. Bu eksiklikten yola çıkarak yaptığımız çalışma bir giriş ve iki ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde şairin yaşadığı dönem siyasî, sosyal ve ilmî açıdan ele alınmıştır. Birinci bölümde şairin hayatı ve edebi kişiliği işlenmiş ve bu unsurların şiirlerindeki etkisi ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. İkinci bölümde ise nazmettiği şiirlerin muhtevasına yer verilmiştir.
  • Öğe
    İkinci yeni şiirinde din ve medeniyet algısı
    (Batman Üniversitesi, 2016) Soysal, Sait; Korkmaz, Ferhat
    İkinci Yeni hareketi getirdiği yenilikler bakımından Türk şiirinde özgün bir yere sahiptir. İkinci Yeni şiirinin öncü şairlerinden Cemal Süreya, İlhan Berk, Turgut Uyar, Edip Cansever, Ece Ayhan ve Sezai Karakoç'un şiirlerinden hareketle yapılan bu çalışma, medeniyet ve din bağlamında bir değerlendirmeyi içermektedir. Giriş dışında iki ana bölümden oluşan bu çalışmanın birinci bölümünde Doğu ve Batı medeniyetlerinin İkinci Yeni şiirine yansıması, kent ve kentsel gelişiminin sonuçları, işçi sorunları, şairlerin politik algıları, bilim, fen ve tarihe bakış açıları, metafizik boşluk, ilerleme düşünceleri gibi birçok konu ele alınmıştır. İkinci bölümde ise Tanrı kavramı, peygamber algısı, öte dünya düşüncesi, tasavvuf, varoluşçuluk, nihilizm, kriz kavramı ve dinsel kriz gibi kavramların İkinci Yeni şiirine nasıl yansıdığı tespit edilmeye çalışılmıştır. İkinci Yeni hareketine mensup şairlerin din ve medeniyet bağlamındaki düşüncelerinin tespiti, genel olarak anlam kapalılığı eleştirisi alan şiirlerin anlamlandırılmasına katkı sağlayacaktır.
  • Öğe
    Abdulvahap Akbaş'ın hayatı, sanatı ve eserleri
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-11-15) Bağış, Abdulgani; Korkmaz, Ferhat
    Abdulvahap Akbaş, ilk şiirini yayımladığı 1978 yılından itibaren ömrünün sonuna kadar başta şiir olmak üzere hikâye, deneme, inceleme, araştırma, roman, çocuk edebiyatı eserleri, gezi yazıları ve dergi çalışmalarıyla milli ve manevi değerleri evrensel çizgilerle muhafaza etmeye çalışmış çok yönlü bir sanatçıdır. İnanç ve toplumsal değerleri fikren ve fiilen savunurken eserlerinde tutarlı olmaya gayret göstermiştir. "İslami Hassasiyeti Olan Edebiyat" hareketi içerisinde yer bulan sanatçı bu kültüre uygun olarak ortaya koyduğu çalışmalarıyla toplumun dini ve tarihi değerlerini ön plana çıkarmıştır. Toplumun ve çocukların önder kişilikleri örnek alması ve toplumsal değerlerlerle barışık yetişmesi için emek sarf etmiştir. İçinde yetiştiği toplumsal koşulları doğru yorumlamış; yetiştiği kültürün izlerini, evrensel değerlerle eserlerine aktarmış, bu yönüyle Doğu ve Batı kültürünü İslami değerler sistemi içinde sunmaya çalışmıştır. Abdulvahap Akbaş, eserlerinde inanç kavramını yoğun bir şekilde işlemiş, kültürel zenginliği yansıtmak için de Türkçenin zenginliğinden faydalanmıştır. Abdulvahap Akbaş’ın hayatı hakkında ailesiyle görüşülmüş eserlerle hayatı arasındaki bağlar incelenmiştir. Roman ve hikâyeleri incelenmiş yazarın fikir hayatı ve edebi yönü irdelenmiştir. İslami düşünce ve duyguları eserlerinden yola çıkılarak aktarılmaya çalışılmış, taşra ve medeniyet algılarının şiirlerine yansımaları değerlendirilmiştir. Bu tez çalışmasında Abdulvahap Akbaş'ın eserleri incelenmiş ve edebi kişiliği değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    Mehmed Celâl şiirlerinin çeviriyazı ve incelemesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-07-29) Demir, Orhan; Korkmaz, Ferhat
