Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 11
  • Öğe
    In Vitro ve In Vivo yetiştirilen antepfıstığı (Pistacia vera L.)’nın tuz ile (NaCl) elisitasyonu, enzim inhibisyonu ve antihipertansif aktivitelerinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-06-30) Eren, Zelal; Ayaz Tilkat, Emine; Akdeniz, Mehmet
    Bu çalışmada, Pistacia vera L. (Antepfıstığı)’nın tohumları farklı tuz konsantrasyonlarının (0, 50, 150, 250 mM) elisitör olarak kullanıldığı, ancak herhangi bir bitki büyüme düzenleyicisi içermeyen Murashige ve Skoog (MS) besi ortamında bir kontrol grubu ile birlikte çimlendirilmiştir. Kontrol ve elisitasyon grubuna ait kök, gövde ve yaprakları ile In vivo (doğal) koşullarda yetişen erkek ve dişi genotiplerine ait kök, gövde ve yapraklarının antihipertansif ve antioksidan aktiviteleri ile enzim inhibisyon aktiviteleri incelenerek karşılaştırılmıştır. Genel olarak tuz elisitasyonu uygulamalarının biyolojik aktiviteyi kontrol gruplarına oranla arttırdığı, bunun yanı sıra In vivo kökenli ekstrelerin In vitro kökenli ekstrelere kıyasla daha yüksek değerlere sahip olduğu tespit edilmiştir. En yüksek antihipertansif aktivite (77,7) In vivo dişi yaprak ekstrelerinden elde edilmiştir. Ayrıca, bütirilkolinesteraz (BChE) enzim inhibisyonuna karşı In vivo kökenli ekstrelerin daha etkili sonuçlara sahip olduğu tespit edilmiştir. Test edilen ekstreler arasında In vivo genotiplere ait erkek kök ekstrelerinin hem antiüreaz (61,98±1,71) hem de antitirozinaz (35,28±0,27) aktivite bakımından güçlü inhibitör etki gösterdiği belirlenmiştir. In vivo dişi genotiplerin kök kısımları toplam fenolik içerik (316,79±4,26), ve In vivo erkek genotiplerin kök kısımları ise, toplam flavonoid içerik (44,37±1,55) bakımından zengin bulunmuştur. Çalışılan tüm ekstreler, antioksidan test sonuçlarına (DPPH, ABTS ve CUPRAC) göre antioksidan aktivite sergilemiştir. Bununla birlikte, In vivo erkek genotiplerin yaprak ekstrelerinin, bütillenmiş hidroksitoluen (BHT) ve a-Tokoferol (a-TOC) standart sonuçlarından önemli ölçüde daha yüksek antioksidan aktivite sergilediği kaydedilmiştir. Dolayısıyla, P. vera L.’nın bu tez kapsamında çalışılan kısımlarının farmakolojik çalışmalar için yüksek bir potansiyel teşkil ettiği sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Bazı meşe gallerinin kolinesteraz, tirozinaz ve üreaz enzim inhibisyonu ile antioksidan aktivitesinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-06-24) Doğan Abdioğlu, Merve; Haşimi, Nesrin
    Bu çalışmada, Quercus brantii L. üzerinde, oluşumu Andricus quercustozae, Andricus cecconii tarafından indüklenen ve Quercus infectoria üzerinde, oluşumu Andricus quercusramuli tarafından indüklenen gallerin metanol ekstrelerinin enzim inhibisyon ve antioksidan aktiviteleri araştırılmıştır. Enzim inhibisyon aktivitesi; asetil ve bütiril kolinesteraz, tirozinaz ve üreaz enzim inhibisyonlarının spektrofotometrik ölçümüyle belirlendi. Ekstrelerin toplam fenolik miktarları gallik asite, toplam flavonoit miktarları kersetine eşdeğer olarak tayin edildikten sonra antioksidan aktiviteleri DPPH serbest radikali giderim, ABTS katyon radikali giderimi ve CUPRAC yöntemleri kullanılarak belirlendi. Kolinesteraz enzim inhibisyonu sonuçlarına göre; ekstrelerin asetilkolinesteraz enzim inhibisyonunda aktif olmadığı, bütiril kolinesteraz enzim inhibisyonunda ise aktivite gösterdikleri sonucuna varılmıştır. En yüksek aktiviteyi %31.33±1.25 inhibisyon oranı ile A. quercustozae gal ekstresi göstermiştir. Tirozinaz enzim inhibisyonu sonuçlarına göre en yüksek aktiviteyi %61.16±0.72 inhibisyon oranı ile A. quercustozae gal ekstresi göstermiştir. Üreaz inhibisyon aktivite sonucunda, A. quercustozae gal ekstresinin %40.98±1.41 oranında aktivite gösterdiği, A. quercusramuli ve A. cecconii gal ekstrelerinin ise aktivite göstermediği sonucuna ulaşılmıştır. Ekstrelerin toplam fenolik içeriklerinin toplam flavonoit içeriklerinden yüksek olduğu saptanmıştır. Ekstreler genel olarak yüksek antioksidan aktivite göstermiştir. Öyle ki; bazı ekstreler pozitif kontrollerden daha yüksek aktivite göstermiştir. Bu tez çalışması ile A. quercustozae, A. cecconii ve A. quercusramuli gal ekstreleriyle söz konusu biyolojik aktiviteler açısından ilk kez araştırılmıştır.
