Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 8 / 8
  • Öğe
    Batman yerel basınında Afgan, Iraklı ve Suriyeli göçmenlere ilişkin haberlerinin incelenmesi
    (Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2017-10) Türk, Emrullah
    Türkiye, coğrafi konumu itibariyle birçok ülkeden gelen göçmenlere ev sahipliği yapmaktadır. Tarihsel süreç içerisinde farklı zamanlarda ve farklı büyüklüklerde kitlesel göçlere maruz kalan Türkiye, son olarak 2011 yılının Nisan ayından bu yana yoğun birSuriyeli göçmen akını ile karşı karşıya bulunmaktadır. Batman ili de bu göçmenlere ev sahipliği yapan kentlerdendir. Son zamanlarda farklı ülkelerden gelen göçmenlerin -özellikle de Suriyelilerin-misafirlik konumundan ülkenin bir parçası haline geldiği gerçeği dikkate alınarak,göçmenlerin ev sahibi toplum ile uyum sürecini destekleme adına çalışmalara girişilmektedir. Göçmenlerin uyum sürecine katkı sunma bağlamında kamu kurum ve kuruluşları faaliyetlerinin yanında, yerel basında göçmenlere dair haberleriyleönemli işlevler görebilmektedir. Söz konusu haberlerin içeriği,ev sahibi konumundakileri olumlu ya da olumsuz yönde etkileyecek bir hâl alabildiğinden dolayı önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı Afgan, Iraklı ve Suriyeli göçmenlerin Batman yerel basınında nasıl temsil edildiklerini irdelemektir. Çalışma, 2012-2017 yılları arasındaki göçmenleri konu alan yerel haberlerin analizine dayanmaktadır. Bu bağlamda göçmenler kent içerisindeki yaşam tecrübeleri oranında yerel basında haber konusu olmaktadır.Çalışma sonucunda, Batman yerel basınının göçmenlere dair haberleri ele alış biçimlerinde benzerliklerin yoğun olduğu görülmektedir. Göçmenlere ilişkin haberlerde daha çok olumlu bir bakış açısının olduğu görülmektedir. Nihayetinde bu yönde bir bakış açısının var olması, uyum sürecinidestekleyici bir işlev gördüğüsöylenebilir.
  • Öğe
    Suriye Savaşı Nedeniyle Yaşanan Göçün Ekonomik ve SosyoKültürel Etkileri: Batman Örneği
    (Batman Üniversitesi, 2016) Kaypak, Şafak; Bimay, Muzaffer
    Bu çalışmada, Suriye savaşı nedeniyle göç edenlerin kente uyum süreçlerinde ekonomik ve sosyo-kültürel etkileri, sınır kentlerine komşu ve aynı zamanda bölgede geçiş güzergâhı olarak kullanılan Batman kenti özelinde ele alınmaya çalışılmıştır. Kentsel alanlara gelenlerin kentlileşmesi için kente gelmesi, yerleşmesi, iş bulması yeterli olmamaktadır. Bu kişilerin kentsel davranış kalıplarını benimsemesi, kentin sosyo-kültürel özelliklerini sindirmesi ve kendilerini kente ait hissetmesi önemlidir. Yapılan araştırma ve incelemelere göre Suriyeli göçmenlerin belli konularda uyum sağlamada çok fazla zorluk yaşamadıkları görünse de, göçmenlerin geçici misafir olmaktan çıkıp kalıcı duruma geçmeleri nedeniyle birçok ekonomik ve sosyo-kültürel sorunla karşı karşıya kalmasının yanında kent halkı üzerinde de benzer etkilere neden olmuşlardır. Çalışmada, Suriye’de çıkan iç savaş nedeniyle meydana gelen göç olgusu sonucunda Batman kentinde yaşayanların ekonomik ve sosyo-kültürel özellikler açısından nasıl etkilendikleri araştırılmıştır.