    Çalışma kapsamında Ara Nesil döneminin tanınmış şairlerinden olan Mehmed Celâl’in 1886-1900 yılları arasında yayımlanmış olan 19 şiir kitabının çevirisi yapılmıştır. Mehmed Celâl Şiirlerinin Çeviriyazı ve İncelemesi başlıklı çalışmamız üç ana bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde; Mehmed Celâl’in hayatı, sanatı, eserleri ve tenkitçiliği hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde Mehmed Celâl’in şiirlerinde tema, ahenk unsurları, edebi sanatlar ve nazım şekilleri üzerinde durulmuştur. Tezimizin üçüncü ve asıl bölümü olan ve Mehmed Celâl’in 19 şiir kitabının tam metin şiir çevirisi yapılarak Osmanlı Türkçesinden günümüz Latin harflerine aktarılmıştır. Türk edebiyatına önemli katkılarda bulunmuş ve birçok edebi türde eser kaleme almış olan Ara Nesil şairi Mehmed Celâl’in, Osmanlı Türkçesi ile yazılmış şiir kitaplarının tümünün Latin alfabesine aktarımı yapılmış olup 1886-1900 yılları arasında bu türde yayımlanmış eserleri ayrı ayrı incelenerek değerlendirmelerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Endülüslü Hafsa er-Rekûniyye ve şiirleri
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-03-13) Çabuk Turğut, Merve Nur; Suzan, Yahya
    Müslümanların İspanya’yı fethinden sonra kurulan Endülüs Devleti, yaklaşık sekiz asır ayakta kalan bir devlettir. Bu devlet, doğu ve batı medeniyetlerinin harmanlandığı zengin bir kültürel miras bırakmıştır. Endülüs’ün, sosyal ve siyasi yapısı, farklı etnik grupları bünyesinde barındırması sebebiyle burada pek çok alim, edebiyatçı, filozof ve şair yetişmiştir. Böylece Endülüs, bilim, sanat, mimari ve edebi alanlarda büyük bir medeniyete sahip olmuştur. Ancak, Endülüs Arap edebiyatı Doğu’da geç bir dönemde araştırıldığı gibi ülkemizde de erken sayılamayacak bir dönemde incelenmiştir. Türkiye’de hala Endülüs Arap edebiyatı ile ilgili yeterince çalışma bulunmamaktadır. Endülüs’te yaşamış kadın şairlerin ve şiirlerinin literatürdeki azlığı, Endülüslü kadın şair Hafsa er-Rekûniyye’yi (ö. 586/1190) araştırmamıza vesile olmuştur. Hafsa, hicri 6. yüzyıl şairlerinden olup, şiirsel yetkinliğiyle ve hattatlığıyla kendini geliştirmiş bir şairdir. Hafsa, Gırnata’daki diğer kadın şairler arasından güzelliğiyle, asaletiyle, cesaretiyle, kültürel ve edebi birikimiyle sivrilmiştir. Soylu, varlıklı ve diplomat bir aileden geldiği için şiirlerini yazarken cüretkar davranmıştır. Nitekim o, toplumsal normların dışına çıkan karakteriyle ve yazdığı şiirleriyle kendine has bir kişiliktir. Bu sebeple çalışmamızın ana hatlarını Hafsa er-Rekûniyye ve şiirleri oluşturmuştur. Hafsa er-Rekûniyye’nin hayatı, edebi ve siyasi kişiliği ile şiirleri belli bir tasnife tabii tutulmuştur. Şiirleri türlere ayrılmış ve incelenmiştir.
  • Öğe
    İslâmî dönemde Hz. Peygamber’e ilk methiyeler
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-07-06) Tofan, Giyasettin; Suzan, Yahya
    Hz. Peygamber’i sevmeyi, Allah’ı ve dinini sevmenin bir parçası olarak gören tasavvuf ehli başta olmak üzere pek çok kişi, pek çok yerde ve pek çok dönemde Hz. Peygamber’e övgülerin yapıldığı şiirler nazmetmiştir. Bu tür övgülerin tarihsel süreci Hz. Peygamber henüz hayatta iken başlamıştır. Hz. Peygamber’in yanında saf tutan Müslüman şairler, gerek Hz. Peygamber’i sevmeleri ve onun karakterine hayranlık duymaları, gerekse onu ve İslam dinini savunma gayesini taşımaları sebebiyle Hz. Peygamber’e övgü içerikli şiirler nazmetmişlerdir. Bunların başında Hassân b. Sâbit, Abdullâh b. Revâha ve Ka‘b b. Mâlik gelmiştir. Söz konusu şairlerin şiirlerin üzerine birtakım çalışmalar olmasına rağmen, hayatlarının ve Hz. Peygamber ile ilgili övgü şiirlerinin birlikte ele alındığı müstakil bir çalışma söz konusu olmamıştır. Bu eksiklikten yola çıkarak yaptığımız çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde şairlerin yaşadıkları câhiliye ve Sadru’l-İslâm dönemlerinin siyasi, sosyal ve edebi durumları ele alınmıştır. İkinci bölümde söz konusu Peygamber şairlerinin hayatlarına ve edebi kişiliklerine yer verilmiştir. Üçüncü bölümde de bu şairlerin nazmettikleri Peygamber methiyelerinin muhtevası incelenmiştir.