  • Öğe
    Gümüş nanopartikül (AgNP) uygulamalarının Pistacia lentiscus L. sürgün kültürlerinde antioksidan ve antimikrobiyal aktivite üzerine etkileri
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-06-28) Yel, Orhan; Tilkat, Engin
    In this study, shoots obtained from in vitro germinated seeds of Pistacia lentiscus L. (Mastic tree) were grown in MS medium supplemented with 2 mg/l Benzyladenine (BA) and 0.5 mg/l Gibberellic acid (GA3). A protocol has been developed that contains the necessary basic information about how different Ag nanoparticle (NP) concentration applications affect some growth parameters and biological activity capacities. Firstly, Ag nanoparticles at three different concentrations (1, 2 and 4 mg/l) were added to the axenic shoots of mastic seedlings germinated in vitro, antioxidant and antimicrobial activity tests were applied. The effects of AgNP applications on seed germination, some physiological growth parameters and secondary metabolite content were tested. In general, it was determined that AgNP applications caused an increase in both the amount of phenolic and flavonoid substances and in terms of antioxidant and antimicrobial activity compared to the control group. Among all tested parameters, the highest total phenolic content was obtained from 1 mg/l AgNP with 67.63±0.014 μg/mg, and the highest total flavonoid content was obtained from the application of 2 mg/l AgNP with 18.53±0.006 μg/mg. Furthermore, it was determined that 1 mg/l AgNP application had higher antioxidant activity (DPPH, ABTS and CUPRAC) results than other AgNP applications. In terms of antimicrobial activity, it was determined that 1 mg/l AgNP application showed moderate activity against Candida albicans (ATCC 10231) fungus and Escherichia coli (ATCC 25922) bacterial strains and low activity against Bacillus cereus (DSSM 4312) bacterial strains the tested parameters.
  • Öğe
    Bazı yeni hidrazon bileşiklerinin sentezi, karakterizasyonu ve antioksidan aktivitelerinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-09-28) Esmer, Yusuf İslam; Çınar, Ercan; Başaran, Eyüp
    Bu araştırmada, bir aril sülfonat parçası (2a-i) taşıyan bazı yeni heterosiklik hidrazon bileşikleri ilk kez başarılı bir şekilde sentezlendi ve bazı spektroskopik tekniklerle (FT-IR, 1H ve 13C NMR) aydınlatıldı. Sentezlenen tüm moleküllerin asetilkolinesteraz (AChE), butirilkolinesteraz (BChE), tirozinaz enzimleri üzerindeki inhibitör potansiyelleri araştırıldı. Ayrıca tüm moleküllerin DPPH serbest radikal giderimi, ABTS katyon radikali giderimi ve CUPRAC antioksidan aktiviteleri incelendi. BChE inhibisyon aktivitesi yönteminde 2-formilfenil 4-klorobenzensülfonat (1a) (IC50=10,45 μM), 5-(dietilamino)-2-formilfenil 4-Klorobenzensülfonat (1h) (IC50=10,12 μM) ve 1-( (2-nikotinoilhidrazono)metil)naftalen-2-il 4-klorobenzensülfonat (2i) (IC50=9,89 uM), standart bileşik galantaminden daha etkili bulundu. DPPH serbest radikal giderimi testinde, 2-((2-nikotinoilhidrazono)metil)fenil 4-klorobenzensülfonat (2a) (IC50=361,03 μM) ve 5-metoksi-2-((2-nikotinoilhidrazono)metil)fenil 4-klorobenzensülfonat (2e) ( IC50=348,9 μM) en yüksek antioksidan aktiviteyi gösterdi. Öte yandan, 1a, 1h, 2i bileşikleri ve galantamin moleküllerinin moleküler elektrostatik potansiyel (MEP) haritaları incelenmiştir.