  • Öğe
    Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin AB algısı: Karşılaştırmalı bir analiz
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-08-05) Pilatin, Übeydullah; Cihangir, Murat
    Göç olgusunun aktörleri olan sığınmacılarla ilgili birçok disiplinde araştırmalar yapılmıştır. Konusu insan olan her çalışmanın doğasında disiplinler arası bir yön muhakkak vardır. Uluslararası ilişkiler ve Siyaset alanında özellikle Suriye savaşı sonrası sığınmacıların yaşadığı problemler ve sığınmacıların hedefindeki ülkeler önemli bir çalışma alanı olmuştur. Bu bakımdan AB ülkelerinin sığınmacıları kabulü ve sığınmacıların yol güzergâhında aldığı tedbirler önemli bir gündem maddesi olmuştur. Sığınmacılarla ilgili olarak hem AB ülkelerinde hem de Türkiye’de birçok çalışmanın hem resmi kurumlar hem de akademik kurumlar tarafından yapıldığı görülmüştür. Bu araştırmalar genel olarak sığınmacı merkezli olmamıştır ve sığınmacılığın sebep olduğu durumlar ortaya konmuştur. Bu araştırmanın amacı Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilerin AB algısını ortaya çıkarmaktır. Bu amaçla yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi kullanılmış ve 20 araştırma sorusu çerçevesinde görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen verilerin analizi sonucunda Suriyeli mültecilerin AB ile ilgili algıları ortaya çıkmıştır. Araştırma verilerine göre katılımcıların önemli bir kısmı (%44.2) AB’yi tanımlarken “bir birlik” cevabı vermiştir. Ancak bu birliğin siyasi, ekonomik, güvenlik vb. yönünden bahsedilmemiştir. Katılımcıların büyük bir çoğunluğunun (%76,9) savaş öncesi Avrupa’ya gitmek istemediği yapılan görüşmelerden anlaşılmıştır. Kendi ülkelerinde yerleşik bir düzene sahip olmaları, huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamaları da Avrupa’yı düşünmemelerinin nedenleri olarak açıklanmıştır. Katılımcıların 21’i (%40) savaş öncesi Suriye’de iken de Avrupa’ya gitmek istemediklerini ve Türkiye’ye geldikten sonra da gitmek istemediklerini belirtmiştir. Araştırmaya katılanların 12’si (23,1) Avrupa’yı savaş öncesi istememesine rağmen savaş sonrası Avrupa’ya gitme isteklerinin oluştuğunu belirtmişlerdir. Katılımcıların %55,6’sı AB ile ilgili pozitif duygu merhamet olmuştur. Katılımcıların %28.5’i, AB’ye karşı sevgi duygusuna sahip olduğunu ifade etmiştir. Bu duygunun temelinde AB’nin Suriyeli sığınmacılara yardım etmesi ve onları kendi ülkelerinde yerleştirme çabası vardır. AB ile ilgili negatif duyguları nelerdir sorusuna herhangi bir negatif duygu belirtmeyenlerin sayısı %26,7’dir. Bu katılımcıların hepsinin AB ile ilgili pozitif duygu besledikleri tespit edilmiştir. Bir cevap veremem diyenlerin sayısı %3,8’dir. Katılımcıların AB karşısındaki duyguları içerisinde kalp kırıklığı en fazla beslenen duygu olarak tespit edilmiştir. Katılımcıların %48’i AB’ye karşı kalp kırıklığı duygusunu yaşadığı tespit edilmiştir. Bu duyguyu üzüntü takip etmektedir. Katılımcıların %28,8’i üzüntü duygusunu yaşamaktadır. AB’ye karşı hiddetli olduğunu söyleyenler %13,4, ırkçılık duygusunu yaşayanlar %5,7 ve nefret duygusunu yaşayanların %3,8 olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların %3,8’i AB’nin Müslüman karşıtı olduğu belirtirken diğer katılımcıların tümü kendilerinde oluşan negatif duygunun sebebinin sınır olayları ve AB’nin sığınmacılara karşı uyguladığı katı kurallar olduğunu belirtmişlerdir. Katılımcıların 47’si (%90,2) ise AB ile ilgili düşüncelerinde ekonominin büyük bir etkisinin olduğunu belirtmiştir. AB toplumun Suriyelilieri sevdiğini söyleyen katılımcı 24’tür (%46,8). AB toplumunun Suriyelileri sevmediğini söyleyen katılımcı sayısı ise 1’dir (%1,9). Katılımcıların 25’i (%48) Almanya’ya gitmek istediğini belirtmiştir. Katılımcıların yaklaşık yarısı 25’i (% 48) Almanya’nın AB’ye layık davrandığını ifade etmiştir. Katılımcıların 25’i (%48) Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan ülkelerinin sığınmacılar ve mülteciler bağlamında AB’ye layık davranmadığını ifade etmiştir. Genel olarak değerlendirildiğinde katılımcıların çoğunun AB ile ilgili algılarının pozitif olduğu ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    Türk sinemasında Suriye sorunu ve Suriyeli mülteciler