  • Öğe
    Ben-i Ahmer Döneminde tasavvuf temalı Arap şiiri: Ebü’l Hasan eş-Şüşterî örneği
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-08-28) Yılmaz, Nurhan; Akreş, Hasan
    İslami fetihler ve batıya ilerleme sonucu kurulan Endülüs Emevî Devleti yaklaşık sekiz asır ayakta kalmış, birçok kültürün kaynaşmasına ve farklılıkların ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu zengin etkileşim kültürel, sosyal ve sanatsal etkiler oluşturmuştur. Sanatsal etkilerden biri olan şiirin alanını genişletmiş ve yeni olgular meydana getirmiştir. Bunca zenginliğin keşfedilmesi gerektiği halde Ben-i Ahmer Dönemi ve şairlerden Ebü’l Hasan eş-Şüşterî ile ilgili yeterli çalışma bulunmamaktadır. Endülüs’ün Ben-i Ahmer Dönemindeki tasavvuf olgusuna vakıf olmamızı sağlayacak bilgilerin azlığı, yaşanmış bu döneme ışık tutmaya ve sûfî şair Ebü’l Hasan eş-Şüşterî’yi araştırmamıza vesile olmuştur. Emevî Devleti’nin bilhassa son dönemi olan Ben-i Ahmer dönemindeki siyasi, ideolojik ve sosyal durumlarını araştırmak, tasavvuf olgusunu ve Arap edebiyatına katkılarını ele almayı hedefledik. Aynı zamanda sûfî şair Ebü’l Hasan eş-Şüşterî’nin hayatını, eserlerini ve tasavvufa olan katkısını anlatmayı amaçladık. Nitekim o, toplumsal normların dışına çıkmış ve hayranlık uyandırdığı kadar sert eleştirilere de maruz kalmış bir şairdir. Çalışmamızın ana konusu Ben-i Ahmer Döneminde tasavvufun şiire olan etkileri ve örnek olarak değerlendirebileceğimiz şair Ebü’l Hasan eş-Şüşterî’nin tasavvufi yaklaşımı ve şiirleridir. Ben-i Ahmer Dönemi genel hatları ve tarihsel süreciyle birlikte ele alınmış, sûfî şairler ile ilgili bilgi verilmiştir. Eş-Şüşterî’nin maruz kaldığı eleştirilerin ve hayranlığın sebepleri ele alınmış, şiirlerinin içeriği ve edebiyata tasavvufi zenginliğin kazandırdıkları değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    Ebû Firâs el- Hamdânî ve şiirleri
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-01-09) Erdem, Esra; Suzan, Yahya
    Hz. Muhammed’in vefatından (632) sonra, İslam dünyasını Hulefâ’yı Râşidin olan dört halife ve ardından da Emevîler (661-750) yönetmiştir. Ancak Emevî Devleti’ne karşı oluşan muhalefet gittikçe güçlenmiştir. Sonucunda Emevî Devleti yıkılmış ve yerine Abbâsî Devleti kurulmuştur. Adını Hz. Muhammed’in amcası Abbas’tan alan Abbâsîler İslam tarihinin dönüm noktalarından biri olup siyasi, idari, askeri ve ilmi sahalarda çok büyük değişiklikleri beraberinde getirmiştir. Abbâsî idari güçlerini kaybettikten sonra emirler özerk hareket etmeye başlamış ve hanedan kurmuşlardır. Hamdânîler bu tip emirlik hanedanının en önemlilerinden biridir. Hamdânîli komutan Ebû Firâs, büyük alimlerin meşhur şair ve katiplerin yaşadığı bir devirde, Seyfüddevle gibi ilim ve sanat hamisi bir emirin sarayında yetişmiş önemli şairlerden biridir. Ebû Firâs’ın kısa şiirleri, kasideleri ve hikmetli sözler ihtiva eden beyitleri zikre değer. Ebû Firâs’ın asıl şöhreti Bizans’taki esareti sırasında ele aldığı “Rûmiyyât”dan gelir. Ebû Firâs el-Hamdânî’nin hayatı edebi ve siyasi kişiliği ile şiirleri belli bir tasnife tabi tutulmuş ve incelenmiştir.