  • Öğe
    DPPH* antioksidan analizinin yeniden değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi, 2019-12-25) Ayaz Seyhan, Serap
    Antioksidanların uygulamaları, oksidatif stresin zararlı etkilerini en aza indirmedeki çeşitli rolleri nedeniyle artmaktadır. DPPH (1,1-Difenil-2-pikrilhidrazil radikali; C18H12N5O6) antioksidan analizi, farklı bileşiklerin antioksidan aktivitesini değerlendirmek için yaygın olarak kullanılan hızlı, basit ve ucuz bir yöntemdir. Ayrıntılı literatür taraması, çeşitli araştırma gruplarının farklı DPPH derişimlerinde (22,5–400µM), inkübasyon süresinde (5 dk-120 dk), reaksiyon çözücüsünde (etanol, metanol) ve reaksiyon karışım pH'sında (pH= 3 ve 5.5 tampon ortamı) olan oldukça farklı protokoller kullandıklarını göstermektedir. Farklı laboratuvarların sonuçlarının karşılaştırılması ve sonuçların doğrulanması için standart bir analizin gerekliliği çok önemlidir. Bu çalışmada DPPH antioksidan analizini etkileyen DPPH derişimi, standart madde derişimi, reaksiyon/inkübasyon süresi gibi önemli faktörler spektrofotometrik yöntem ile incelenerek standart bir DPPH antioksidan analiz yöntemi oluşturulmuştur. Bu yöntem kapsamında ölçümler, reaksiyon ortamındaki DPPH derişimi 25-75 µM aralığında, çalkalayıcılı inkübatörde 30oC’de, 30dk’da ve karanlık ortamda gerçekleştirilmelidir.
  • Öğe
    Enddemik Bellevalia sasonii bitkisinde fitokimyasal bileşikler ile antioksidan aktivitenin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-06-22) Tekin, Metin; Kuru, İbrahim Selçuk
    Bu çalışmada, endemik Bellevalia sasonii türünün soğan, gövde, yaprak ve çiçek kısımlarının antioksidan aktivite kapasiteleri ve LC-MS/MS yöntemiyle 53 adet fitokimyasal bileşiğin varlığı araştırılmıştır. Ekstrelerin toplam fenolik miktarları gallik asite, toplam flavonoid miktarları kersetine eşdeğer olarak tayin edildikten sonra antioksidan aktiviteleri DPPH serbest radikali giderim, ABTS katyon radikali giderimi ve CUPRAC (Cu2+ İyonu İndirgeme Kapasitesi) yöntemleri kullanılarak belirlenmiştir. Bellevalia sasonii bitkisinde en yüksek fenolik içerik soğan ekstresinde (117.28±0.135 µg GAEs/mg ekstre), en düşük fenolik içerik gövde ekstresinde (45.11±0,089 µg GAEs/mg ekstre); en yüksek flavonoid içerik yaprak ekstresinde (79.44±0.081 µg QEs/mg ekstre), en düşük flavonoid içerik gövde ekstresinde (22.77±0.054 µg QEs/mg ekstre) tespit edilmiştir. Antioksidan kapasite çalışmaları incelendiğinde DPPH yönteminde AA ˃ BHA ˃ çiçek ˃ soğan ˃ yaprak ˃ gövde ˃ BHT; CUPRAC yönteminde BHT ˃ AA ˃ çiçek ˃ yaprak ˃ soğan ˃ BHA ˃ gövde; ABTS yönteminde AA ˃ BHT ˃ çiçek ˃ soğan ˃ yaprak ˃ BHA ˃ gövde şeklinde olduğu gözlenmiştir. Sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde çiçek kısmının