Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 14
  • Öğe
    In Vitro ve In Vivo yetiştirilen antepfıstığı (Pistacia vera L.)’nın tuz ile (NaCl) elisitasyonu, enzim inhibisyonu ve antihipertansif aktivitelerinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-06-30) Eren, Zelal; Ayaz Tilkat, Emine; Akdeniz, Mehmet
    Bu çalışmada, Pistacia vera L. (Antepfıstığı)’nın tohumları farklı tuz konsantrasyonlarının (0, 50, 150, 250 mM) elisitör olarak kullanıldığı, ancak herhangi bir bitki büyüme düzenleyicisi içermeyen Murashige ve Skoog (MS) besi ortamında bir kontrol grubu ile birlikte çimlendirilmiştir. Kontrol ve elisitasyon grubuna ait kök, gövde ve yaprakları ile In vivo (doğal) koşullarda yetişen erkek ve dişi genotiplerine ait kök, gövde ve yapraklarının antihipertansif ve antioksidan aktiviteleri ile enzim inhibisyon aktiviteleri incelenerek karşılaştırılmıştır. Genel olarak tuz elisitasyonu uygulamalarının biyolojik aktiviteyi kontrol gruplarına oranla arttırdığı, bunun yanı sıra In vivo kökenli ekstrelerin In vitro kökenli ekstrelere kıyasla daha yüksek değerlere sahip olduğu tespit edilmiştir. En yüksek antihipertansif aktivite (77,7) In vivo dişi yaprak ekstrelerinden elde edilmiştir. Ayrıca, bütirilkolinesteraz (BChE) enzim inhibisyonuna karşı In vivo kökenli ekstrelerin daha etkili sonuçlara sahip olduğu tespit edilmiştir. Test edilen ekstreler arasında In vivo genotiplere ait erkek kök ekstrelerinin hem antiüreaz (61,98±1,71) hem de antitirozinaz (35,28±0,27) aktivite bakımından güçlü inhibitör etki gösterdiği belirlenmiştir. In vivo dişi genotiplerin kök kısımları toplam fenolik içerik (316,79±4,26), ve In vivo erkek genotiplerin kök kısımları ise, toplam flavonoid içerik (44,37±1,55) bakımından zengin bulunmuştur. Çalışılan tüm ekstreler, antioksidan test sonuçlarına (DPPH, ABTS ve CUPRAC) göre antioksidan aktivite sergilemiştir. Bununla birlikte, In vivo erkek genotiplerin yaprak ekstrelerinin, bütillenmiş hidroksitoluen (BHT) ve a-Tokoferol (a-TOC) standart sonuçlarından önemli ölçüde daha yüksek antioksidan aktivite sergilediği kaydedilmiştir. Dolayısıyla, P. vera L.’nın bu tez kapsamında çalışılan kısımlarının farmakolojik çalışmalar için yüksek bir potansiyel teşkil ettiği sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Bazı meşe gallerinin kolinesteraz, tirozinaz ve üreaz enzim inhibisyonu ile antioksidan aktivitesinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-06-24) Doğan Abdioğlu, Merve; Haşimi, Nesrin
    Bu çalışmada, Quercus brantii L. üzerinde, oluşumu Andricus quercustozae, Andricus cecconii tarafından indüklenen ve Quercus infectoria üzerinde, oluşumu Andricus quercusramuli tarafından indüklenen gallerin metanol ekstrelerinin enzim inhibisyon ve antioksidan aktiviteleri araştırılmıştır. Enzim inhibisyon aktivitesi; asetil ve bütiril kolinesteraz, tirozinaz ve üreaz enzim inhibisyonlarının spektrofotometrik ölçümüyle belirlendi. Ekstrelerin toplam fenolik miktarları gallik asite, toplam flavonoit miktarları kersetine eşdeğer olarak tayin edildikten sonra antioksidan aktiviteleri DPPH serbest radikali giderim, ABTS katyon radikali giderimi ve CUPRAC yöntemleri kullanılarak belirlendi. Kolinesteraz enzim inhibisyonu sonuçlarına göre; ekstrelerin asetilkolinesteraz enzim inhibisyonunda aktif olmadığı, bütiril kolinesteraz enzim inhibisyonunda ise aktivite gösterdikleri sonucuna varılmıştır. En yüksek aktiviteyi %31.33±1.25 inhibisyon oranı ile A. quercustozae gal ekstresi göstermiştir. Tirozinaz enzim inhibisyonu sonuçlarına göre en yüksek aktiviteyi %61.16±0.72 inhibisyon oranı ile A. quercustozae gal ekstresi göstermiştir. Üreaz inhibisyon aktivite sonucunda, A. quercustozae gal ekstresinin %40.98±1.41 oranında aktivite gösterdiği, A. quercusramuli ve A. cecconii gal ekstrelerinin ise aktivite göstermediği sonucuna ulaşılmıştır. Ekstrelerin toplam fenolik içeriklerinin toplam flavonoit içeriklerinden yüksek olduğu saptanmıştır. Ekstreler genel olarak yüksek antioksidan aktivite göstermiştir. Öyle ki; bazı ekstreler pozitif kontrollerden daha yüksek aktivite göstermiştir. Bu tez çalışması ile A. quercustozae, A. cecconii ve A. quercusramuli gal ekstreleriyle söz konusu biyolojik aktiviteler açısından ilk kez araştırılmıştır.
