Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 2 / 2
  • Öğe
    Karayolu ulaşımının Türkiye’de gelişim tarihi ve çevresel etkilerinin bilimsel çalışmalar ışığında araştırılması
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-02-14) Bakış, Zümrüt; Gökalp, İslam
    İnsanoğlu, varlığından beri temel ihtiyaçlarını karşılamaları amacıyla bir yerden başka bir yere ulaşım amacıyla yaşam alanlarında sürekli hareket halinde olmuştur. Bu hareketliliği güven ve konfor içinde sağlayabilmek için coğrafik koşullara bağlı olarak farklı çalışma prensiplerine sahip ulaşım sistemleri ile gidermişlerdir. Dönemi teknolojisi bağlı olarak temel olarak karayolu, demiryolu, denizyolu, havayolu sistemlerini kullanarak ulaşım sağlanmıştır. Ancak, karayolu bunlar arasında en yaygın olarak kullanıla ulaşım sistemidir. Karayolu ulaşım ilk başlarda motorize olmayan araçlar ile yapılmakta iken günümüzde teknolojinin gelişmesi ile beraber üstün özelliklere sahip ve farklı enerji kaynakları kullanılan motor gücünden yararlanılan araçlar ile yapılmaktadır. Zira araç hareket kabiliyetini belirleyen motor gücünü sağlayan enerji kaynağı dünden günümüze fosil yakıtlar olmuştur. Gelişen araç teknolojisi ile beraber ulaşım hızlı, konforlu ve güven içerisinde yapılmaya başlanmış, sadece insan değil aynı zamanda yük taşımacılığı bölgesel ve küresel ölçekte gelişmiştir. Bu şekilde farklı kültürlere ve özeliklere sahip varlıkların etkileşimi ile hem bölgesel hem de küresel ölçekte çevresel tabanda değerlendirilebilecek sosyo-kültürel, ekonomik, biyo-çeşitlilik boyutunda çevresel yararlı ve/veya zararlı değişimler meydana gelmiştir. Bu tez çalışmasında, öncelikle karayolu ulaşımının (ülkemiz, Türkiye, odaklı) gelişme evreleri dönemsel tabanda araştırılmış ve sosyal-kültürel değişimi doğuşu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Sonrasında karayolu ulaşımının çevresel etkileri sosyal, ekonomi, kültür ve biyo-çeşitlilik boyutuyla mevcut bilimsel çalışmalar ışığında incelenmiştir. Bu tez çalışması ile amaçlanan, dünden bugüne esasıyla ülkemiz, Türkiye, sınırları içerisinde karayolu ulaşım sisteminin gelişimini ortaya koymak, sonrasında küresel boyutta genişletilebilecek çevresel etkilerini, sosyal, ekonomi, kültür ve biyo-çeşitlilik bağlamında değerlendirerek, yararlar ve zararlar noktasında ilgili okuyucu kesimde bir bilinç oluşturmaktır. Nitekim mevcut çalışmalar, karayolu ulaşımı gelişiminin, Türkiye özelinde, oldukça zorlu bir süreçten geçtiği, çevreye kültürel, sosyal ve ekonomik bağlamda değerler kattığı ancak çevresel bağlamda ise küresel ısınmada etken unsur olma nedeniyle önemli ve geri dönülmez zararlar verdiği değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    Muş halkevi ve faaliyetleri(1934-1951)
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-11-09) Varlı, Haydar; Yaşar, Selman