genel olarak daha yüksek, gövde kısmının ise diğer organ kısımlarına göre daha düşük aktivite gösterdiği ve ayrıca gövde dışındaki kısımların pozitif kontrol olarak kullanılan BHA’dan daha yüksek antioksidan aktivite gösterdiği gözlenmiştir. Standart olarak kullanılan 53 fitokimyasaldan 27 tanesi hiçbir ekstrede görülmezken 26 tanesi en az bir ekstrede görülmekle birlikte bunlardan 15 tanesi bitkinin tüm kısımlarında (soğan, gövde, yaprak, çiçek) görülmüştür. Bitki organlarını ayrı ayrı değerlendirdiğimizde 53 fitokimyasaldan soğanda 19, gövdede 19, yaprakta 22 ve çiçekte 21 tanesi görülmüştür. LC-MS/MS analizi sonucunda, yaprakta fumarik asit (5267 µg/g ekstrakt ), soğanda kafeik asit (1948 µg/g ekstrakt), çiçekte kosmosiin (2374 µg/g ekstrakt) ve kinik asit (1085 µg/g ekstrakt) gibi metabolitlerin iyi değerler gösterdiği tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Tuz stresine maruz bırakılan Salvia virgata Jacq. bitkisinde elisitör uygulamasının fizyolojik ve antioksidan kapasiteye etkileri
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-08-03) Oktay Bozaba, Türkan; Kuru, İbrahim Selçuk
    Bu çalışmada, Salvia virgata bitkisi tuz (NaCl) stresine maruz bırakılmış ve çeşitli gruplara ayrılan bitkilere çinko oksit nanopartikül (ZnONP), salisilik asit (SA) ve ZnONP+SA kombinasyonu uygulanmıştır. Bitkilerin fotosentetik pigment (klorofil a, klorofil b ve karotenoidler), prolin (stresle ilişkili bir amino asit), malondialdehit (MDA, lipid peroksidasyon göstergesi), toplam fenolik ve toplam flavonoid içeriği belirlenmiştir. Ayrıca, antioksidan kapasiteyi değerlendirmek için DPPH, ABTS ve CUPRAC gibi serbest radikal giderme aktiviteleri ölçülmüş ve elde edilen tüm veriler karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda Salvia virgata bitkisi tohumdan itibaren yetiştirilerek 4 hafta boyunca ¼ hoagland besin çözeltisiyle ve bu sürenin sonunda kontrol grubu hariç diğer bitkiler 2 hafta boyunca 100 mM NaCl stresine maruz bırakılmıştır. Toplam 6 haftalık gelişimden sonra 10 gün boyunca SA ve ZnONP uygulamaları yapılarak, saksılar; “Kontrol, 100 mM NaCI, 100 mM NaCI + 500 μM SA, 100 mM NaCI + 20 mg/L ZnONP ve 100 mM NaCI + 500 μM SA + 20 mg/L ZnONP” olacak şekilde beş gruba ayrılmış ve 10. günü takiben bitkiler hasat edilmiştir. Tuz stresi uygulaması klorofil a, klorofil b ve karotenoid içeriğinde azalmaya neden olurken, tuz stresi ile birlikte uygulanan SA, ZnONP, SA+ZnONP elisitörleri, her üç pigment içeriğini arttırmıştır. Prolin ve MDA içeriği, tuz stresi uygulaması sonucunda artış gösterirken, prolin içeriği elisitör uygulamalarıyla daha fazla artış göstermiş ancak, MDA içeriği elisitör uygulamalarıyla sadece tuz uygulanan bitkilere göre azalmıştır. En düşük