  • Öğe
    Synthesis, characterization and antioxidant activity of heterocyclic Schiff bases
    (Journal of the Chinese Chemical Society, 2020-08-04) Aral, Tarık; Dağ, Beşir; Kızılkaya, Hakan; Genç, Nusret; Erenler, Ramazan
    Schiff base derivatives have gained great importance due to revealing a great number of biological properties. Schiff bases were synthesized by treatment of 4-amino-1,5-dimethyl-2-phenyl-1H-pyrazol-3(2H)-one (1) with various aldehydes in methanol at reflux. In addition, diamine was reacted with an aldehyde to yield the corresponding Schiff bases. The structures of synthesized Schiff bases were elucidated by spectroscopic methods such as microanalysis, 1 H-NMR, 13C-NMR, and FTIR. Antioxidant activities of synthesized Schiff bases were carried out using different antioxidant assays such as 1,1-diphenyl-2-picryl-hydrazyl free radical (DPPH• ) scavenging, 2,20 -azino-bis (3-ethylbenzthiazoline-6-sulfonic acid) (ABTS) radical scavenging, and reducing power activity. (E)-4-((1H-indol-3-yl)methyleneamino)-1,5-dimethyl-2-phenyl-1H-pyrazol-3(2H)-one (3), (E)-1,5-dimethyl-4-((2-methyl-1H-indol-3-yl) methyleneamino)-2-phenyl-1H-pyrazol-3(2H)-one (5), (E)-1,5-dimethyl-2-phenyl-4-(thiophen-2-ylmethyleneamino)-1H-pyrazol-3(2H)-one (7), (E)-1,5-dimethyl2-phenyl-4-(quinolin-2-ylmethyleneamino)-1H-pyrazol-3(2H)-one (9), (1S,2S, N1,N2)-N1,N2-bis((1H-indol-3-yl)methylene)cyclohexane-1,2-diamine (11), and (1S,2S,N1,N2)-N1,N2-bis((2-methyl-1H-indol-3-yl)methylene)cyclohexane-1,2-diamine (12) were synthesized in high yields. Compound 5 displayed a good ABTS•+ activity. Compound 3 revealed the outstanding activity in all assays. Compound 7 has the best-reducing power ability in comparison to other synthesized compounds. Although compounds 5, 11, 12 are new, compounds 3, 7, 9 are known. Due to revealing a good antioxidant activity, the synthesized compounds (3, 5, 7) have the potential to be used as synthetic antioxidant agents.