    Bu tez çalışmamda Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde devletin dağılmasının önüne geçmek amacıyla kültürel alanda yapılan yenilik hareketlerinden biri olan Türk Ocakları’nın ileriki dönemlerde yerini alacak Cumhuriyet dönemi kuruluşlarından olan Halkevlerinin kuruluşuna, kuruluş amaçlarına, Milli Mücadeleden sonra küllerinden doğan yeni Türk Devleti’nin sosyo-kültürel, ekonomik, siyasal açıdan gelişimine olan katkılarına değineceğim. Halkevleri 1932 yılında Türk Ocakları’nın kapatılması ve mal varlığının halkevlerine devri sonucu kurulmuştur. Türk Ocakları Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ülkeye Osmanlıcılık ve Türkçülük ideolojilerini benimseterek Osmanlı tebaası içerisinde birlik ve beraberliği sağlama amacıyla kurulmuştur. Aynı durum halkevleri içinde geçerli olmuş Halkevleri de Halkçılık ve Milliyetçilik anlayışı doğrultusunda hareket ederek milli birlik ve beraberlik adına çalışmalarda bulunmuştur. Halkevlerinin kurulma amaçlarına değinecek olursak; Milli Mücadele’nin yaratmış olduğu yıkımın ülke genelindeki etkilerini ortadan kaldırmak, halkın içinde bulunduğu sosyo-ekonomik, siyasal, psikolojik durumu kültürel faaliyetlerle unutturmak, halkın okuma-yazma oranını, kültür seviyesini artırmak, ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak ve bunun gibi birçok amaçlarına değinmek mümkün. Cumhuriyet’in ilanından sonra hızla gerçekleştirilen Atatürk İlke ve İnkılaplarının Türk milletine özümsetilmek istenmesi de bir diğer hedeflerden sadece bir tanesidir.1923 yılında kurulan Halk Fırkası,1924’te Cumhuriyet Halk Fırkası,1935 yılında ise Cumhuriyet Halk Partisi adını almıştır. CHP’de yeni yönetim anlayışını halka tanıtmak, halka Cumhuriyet anlayışını benimsetmek, yönetici- halk bütünleşmesini sağlamak amacıyla ülkenin birçok yerinde Halkevlerinin açılmasını sağlamıştır. Başlangıçta az sayıda açılan halkevleri zamanla ülkenin birçok yerinde sayıca hızla artış göstermiştir. Ülkenin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde kurulan halkevleri buralarda da ülkenin gelişimi adına faaliyetlerde bulunmuşlardır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kurulan halkevlerinin temel faaliyetleri diğer halkevlerinde olduğu gibi; eğitim-öğretim faaliyetleri, Türkçe okuma-yazma çalışmaları ve Türk dilinin etkin kullanımı üzerine olmuştur. Doğu Anadolu Bölgesi’nde kurulan halkevlerinden bir tanesi de 1934 yılında kurulan Muş Halkevi’dir. Muş Halkevi kurulduktan hemen sonra bölgede hızlı bir şekilde kültürel, sanatsal, ekonomik vb. alanlarda faaliyetlerine başlamıştır. Özellikle bölge halkına Türkçe öğretmek amacıyla dil kursları ve aynı zamanda halkın okuma yazma konusunda gelişimini sağlamak amacıyla da okuma-yazma kursları açılmıştır. Bölge halkının muhafazakâr bir yapıya sahip olması özellikle kadın nüfusun halkevleri faaliyetlerine katılımını kısıtlamıştır. Muş Halkevi’nin kurulmasıyla birlikte bölge halkının kurulan Yeni Türk Devleti’nin anlayışını, özünü içselleştirmesi ve uygulaması adına faaliyetlere yoğunluk verilmiştir. Kitap okuma, sinema filmleri, tiyatro oyunları gibi faaliyetlerle genç nüfusun kültür seviyesi arttırılmak istenmiş aynı zamanda Atatürk ilke ve İnkılapları bu genç nüfusa benimsetilmiştir. Sonuç olarak Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren ülkenin eğitim-öğretim alanında gelişimine katkı sunan halkevleri Türk Eğitim Tarihi’nde önemli bir yer teşkil etmiştir. Halkevleri sadece eğitim açısından değil aynı zamanda sosyo-ekonomik, siyasal, kültürel alanlarda da ülke gelişimine katkı sunan çok yönlü bir kuruluş olma vasfına da sahip olmuştur.