prolin miktarı 2.293±0.13 mM g-1 kontrol grubunda, en yüksek prolin miktarı 4.128±0.18 mM g-1 NaCl+SA+ZnONP uygulamasında; en düşük MDA içeriği 1.674±0.09 µM g-1 kontrol grubunda, en yüksek MDA içeriği 3.666±0.11 µM g-1 NaCl uygulamasında görülmüştür. Tuz stresi ve tuzla birlikte uygulanan SA, ZnONP, SA+ZnONP uygulamaları toplam fenolik ve toplam flavonoid içeriği kontrol grubuna göre artırmakla birlikte, elisitör uygulamalarının toplam fenolik ve flavonoid içeriği daha fazla artırdığı tespit edilmiştir. En düşük toplam fenolik içerik (166.82± 1.72 μg) ve toplam flavonoid içerik (62.25± 0.78 μg) kontrol grubunda; en yüksek toplam fenolik içerik (314.96±3.47 μg) ve toplam flavonoid içerik (114.50±1.96 μg) NaCl+ZnONP uygulamasında görülmüştür. Toplam antioksidan aktiviteyi belirlemek amacıyla kullanılan DPPH, ABTS ve CUPRAC yöntemlerinden elde edilen sonuçlar benzerlik göstermiştir. Tuz stresi ve tuzla birlikte tüm elisitör uygulamaları, antioksidan aktiviteyi kontrol grubuna göre artırmıştır. Üç yöntemin antioksidan aktivite sıralamasının benzerlik gösterdiği ve NaCI+ZnONP > NaCI+SA > NaCI+SA+ZnONP > NaCI > Kontrol şeklinde olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte DPPH yönteminde SA, ZnONP, SA+ZnONP uygulamaları sonucunda elde edilen aktivite değerlerinin pozitif kontrol olarak kullanılan BHT’den, ABTS ve CUPRAC yöntemlerinde NaCl+ZnONP uygulamasının pozitif olarak kullanılan BHA’dan daha yüksek antioksidan aktivite gösterdiği gözlenmiştir. Elde edilen bu sonuçlara göre, NaCI+SA+ZnONP elisitör uygulamasının fotosentetik pigment, prolin ve MDA içeriği üzerine daha etkili olduğu, toplam fenolik ve toplam flavonoid içerik ile toplam antioksidan aktivitede NaCI+ZnONP elisitör uygulamasının daha etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca, SA ve ZnONP'nin hem stres hasarını azaltmadaki etkileri hem de sekonder metabolit (fenolik, flavonoid, karotenoid) üretimine olan etkileri birlikte değerlendirilerek özellikle stres hasarını azaltmada SA ve ZnONP’nin sinerjik etki gösterdiği görülmüştür. SA ve ZnONP uygulamaları, tuz stresi altındaki bitkilerde stres etkilerini azaltma potansiyeline sahip olabilir. Ancak, bu etkilerin bitki türüne, stres koşullarına, uygulama yöntemine ve kullanılan elisitörlerin konsantrasyonlarına bağlı olarak değişebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, SA ve ZnONP gibi elisitörlerin stres yönetimi stratejilerinde kullanılmasıyla ilgili daha fazla araştırma yapılması önerilmektedir. Bu araştırmalar, bu elisitörlerin etkinliğini ve uygulama protokollerini daha iyi anlamamıza ve bitkilerin tuz stresi gibi çevresel streslere karşı daha iyi bir uyum sağlamasını destekleyen stratejiler geliştirmemize yardımcı olabilir.