  • Öğe
    Gümüş nanopartikül (AgNP) uygulamalarının Pistacia lentiscus L. sürgün kültürlerinde antioksidan ve antimikrobiyal aktivite üzerine etkileri
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-06-28) Yel, Orhan; Tilkat, Engin
    In this study, shoots obtained from in vitro germinated seeds of Pistacia lentiscus L. (Mastic tree) were grown in MS medium supplemented with 2 mg/l Benzyladenine (BA) and 0.5 mg/l Gibberellic acid (GA3). A protocol has been developed that contains the necessary basic information about how different Ag nanoparticle (NP) concentration applications affect some growth parameters and biological activity capacities. Firstly, Ag nanoparticles at three different concentrations (1, 2 and 4 mg/l) were added to the axenic shoots of mastic seedlings germinated in vitro, antioxidant and antimicrobial activity tests were applied. The effects of AgNP applications on seed germination, some physiological growth parameters and secondary metabolite content were tested. In general, it was determined that AgNP applications caused an increase in both the amount of phenolic and flavonoid substances and in terms of antioxidant and antimicrobial activity compared to the control group. Among all tested parameters, the highest total phenolic content was obtained from 1 mg/l AgNP with 67.63±0.014 μg/mg, and the highest total flavonoid content was obtained from the application of 2 mg/l AgNP with 18.53±0.006 μg/mg. Furthermore, it was determined that 1 mg/l AgNP application had higher antioxidant activity (DPPH, ABTS and CUPRAC) results than other AgNP applications. In terms of antimicrobial activity, it was determined that 1 mg/l AgNP application showed moderate activity against Candida albicans (ATCC 10231) fungus and Escherichia coli (ATCC 25922) bacterial strains and low activity against Bacillus cereus (DSSM 4312) bacterial strains the tested parameters.
  • Öğe
    Bazı yeni hidrazon bileşiklerinin sentezi, karakterizasyonu ve antioksidan aktivitelerinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-09-28) Esmer, Yusuf İslam; Çınar, Ercan; Başaran, Eyüp
    Bu araştırmada, bir aril sülfonat parçası (2a-i) taşıyan bazı yeni heterosiklik hidrazon bileşikleri ilk kez başarılı bir şekilde sentezlendi ve bazı spektroskopik tekniklerle (FT-IR, 1H ve 13C NMR) aydınlatıldı. Sentezlenen tüm moleküllerin asetilkolinesteraz (AChE), butirilkolinesteraz (BChE), tirozinaz enzimleri üzerindeki inhibitör potansiyelleri araştırıldı. Ayrıca tüm moleküllerin DPPH serbest radikal giderimi, ABTS katyon radikali giderimi ve CUPRAC antioksidan aktiviteleri incelendi. BChE inhibisyon aktivitesi yönteminde 2-formilfenil 4-klorobenzensülfonat (1a) (IC50=10,45 μM), 5-(dietilamino)-2-formilfenil 4-Klorobenzensülfonat (1h) (IC50=10,12 μM) ve 1-( (2-nikotinoilhidrazono)metil)naftalen-2-il 4-klorobenzensülfonat (2i) (IC50=9,89 uM), standart bileşik galantaminden daha etkili bulundu. DPPH serbest radikal giderimi testinde, 2-((2-nikotinoilhidrazono)metil)fenil 4-klorobenzensülfonat (2a) (IC50=361,03 μM) ve 5-metoksi-2-((2-nikotinoilhidrazono)metil)fenil 4-klorobenzensülfonat (2e) ( IC50=348,9 μM) en yüksek antioksidan aktiviteyi gösterdi. Öte yandan, 1a, 1h, 2i bileşikleri ve galantamin moleküllerinin moleküler elektrostatik potansiyel (MEP) haritaları incelenmiştir.
  • Öğe
    DPPH* antioksidan analizinin yeniden değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi, 2019-12-25) Ayaz Seyhan, Serap
    Antioksidanların uygulamaları, oksidatif stresin zararlı etkilerini en aza indirmedeki çeşitli rolleri nedeniyle artmaktadır. DPPH (1,1-Difenil-2-pikrilhidrazil radikali; C18H12N5O6) antioksidan analizi, farklı bileşiklerin antioksidan aktivitesini değerlendirmek için yaygın olarak kullanılan hızlı, basit ve ucuz bir yöntemdir. Ayrıntılı literatür taraması, çeşitli araştırma gruplarının farklı DPPH derişimlerinde (22,5–400µM), inkübasyon süresinde (5 dk-120 dk), reaksiyon çözücüsünde (etanol, metanol) ve reaksiyon karışım pH'sında (pH= 3 ve 5.5 tampon ortamı) olan oldukça farklı protokoller kullandıklarını göstermektedir. Farklı laboratuvarların sonuçlarının karşılaştırılması ve sonuçların doğrulanması için standart bir analizin gerekliliği çok önemlidir. Bu çalışmada DPPH antioksidan analizini etkileyen DPPH derişimi, standart madde derişimi, reaksiyon/inkübasyon süresi gibi önemli faktörler spektrofotometrik yöntem ile incelenerek standart bir DPPH antioksidan analiz yöntemi oluşturulmuştur. Bu yöntem kapsamında ölçümler, reaksiyon ortamındaki DPPH derişimi 25-75 µM aralığında, çalkalayıcılı inkübatörde 30oC’de, 30dk’da ve karanlık ortamda gerçekleştirilmelidir.
