Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 5 / 5
  • Öğe
    Kilikya, Kommagene ve Antakya mozaiklerinde yapı betimlemeleri ve türleri
    (Batman Üniversitesi, 2018) Özdemir, Batuhan; Zoroğlu, Kamil Levent
    Çeşitli malzemeler üzerindeki yapı betimlemelerinin geçmişi oldukça eskiye gider. MÖ 6. yüzyılda Grek vazolarında, Helenistik Dönem'de resim ve mozaikte, Roma Dönemi'nde özellikle kabartmalarda bunların örneklerini görmek mümkündür. Bu çalışmada, Kilikya ve Kommagene Bölgeleri ile Roma Dönemi'nde mozaik sanatı bakımından en önemli merkezlerden biri olan Antiokheia ve yakın çevresinde günümüze kadar ortaya çıkarılmış olan mozaikler üzerindeki çeşitli yapı betimlemeleri, bu yapıların kompozisyon içindeki işlevi ve bunların tipolojisi ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Bu bağlamda öncelikle mitolojik hikayelerin betimlendiği mozaiklerdeki yapılar bir grup olarak ele alınmıştır. Çalışmanın belki de en önemli grubunu sayıca az olsa da kent betimlemelerinde yer alan yapılar oluşturmaktadır. Bu bağlamda oldukça iyi korunmuş olmalarıyla dikkati çeken iki örnek; Kelenderis Mozaiği ve Antiokheia'dan Yakto Mozaiği çalışmanın bu bölümünün ana malzemesini oluşturmaktadır. Bunlardan Yakto Mozaiği'nin -birçok araştırmacı tarafından değerlendirilmiş olsa da- her zaman yeni yorumlara açık bir örnek olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden bu mozaik hakkında kendi değerlendirmelerimizi de sunmaya çalıştık. Kilikya Bölgesinden tek örnek olan Kelenderis Mozaiği'nde, Madaba Mozaiği'nden farklı olarak ayrıntılı bir şekilde tek bir kentin betimlendiği görülmektedir. Çalışmanın son grubunu ise özellikle Geç Antik Çağ'da Roma dünyasında yaygınlaşan kırsal yaşamın yansıtıldığı ve bu temayla bağlantılı yapıların da betimlendiği "pastoral" manzaralar gelir. Bu grubun en önemli örneği ise Kommagene Germanikeiası'nda gün ışığına çıkarılmış olan mozaiktir. Bu dönemde çok geniş bir alanda benzerlerini gördüğümüz bu mozaikler üzerindeki yapı tipleri değerlendirilmiştir. Çalışmanın değerlendirme bölümünde, mozaikler üzerinde tiplerini belirlediğimiz yapı betimlemelerinin işlevleri üzerine daha önce yapılan değerlendirmeler ele alındıktan sonra varsa kendi önerilerimiz de sunulmuştur. Özellikle farklı dönemlere ait mozaikler üzerindeki yapıların mimari özellikleri ve bunların birbiriyle olan ilişkileri, ünik olan veya birbirine benzeyen tipler ele alınarak bir sonuca varmaya çalışılmıştır. Böylece, iki coğrafi bölgenin ve Antik Çağ'da Suriye'nin bir parçasını oluşturan Antiokheia'nın mozaik sanatında görülen yapı betimlemelerinin karakteri konusunda çeşitli öneriler getirilmiştir.
  • Öğe
    Orhan Pamuk romanlarının yapı ve içerik bakımından incelenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-06-01) Üçenak, Şahin; Zariç, Mahfuz
    Nobel Edebiyat Ödülü sahibi olan Orhan Pamuk, ülkemizde postmodern roman anlayışının öncülerinden biri olarak görülür. Özellikle Cevdet Bey ve Oğulları romanından sonra kaleme aldığı romanlarında postmodern roman özellikleri daha çok görünür. Yazdığı eserler ile sadece ülkemizde değil dünya üzerinde birçok ülkede kendini edebi kişiliğiyle kanıtlayan bir yazardır. Pamuk’un eserlerini incelediğimiz bu çalışmada; yazar, eserlerinde roman anlatıcılarını tekdüze değil birbirleriyle uyumlu bir şekilde beraber kullanmayı tercih eder. İlk romanı Cevdet Bey ve Oğulları’nda klasik roman anlayışında sıkça kullanılan tanrısal konumlu gözlemci anlatıcıyı tercih eden yazar, bu romandan sonra çizgisini değiştirerek anlatıcılarını çeşitlendirir. Beyaz Kale, Masumiyet Müzesi ve Kırmızı Saçlı Kadın romanlarında özne anlatıcıya yer veren yazar, bu romanlarda sadece kahramanların gözünden olayları aktardığı için okurun diğer açılardan olaya ve durumlara bakmakta yetersiz kalmasına neden olur. Yazar, bu durumu aşmak içinse geriye kalan romanlarında çoğul anlatıcıya yer verir. Pamuk, Sessiz Ev, Kara Kitap, Yeni Hayat, Benim Adım Kırmızı, Kar ve Kafamda Bir Tuhaflık romanlarında hem tanrısal konumlu gözlemci anlatıcı hem de özne anlatıcıyı beraber kullanır. Geleneksel anlatıcı olan meddah anlatıcıya da bazen yer verir. Böylelikle okura farklı bakış açılarından bakma fırsatı sunar. Yazarın kendisi kimi zaman araya girip