    (Batman Üniversitesi, 2019-04-15) Gültekin, Talip; Işık, Mehmet
    Sinema literatüründe nadir işlenen mülteci - göç türü filmler, dünya sinemasında olduğu gibi Türk sinemasında da nadir işlenen bir konudur. Yakın tarihimizin global bir kaynak çatışması ve çıkar çatışmalarına sahne olması, Türkiye'nin de ne kadar bağımsız bir yönetim yapısına sahip olduğunu, diplomatik ilişkilerin etkisi ile iç sistemin olgularını da etkilemiştir. Bu etki yavaş yavaş politik oluşumlar ve amaçlar çerçevesinde kendi etkisini kültürel, ticari, sanatsal faaliyetler içerisinde göstermiştir. Başta sinema sanatında olmak üzere, belgesini ve olgularını sunmaya başlamıştır. Çalışmamızın temelinde ele alınan konu; komşu ülkemiz ve sınır ülkemiz olan Suriye sorununun Arap Buhranın etkileri ile ateşlenen iç savaşın yakın çevre ülkelerine olan göç etkisi ve diplomatik sonuçları doğrultusunda sinema sanatına olan kültürel, siyasi, ticari ve politik etkileri ele alınmış ve incelikli bir bilimsel endüksiyon doğrultusunda incelenmiştir. Suriye sorunu, diğer iç savaş yaşayan Arap ülkelerine nazaran daha büyük bir sorun ve etki yaratmıştır. Kendi dışında batı ve doğu ülkeleri arasında diplomatik çatışma ve çıkar ilişkilerine sebep olmuştur. Çalışma Türkiye Cumhuriyeti'ni temelden alan bir bilimsel hareketle; olumlu ve olumsuz etkileri, siyasi iç olguları, dış politik ve diplomatik varyasyonlarını ne şekilde biçimlendirdiği, sinema sanatına ve kültürüne olan etkileri ele almıştır. Yapılan ön araştırmalarda problemin ele alınmasındaki temel ölçüt, Türkiye'nin dış politikasındaki tavrı ve sığınma taleplerine gösterdiği olumlu olumsuz tutumdur. Bu tutum sinemanın beslenme konusunda ve politik ifade biçiminde kendini geliştirmesi, evrensel sinema sanatının belli noktalarında kendine bir kürsü edinmesini de sağlamıştır. Bu durumun, uluslararası arenada olumlu ve olumsuz sonuçları olduğu gibi, Suriyeli sığınmacıların Türkiye'ye sığınması ile birlikte, Türkiye'de de olumlu ve olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Sinema toplumu konu edindiği için tüm bu olumlu ve olumsuz sonuçlar Türk sineması için işlenecek yeni bir konu durumuna gelmiştir. Yönetmenler bu konuyu ele alarak hem Suriye savaşını hem de yaratığı etkileri sinemaya taşımaya başlamıştır. Tüm bu yaşanan olaylar ve bu olaylar sonucunda meydana gelen değişimlerin Türk sinemasında nasıl işlendiği ele alınmıştır.
  • Öğe
    Türkiye'de ezidi sığınmacı kadınların sorunları üzerine sosyolojik bir araştırma: Batman ve Diyarbakır kamp örnekleri
    (Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, 2016-10-30) Arslan, Yusuf
    Bu makalede Türkiye’ye sığınmış Ezidi kadınlar ele alınmıştır. Araştırma, Diyarbakır ve Batman’daki Ezidi sığınmacı kamplarında gerçekleştirilmiştir. Nitel araştırma yöntemine göre yapılmış bu araştırmada veriler mülakat tekniği ile elde edilmiştir. 35 kadın ile mülakat yapılmıştır. Araştırma sonucuna göre kamp ortamında sığınmacı kadınların, ataerkillik ve toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle yaşadıkları zorluklar olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca, öz bakım ve estetik ihtiyaçlarının karşılanamamasına bağlı olarak sığınmacı kadınlarda benlik saygılarının düştüğü görülmüştür. Kadınların düzenli ve sağlıklı gıdaya erişimlerinde kısıtlılıklar olduğu anlaşılmış, Güneydoğu’da yeniden başlayan silahlı çatışmalarla birlikte bu kısıtlılıkların daha da arttığı tespit edilmiştir. Kamp şartlarının hijyen koşullarından uzak olduğu, bunlarla birlikte gerek eğitim gerek sosyal, kültürel ve dini ihtiyaçların hiç birinin karşılanamadığı anlaşılmıştır. Savaş travmasına bağlı kimi ruhsal problemlerin yaşandığı görülmüş; işsizlik, parasızlık gibi yaygın sorunlar yaşadıkları tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Yükseköğretimde okuyan Suriyelilerin eğitim sorunları ve beklentileri: TRC3 Bölgesi (Mardin, Batman, Siirt, Şırnak) üniversiteleri örneği
    (Milli Eğitim Bakanlığı, 2021-12-22) Bimay, Muzaffer