  • Öğe
    A detailed chemical and biological investigation of twelve allium species from Eastern Anatolia with chemometric studies
    (Wiley-Blackwell, 2020-11-14) İzol, Ebubekir; Temel, Hamdi; Yılmaz, Mustafa Abdullah; Yener, İsmail; Tokul Ölmez, Özge; Kaplaner, Erhan; Fırat, Mehmet; Haşimi, Nesrin; Öztürk, Mehmet; Ertaş, Abdulselam
    Allium species are widely consumed as food all over the world. The phenolic profile of ethanol extracts of aerial parts and roots of 12 Allium species, collected from five different Eastern Anatolia regions, were studied using LC-MS/MS. In vitro antioxidant, anticholinesterase, cytotoxic and antimicrobial activities were also tested. The multivariate analyses were performed using principal component and hierarchical cluster analyses. Seventeen of 27 standard compounds were detected in all Allium species. The major components were mainly identified as quinic acid, malic acid, vanillin, and p-coumaric acid. The aerial parts possessed better antioxidant activity than roots. Aerial parts of A. atroviolaceum, A. chrysantherum, A. kharputense, and A. shirnakiense exhibited high cytotoxic activity against DLD-1 colon cancer cell lines (IC50 12.5 μg/mL). A. shatakiense and A. vineale demonstrated good antimicrobial activity against S. aureus and E. coli (MIC 75 μg/mL). According to chemometric analysis, differences were detected between aerial parts and the roots. The aerial parts of A. atroviolaceum, A. chrysantherum, A. kharputense, and A. shirnakiense could be potent in the pharmaceutical industry while A. shatakiense and A. vineale in the food industry after further investigations.
  • Öğe
    Enddemik Bellevalia sasonii bitkisinde fitokimyasal bileşikler ile antioksidan aktivitenin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-06-22) Tekin, Metin; Kuru, İbrahim Selçuk
    Bu çalışmada, endemik Bellevalia sasonii türünün soğan, gövde, yaprak ve çiçek kısımlarının antioksidan aktivite kapasiteleri ve LC-MS/MS yöntemiyle 53 adet fitokimyasal bileşiğin varlığı araştırılmıştır. Ekstrelerin toplam fenolik miktarları gallik asite, toplam flavonoid miktarları kersetine eşdeğer olarak tayin edildikten sonra antioksidan aktiviteleri DPPH serbest radikali giderim, ABTS katyon radikali giderimi ve CUPRAC (Cu2+ İyonu İndirgeme Kapasitesi) yöntemleri kullanılarak belirlenmiştir. Bellevalia sasonii bitkisinde en yüksek fenolik içerik soğan ekstresinde (117.28±0.135 µg GAEs/mg ekstre), en düşük fenolik içerik gövde ekstresinde (45.11±0,089 µg GAEs/mg ekstre); en yüksek flavonoid içerik yaprak ekstresinde (79.44±0.081 µg QEs/mg ekstre), en düşük flavonoid içerik gövde ekstresinde (22.77±0.054 µg QEs/mg ekstre) tespit edilmiştir. Antioksidan kapasite çalışmaları incelendiğinde DPPH yönteminde AA ˃ BHA ˃ çiçek ˃ soğan ˃ yaprak ˃ gövde ˃ BHT; CUPRAC yönteminde BHT ˃ AA ˃ çiçek ˃ yaprak ˃ soğan ˃ BHA ˃ gövde; ABTS yönteminde AA ˃ BHT ˃ çiçek ˃ soğan ˃ yaprak ˃ BHA ˃ gövde şeklinde olduğu gözlenmiştir. Sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde çiçek kısmının genel olarak daha yüksek, gövde kısmının ise diğer organ kısımlarına göre daha düşük aktivite gösterdiği ve ayrıca gövde dışındaki kısımların pozitif kontrol olarak kullanılan BHA’dan daha yüksek antioksidan aktivite gösterdiği gözlenmiştir. Standart olarak kullanılan 53 fitokimyasaldan 27 tanesi hiçbir ekstrede görülmezken 26 tanesi en az bir ekstrede görülmekle birlikte bunlardan 15 tanesi bitkinin tüm kısımlarında (soğan, gövde, yaprak, çiçek) görülmüştür. Bitki organlarını ayrı ayrı değerlendirdiğimizde 53 fitokimyasaldan soğanda 19, gövdede 19, yaprakta 22 ve çiçekte 21 tanesi görülmüştür. LC-MS/MS analizi sonucunda, yaprakta fumarik asit (5267 µg/g ekstrakt ), soğanda kafeik asit (1948 µg/g ekstrakt), çiçekte kosmosiin (2374 µg/g ekstrakt) ve kinik asit (1085 µg/g ekstrakt) gibi metabolitlerin iyi değerler gösterdiği tespit edilmiştir.