  • Öğe
    Siyah sarımsak ile kekiğin zatürre patojen bakterileri üzerine antimikrobiyal ve antioksidatif sinerjik etkilerinin araştırılması
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-06-21) Babat, Ali; Özdemir, Oğuzhan
    Bu çalışmada, siyah sarımsak ile kekiğin zatürre patojen bakterileri üzerine antimikrobiyal ve antioksidatif sinerjik etkileri araştırılmıştır. Çalışmamızda su ve etil alkol ekstrelerinin antimikrobiyal aktivitelerini belirmek için agar kuyu difüzyon, minimum inhibisyon konsantrasyonu (MIC) ve minimum bakterisidal konsantrasyonu (MBC) testleri yapılmıştır. Bu şekilde toplam fenolik, flavonoid, ve antioksidan kapasite (DPPH-2,2-diphenyl-1-picrylhydrazyl, CUPRAC-Cupric Reducing Antioxidant Capacity, FRAP-Fluorescence recovery after photobleaching) belirlenmiştir. Agar kuyu difüzyon testinde beyaz sarımsağın (BS) su ekstraktında (SE) en yüksek etki gösterdiği bakteri Staphylococcus aureus (34.64 mm zon çapı) iken, BS etil alkol(EE) ekstraktı uygulanan bakterilerde en yüksek Pseudomonas aeruginosa ve Klebsiella pneumoniae (30.48mm zon çapı) olduğu görülmüştür. Siyah sarımsak su ekstraktı (SSSE) uygulanan bakterilerde sadece Staphylococcus aureus (9.44 mm zon çapı) üzerinde etkili olurken, siyah sarımsak etil alkol ekstraktının (SSEE’nin) en etkili olduğu bakteri Pseudomonas aeruginosa (18.17mm zon çapı aralığı) olduğu belirlenmiştir. Kekiğin su ekstraktının (KSE) en etkili olduğu bakteri Klebsiella pneumoniae (23.50mm zon çapı) iken, etil alkol ekstraktının (KEE) en etkili olduğu bakteri ise Pseudomonas aeruginosa (20.62 mm zon çapı) olarak tespit edilmiştir. BS+KSE en etkili olduğu bakteri Klebsiella pneumoniae (22.34mm zon çapı) iken, BS+KEE’nin (23.79mm zon çapı) en etkili olduğu bakteri yine Klebsiella pneumoniae olduğu verisine ulaşılmıştır. SS+KSE’nin sadece Pseudomonas aeruginosa bakterisine etkili (8.52 mm zon çapı) iken, SS+KEE’nin en etkili olduğu bakteri Acinetobacter baumannii (38.50 mm zon çapı) olarak tespit edilmiştir. MBC testi verilerine göre, BSSE (0.012 mg/mL) tüm bakteri izolatlarında etkili iken, MIC testi için en etkili olduğu bakteri Staphylococcus aureus (0.094 mg/mL) olarak bulunmuştur. MBC testinin BSEE (0.012 mg/mL) Pseudomonas aeruginosa hariç diğer tüm bakterilerde etki gösterirken, MIC BSEE’nin (0.023 mg/mL) en etkili olduğu bakteri Staphylococcus aureus bilgisi elde edilmiştir. MBC testinin SSSE’de (0,188 mg/mL) en etkili olduğu bakteri Pseudomonas aeruginosa iken, MIC SSSE’de (0.750 mg/mL) sadece Klebsiella pneumoniae bakterisine etki etmiştir. MBC testinin SSEE (0.012 mg/mL) tüm bakteri izolatlarında etkili iken, MIC SSEE’nin (0.047 mg/mL) en etkili olduğu bakteri Staphylococcus aureus olarak bulunmuştur. MBC testinin KSE‘de (0.375 mg/mL) en etkili olduğu bakteriler Pseudomonas aeruginosa, Staphylococcus aureus ve Acinetobacter baumannii iken, MIC KEE’nin hiçbir bakteri izolatında etkili olmadığı görülmüştür. MBC testinin KEE’de (0.375 mg/mL) tüm bakterilerde etkili iken, MIC KEE’nin (0.023 mg/mL) en etkili olduğu bakteri Staphylococcus aureus olduğu verisine ulaşılmıştır. MBC testinin BS+KSE (0.012 mg/mL) en etkili olduğu bakteriler Klebsiella pneumoniae ve Staphylococcus aureus iken, MIC BS+KSE (0.375 mg/mL) en etkili olduğu bakteri Staphylococcus aureus tespiti yapılmıştır. MBC testinin BS+KEE (0,012 mg/mL) en etkili olduğu bakteriler Klebsiella pneumoniae ve Staphylococcus aureus iken, MIC BS+KEE (0.023 mg/mL) en etkili olduğu bakteriler