    Bu çalışma,2010 yılının sonlarında bazı Arap ülkelerinde başlayan ve 2011 yılının başlarında Suriye’de devam eden çatışmalar nedeniyle Türkiye’nin çeşitli kentlerine göç eden ve Yükseköğretimde okuyan Suriyelilerin eğitime erişim noktasında karşılaştıkları sorunları ve beklentilerini TRC3 bölgesindeki (Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak) üniversiteler üzerinden incelemeyi amaçlamıştır. Bu bağlamda yapılan çalışma, nitel araştırma yöntemleri arasında bulunan olgubilimsel deseninde yürütülmüş ve veriler, gelişigüzel örnekleme yöntemiyle TRC3 bölgesinde bulunan Mardin (12), Batman (11), Siirt (10) ve Şırnak (5) Üniversitelerinden seçilen öğrencilerle yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak 2021 yılının ilk yarısında toplanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde ise betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Yapılan bu Araştırma ile Suriye kökenli öğrencilerin başta dil ve ekonomik koşullar olmak üzere eğitim sürecinde birçok sorunla karşı karşıya kaldıkları, savaş nedeniyle uğradıkları ağır psikolojik travmaları üzerlerinden atamadıkları ve bunun için başta bulundukları üniversiteler olmak üzere hiçbir kurumdan rehabilitasyon desteği alamadıkları ve bunun da eğitim süreçlerini olumsuz etkilediği tespit edilmiştir. Bununla beraber ikamet ettikleri kentin sosyo-kültürel yaşamlarına katkıda bulunduğu ve genel olarak ülkelerine geri dönmek istemedikleri de ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla savaş koşullarından kaçıp büyük zorluklar içinde hayata tutunmaya çalışan Suriyeli öğrencilerin, işsizliğin ve yoksulluğun olduğu TRC3 bölgesinde bulunan kentlerdeki üniversitelerde karşılaştıkları sorunların çözülmesine yönelik acil tedbirlere ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye’de yükseköğretimde okuyan 50 bine yakın Suriyeli genç olduğu düşünüldüğünde, Suriyeli öğrencilere yönelik daha bütüncül öğeleri içeren daha kapsamlı yeni bir eğitim ve öğretim entegrasyon politikası ile bu gençlerin, Türkiye’nin kalkınmasına ve geleceğine önemli katkılar sağlayabileceği bu çalışmada öne sürülmüştür. Ayrıca bu çalışmadaki veriler ışığında yapılan önerilerin, uzun vadeli kamu politikalarına yol göstermesi ve destek sağlaması da hedeflenmiştir.
  • Öğe
    Onuncu yılında Suriyeli sığınmacıların kente entegrasyonu ve gelecek beklentileri: Batman örneği
    (Mardin Artuklu Üniversitesi, 2020-11-24) Bimay, Muzaffer
    Bu çalışma, 2010 yılının son ayında birçok Arap ülkesinde başlayan ve 2011 yılının Nisan ayında Suriye’de devam eden iç çatışmalar nedeniyle kaçan sığınmacıların entegrasyon sürecini ve geleceğe ilişkin beklentilerini Batman kenti örneğinde ele almayı amaçlamıştır. Buradan hareketle, sığınmacıların bulundukları kent ortamındaki sosyal ve kamusal çevreyle olan ilişkilerinin son on yılda geldiği aşama ve sığınmacılar için oluşturulan geçici koruma mevzuatı kapsamında entegrasyonun önemli göstergelerinden barınma, dil, eğitim, istihdam ve vatandaşlık süreçlerinin gerçekleşme düzeyleri elde edilen bulguların analiziyle ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca bu çalışma ile sığınmacıların, Suriye Savaşına ve dolayısıyla kendi geleceklerine ilişkin nasıl bir tutum içinde olacakları ile ilgili beklentileri de ele alınmıştır. Bu bağlamda yapılan saha araştırmasında nicel araştırma yöntemi benimsenmiş, göç ve göçe ilişkin kavramsal çerçeveyi içine alan teorik arka plandan sonra araştırmanın hedef evrenini oluşturan Batman kentinde yaşayan Suriyeli sığınmacılara yönelik yapılan saha araştırmasının bulguları analiz edilmiştir. Bu çerçevede sığınmacıların içinden 18 yaşından büyük 134 katılımcı ile yüz yüze anketler yapılmıştır. Anketler 2020 yılının Mayıs ve Haziran aylarında uygulamalı bir alan araştırması şeklinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya katılan Suriyeli sığınmacıların kente entegrasyonu sanılanın aksine beklentileri karşılamadığı, savaşın uzaması ve ekonomik sıkıntıların artması nedeniyle gelecek ile ilgili kaygılarının arttığı ortaya çıkmıştır. Buna rağmen sığınmacıların umutlarını kaybetmedikleri elde edilen bulgulardan anlaşılmıştır. Dolayısıyla sığınmacılara yönelik sosyo-ekonomik ve kültürel etkileşimi içeren çok kapsamlı yeni bir entegrasyon politikasına ve düzenlemelere ihtiyaç olduğu söylenebilir. Sığınmacı ve mülteci konusunun artan göçlerle gündemi meşgul etmesi beklenirken bu ve benzeri çalışmaların araştırmacılar ve yöneticiler için kılavuz niteliği taşıması hedeflenmektedir.