  • Öğe
    In vitro antimicrobial and antioxidant activity of ethanol extract of three hypericum and three achillea species from Turkey
    (Taylor & Francis, 2011-02-25) Barış Cebe, Deniz; Kızıl, Murat; Aytekin, Mehmet Çetin; Kızıl, Göksel; Yavuz, Murat; Çeken Toptancı, Bircan; Ertekin, Alaattin Selçuk
    The present study was conducted to determine the antimicrobial, antifungal and antioxidant activity of the ethanol extract of Hypericum scabrum L (HSm), Hypericum lysimachioides var. lysimachioides (HL), and Hypericum retusum Aucher (HR) and ethanol extracts of Achillea aleppica D.C. subsp. aleppica (AA), Achillea aleppica D.C. subsp. zederbaueri (Hayek) Hub.-Mor (AZ), and Achillea biebersteinii Afan. (AB). The antioxidant properties of extracts were evaluated using different antioxidants tests, including reducing power, free radical scavenging, deoxyribose assay, metal chelating activities and determination of total phenolic compounds. The extracts obtained from Hypericum and Achillea species showed high antioxidant properties. The protective effects of plant extracts were compared with a well known antioxidant, Butilated Hydroxytoluen (BHT) and α-tocopherol. Total antioxidant activity of ethanol extracts of plants were also tested by using ferric thiocyanate (FTC) and thiobarbituric acid (TBA) methods. Antioxidative activities of plant extracts were found to be comparable with Vitamin E. The results showed that the ethanol extracts of all tested plant exhibited different activity against tested microorganisms. Since most of the studied extracts have good antimicrobial and antioxidant activity, it might be possible to use them as natural food additives that act both as antioxidants and as spices.
  • Öğe
    Tuz stresine maruz bırakılan Salvia virgata Jacq. bitkisinde elisitör uygulamasının fizyolojik ve antioksidan kapasiteye etkileri
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-08-03) Oktay Bozaba, Türkan; Kuru, İbrahim Selçuk
    Bu çalışmada, Salvia virgata bitkisi tuz (NaCl) stresine maruz bırakılmış ve çeşitli gruplara ayrılan bitkilere çinko oksit nanopartikül (ZnONP), salisilik asit (SA) ve ZnONP+SA kombinasyonu uygulanmıştır. Bitkilerin fotosentetik pigment (klorofil a, klorofil b ve karotenoidler), prolin (stresle ilişkili bir amino asit), malondialdehit (MDA, lipid peroksidasyon göstergesi), toplam fenolik ve toplam flavonoid içeriği belirlenmiştir. Ayrıca, antioksidan kapasiteyi değerlendirmek için DPPH, ABTS ve CUPRAC gibi serbest radikal giderme aktiviteleri ölçülmüş ve elde edilen tüm veriler karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda Salvia virgata bitkisi tohumdan itibaren yetiştirilerek 4 hafta boyunca ¼ hoagland besin çözeltisiyle ve bu sürenin sonunda kontrol grubu hariç diğer bitkiler 2 hafta boyunca 100 mM NaCl stresine maruz bırakılmıştır. Toplam 6 haftalık gelişimden sonra 10 gün boyunca SA ve ZnONP uygulamaları yapılarak, saksılar; “Kontrol, 100 mM NaCI, 100 mM NaCI + 500 μM SA, 100 mM NaCI + 20 mg/L ZnONP ve 100 mM NaCI + 500 μM SA + 20 mg/L ZnONP” olacak şekilde beş gruba ayrılmış ve 10. günü takiben bitkiler hasat edilmiştir. Tuz stresi