Staphylococcus aureus ve Acinetobacter baumannii olduğu bilgisine ulaşılmıştır. MBC testinin SS+KSE (0.012 mg/mL) en etkili olduğu bakteri Staphylococcus aureus iken, MIC SS+KSE (0.188 mg/mL) sadece Staphylococcus aureus bakterisinde etkili olmuştur. MBC testinin SS+KEE (0.012 mg/mL) en etkili olduğu bakteriler Staphylococcus aureu ve Acinetobacter baumannii iken, MIC SS+KEE (0.023 mg/mL) en etkili olduğu bakteriler Pseudomonas aeruginosa ve Staphylococcus aureus olduğu tespit edilmiştir. Biyokimyasal testlerde araştırılan ekstraktlar arasında, en yüksek fenolik madde miktarı değerleri KSE 1.184 mgGAE/mL, en yüksek flavonoid madde miktarı değerleri KSE 0.129 mg rutin eşdeğeri/mL olduğu görülmüştür. Antioksidan testlerde ise, en yüksek DPPH radikal giderme aktivitesi değerleri BS+KEE kombinasyonunda 0.198 mg Troloks eşdeğeri/mL, en yüksek CUPRAC aktivitesi değerleri KSE 4.318 mg Troloks eşdeğeri/mL ve en yüksek FRAP aktivitesi değerleri KSE 2.633 mg Troloks eşdeğeri/mL olarak tespit edilmiştir. Yapılan araştırma sonucunda, zengin biyokimyasal ve antioksidatif özellikleri belirlenen tıbbi bitkilerin, yalnız ve birlikte kullanımının patojen pnömoni izolatlarına karşı antimikrobiyal özellikleri yorumlanmıştır. Bu tıbbi bitkilerin pnömoni kökenli hastalarda kullanılan ilaçları destekleyici olarak kullanılması faydalı olabileceği kanısına varılmıştır.
  • Öğe
    Pistacia terebinthus galinin bazı biyolojik aktivitelerinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-11-22) Algan, Mesude; Haşimi, Nesrin
    Pistacia terebinthus üzerinde oluşumu Slavum aff. mordvilkoi afiti tarafından indüklenen galden hazırlanan petrol eteri, aseton, metanol ve su ekstrelerinin antimikrobiyal aktivitesi disk difüzyon yöntemiyle, toplam fenolik miktarları gallik asite, toplam flavonoit içerik kersetine eşdeğer olarak; antioksidan aktiviteleri DPPH, ABTS ve CUPRAC yöntemleri kullanılarak belirlendi. Tüm ekstreler farklı düzeylerde antimikrobiyal aktivite sergilemiştir. En yüksek inhibisyon zon (14 mm) aseton ekstresi tarafından S. aureus'a karşı, en düşük MİK değeri (50 µg/ml) aseton ekstresi tarafından C. albicans'a karşı ve en düşük MBK değeri (500 µg/ml) ise yine aseton ekstresi tarafından S. aureus ve S. pyogenes'e karşı kaydedilmiştir. Toplam fenolik madde miktarı açısından en zengin ekstrenin aseton ekstresi olduğu (204.28 µgGAs/mg ekstre), toplam flavonoit içerik açısından en zengin ekstrenin ise etanol ekstresi (21.21 µgQEs/mg ekstre) olduğu belirlendi. Antioksidan aktivite açısından petrol eteri ekstresi aktivite göstermezken diğer ekstreler pozitif kontrollere yakın/yüksek aktivite göstermiştir.
  • Öğe
    Yeni C2-simetrik kiral tetraamit bileşiklerin sentezi ve antioksidan özelliklerinin incelenmesi
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-10-25) Aydın, Sara; Sünkür, Murat
    Bu tez kapsamında (S)-izolözinden türetilen üç yeni C2-simetrik kiral tetraamit bileşiği sentezlendi. Sentezlenen bileşiklerin yapıları element analizi, FTIR, 1H NMR, 13C NMR ile karakterize edildi. Sentezlenen bileşiklerin antioksidan aktiviteleri incelendi. ABTS+• (2,2'-azino-bis(3-etilbenzotiyazolin-6-sülfonik asit) diamonyum katyonu) radikal katyonu giderme aktivitesi, DPPH• (1,1-difenil-2-pikrilhidrazil) radikal giderme aktivitesi ve indirgenme gücü aktivitesi yöntemleri kullanıldı. Trolox, BHT ve BHA standart olarak kullanıldı. Sentezlenen bileşikler standartlarla kıyaslandığında düşük aktivite gösterdiği gözlendi.