  • Öğe
    Türkiye’de göç politikalarının evrimi: Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze uzanan yolculuk
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-01-15) Yıldırım, Şükrü; Kanbak, Ayşegül
    Türkiye'nin tarihsel göç deneyimlerinin, günümüzdeki göç politikalarına nasıl şekil verdiğini anlamak önemlidir. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde meydana gelen toprak kayıpları, Anadolu’ya önemli göç hareketlerine sebep olmuştur. Bu durum hem Osmanlı İmparatorluğu hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını derinlemesine etkilemiştir. Göçmenlerin entegrasyonu, iskân politikaları ve göç yönetimi, bu dönemde önemli sorunlar arasında yer almıştır. Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı'dan devraldığı bu göç sorunlarını yönetme konusunda önemli deneyimler kazanmıştır. Göç politikaları ve göç yönetimi, tarihsel süreçte yaşanan bu deneyimlerden beslenmiş ve şekillenmiştir. Misafir İşçi Dönemi'nde, Türkiye'den Avrupa'ya işçi göçü hem Türkiye'nin hem de göç alan ülkelerin ekonomik ve sosyal yapısını etkilemiştir. Soğuk Savaş Dönemi'nde, Türkiye'nin stratejik konumu, göç politikalarının uluslararası ilişkiler bağlamında şekillenmesine neden olmuştur. Bu dönemde, Türkiye hem doğudan batıya hem de güneyden kuzeye göç yollarının kesişim noktasında yer almış ve bu durum, göç politikalarının güvenlik boyutunu ön plana çıkarmıştır. 1990'lar sonrası dönemde ise Türkiye, artan göç hareketleri ve sığınmacı akınları ile karşı karşıya kalmış ve bu durum, göç politikalarının yeniden gözden geçirilmesini gerektirmiştir. Türkiye, göçmenlerin entegrasyonu, barınma, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması konusunda önemli adımlar atmış ve bu alanda ciddi bir tecrübe edinmiştir. Bu tez çalışmasının amacı, Türkiye’nin farklı dönemlerdeki göç politikalarını ve bu politikaların sosyal, ekonomik ve politik etkilerinin incelenmesidir. Araştırmanın yöntemi, birtakım olguların sonrasında ortaya çıkan dizinlerin, raporların, kitapların ve benzeri yayımların literatürde taranmasıdır. Tarama esnasında literatürdeki kitap ve makaleler incelenmiş, ihtiyaç duyulduğunda ilgili kanun ve düzenlemeler gözden geçirilerek tarihî bilgiler ışığında politika değişimleri gözlemlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca çalışmada tarihsel ve betimleyici bir araştırma tasarımı planlanmıştır. Araştırma esnasında Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Cumhuriyet’in başlangıcından günümüze kadar uzanan dönemdeki göç hareketleri ile bu göçlere yönelik uygulanan politikalar kapsamlı bir şekilde incelenmiş, Osmanlı Dönemi’nde yaşanan göç hareketlerinin Türkiye Cumhuriyeti'nin göç politikalarının temelini oluşturduğu görülmüş ve bu politikaların, zamanla ulusal ve uluslararası gelişmeler doğrultusunda evrildiği tespit edilmiştir. Ayrıca uluslararası alanda yaşanan gelişmelerin, Türkiye'nin göç politikalarını ve devlet yönetimini de etkilediği ve Türkiye’nin bu alanda yeni stratejiler geliştirildiği saptanmıştır.