uygulaması klorofil a, klorofil b ve karotenoid içeriğinde azalmaya neden olurken, tuz stresi ile birlikte uygulanan SA, ZnONP, SA+ZnONP elisitörleri, her üç pigment içeriğini arttırmıştır. Prolin ve MDA içeriği, tuz stresi uygulaması sonucunda artış gösterirken, prolin içeriği elisitör uygulamalarıyla daha fazla artış göstermiş ancak, MDA içeriği elisitör uygulamalarıyla sadece tuz uygulanan bitkilere göre azalmıştır. En düşük prolin miktarı 2.293±0.13 mM g-1 kontrol grubunda, en yüksek prolin miktarı 4.128±0.18 mM g-1 NaCl+SA+ZnONP uygulamasında; en düşük MDA içeriği 1.674±0.09 µM g-1 kontrol grubunda, en yüksek MDA içeriği 3.666±0.11 µM g-1 NaCl uygulamasında görülmüştür. Tuz stresi ve tuzla birlikte uygulanan SA, ZnONP, SA+ZnONP uygulamaları toplam fenolik ve toplam flavonoid içeriği kontrol grubuna göre artırmakla birlikte, elisitör uygulamalarının toplam fenolik ve flavonoid içeriği daha fazla artırdığı tespit edilmiştir. En düşük toplam fenolik içerik (166.82± 1.72 μg) ve toplam flavonoid içerik (62.25± 0.78 μg) kontrol grubunda; en yüksek toplam fenolik içerik (314.96±3.47 μg) ve toplam flavonoid içerik (114.50±1.96 μg) NaCl+ZnONP uygulamasında görülmüştür. Toplam antioksidan aktiviteyi belirlemek amacıyla kullanılan DPPH, ABTS ve CUPRAC yöntemlerinden elde edilen sonuçlar benzerlik göstermiştir. Tuz stresi ve tuzla birlikte tüm elisitör uygulamaları, antioksidan aktiviteyi kontrol grubuna göre artırmıştır. Üç yöntemin antioksidan aktivite sıralamasının benzerlik gösterdiği ve NaCI+ZnONP > NaCI+SA > NaCI+SA+ZnONP > NaCI > Kontrol şeklinde olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte DPPH yönteminde SA, ZnONP, SA+ZnONP uygulamaları sonucunda elde edilen aktivite değerlerinin pozitif kontrol olarak kullanılan BHT’den, ABTS ve CUPRAC yöntemlerinde NaCl+ZnONP uygulamasının pozitif olarak kullanılan BHA’dan daha yüksek antioksidan aktivite gösterdiği gözlenmiştir. Elde edilen bu sonuçlara göre, NaCI+SA+ZnONP elisitör uygulamasının fotosentetik pigment, prolin ve MDA içeriği üzerine daha etkili olduğu, toplam fenolik ve toplam flavonoid içerik ile toplam antioksidan aktivitede NaCI+ZnONP elisitör uygulamasının daha etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca, SA ve ZnONP'nin hem stres hasarını azaltmadaki etkileri hem de sekonder metabolit (fenolik, flavonoid, karotenoid) üretimine olan etkileri birlikte değerlendirilerek özellikle stres hasarını azaltmada SA ve ZnONP’nin sinerjik etki gösterdiği görülmüştür. SA ve ZnONP uygulamaları, tuz stresi altındaki bitkilerde stres etkilerini azaltma potansiyeline sahip olabilir. Ancak, bu etkilerin bitki türüne, stres koşullarına, uygulama yöntemine ve kullanılan elisitörlerin konsantrasyonlarına bağlı olarak değişebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, SA ve ZnONP gibi elisitörlerin stres yönetimi stratejilerinde kullanılmasıyla ilgili daha fazla araştırma yapılması önerilmektedir. Bu araştırmalar, bu elisitörlerin etkinliğini ve uygulama protokollerini daha iyi anlamamıza ve bitkilerin tuz stresi gibi çevresel streslere karşı daha iyi bir uyum sağlamasını destekleyen stratejiler geliştirmemize yardımcı olabilir.