okurla sohbet eder. Pamuk’un içerik açısından romanlarında kullandığı; konu, izlek ve tezlerin birbirinden çok fazla ayrışmadığı görülür. Mesela aşk konusuna birçok eserinde yer verir. Yazar, bazen tek bir temaya bağlı kalmadan birden fazla tema üzerinden eserlerini sunar. Eserlerinde zamanda yaptığı değişiklikler ile okuru geçmiş ve şimdi, vaka zamanı ve nesnel zaman arasında bir döngüye sürükler. İlk romanı hariç diğer romanlarında uzun bir zaman dilimini belli bir düzen içerisinde vermez. Yazar, eserde geçen mekânlarda ise açık mekânlar ile beraber kapalı mekânlarda kullanır. Yazarın bazı eserlerinde İstanbul büyük önem taşır. Mekân tasvirlerini bazı eserlerinde en ince ayrıntısına kadar verdiği gibi bazı eserlerde mekân ikinci planda kalır. Pamuk, kitaplarında kullandığı kişileri gerçek hayattan alır ve bunlar sıradan insanlardır. Kendi aile üyelerini bazı kitaplarında roman kahramanı olarak kullanır. Bunların yanında bazen bir ağaca bazen bir köpeğe hayat verip kişileştirme yapan yazar, kurgulama kişiler de oluşturur. Yazarın kullandığı pek çok karakter günlük hayatta her an her yerde karşımıza çıkabilecek kişilerdir. Bazı romanları iki üç kişi etrafında dönerken bazı romanlarında ise kişiler sayıca fazladır. Kişilerin fazla olması sebebiyle böyle romanlarda kişiden çok yaşanan olaylara dikkat çekilir. Ayrıca kişilerini bazen öyle gizlemiştir ki okuyucunun eserde kimin kim olduğunu bulması için romanı sonuna kadar okuması gerekir. Yazar, sadece popüler kişiliklere yer vermeyerek toplumun her kesimini yansıtacak karakterleri kurgusu içerisinde önemli yerlere taşımıştır. Kişiler üzerinden toplumda yer alan siyasî olay ve belli görüşleri temsil eden karakterleri de kullanarak romanlarının hayattan kopuk olmadığını her ne kadar postmodern de olsa aslında bu karakterleri gerçeklik içinde yaşattığını gösterir. Pamuk, sanatsal üretimi ve faaliyeti sürecinde salt ideolojik yaklaşımı öteler, onun yerine kendine özgü bir duyarlılığı sanatının merkezine yerleştirir. İlk romanı Cevdet Bey ve Oğulları’ndan 2021’de yayımladığı son romanı Veba Geceleri’ne kadar bütün romanlarını merkezî kişiler çevresinde şekillendiren yazar, merkezî kişiler etrafında sosyal tipleri konumlandırmıştır. Romanlarının biçimsel özellikleri, kurgulama tekniği ve öğelerine bakıldığında her bir romanında kurgunun birbirinden bağımsız ve farklı olduğuna şahit olunur. Kurgusu içerisine başka edebi metinlerden alıntılar (metinlerarasılıkla alıntılar) yaparak kurguya farklı hikâyeler ekleyen yazar, eser perspektifini geniş tutan romanlar kaleme almıştır. Pamuk, üstkurmaca uygulamasını da sıradan bir metin yazar gibi rahatça kullanmıştır. Yazar; aşk, Doğu-Batı sorunsalı, tarih, siyasî sorunlar ve din gibi birçok konuyu harmanlayarak kurgusuna yerleştirmiştir. Pamuk için roman yazmak bir yaşam biçimidir ve yazarın hayatı yazmak üzerine temellenmiştir. Bu açıdan romanlarında kişiliği, benliği, yaşam gerçekliği ve insanî nitelikleri ayrıştırılamaz bir şekilde bütünleşir. Yazar, kurgularında bazen olayın sonundan başa dönerek aktarırken bazen de normal seyrinde okura romanı sunar. O, zaman dilimleri arasında geçiş yaparak okurun geçmiş, gelecek ve şimdi arasında yolculuk yapmasını sağlar. Eserlerinde olay örgüsü, olay bütünlüğü ve sonlar birbirine bağlı zincirler şeklinde bütünlük oluşturur. Anlatım teknikleri açısından eserleri incelenen Pamuk’un ilk iki eserinden sonra bilinçli okurun fark edeceği pek çok anlatım tekniğinin kullanıldığı fark edilir. Yazar, hemen hemen bütün romanlarında postmodern tekniklere yer vermiştir. Ancak bazı eserlerinde bu tekniklerden bir kısmına daha çok ağırlık vermiştir. Yazarın Veba Geceleri romanında tarihsel üst kurmaca ve üst kurmaca tekniklerini, Yeni Hayat romanında ise geriye dönüş tekniğini daha çok kullandığı gibi. Pamuk’un eserleri, dil ve üslup bağlamında inceleme altına alındığında dilin alt başlıklara ayrıştığı görülür. Dil unsurları ve dil sapmaları alt başlıklarıyla yazarın dilin kullanım zenginliklerinden nasıl faydalandığına bakılmıştır. Bu bağlamda yazarın kullandığı konuşma dilinin unsurları ile romanları gerçeklik kazanmıştır. Romanın özgün çerçevesi açısından üslup kavramı önem arz eder. Bu nedenle çalışmamızda üslup kavramı ve üslup çeşitleri tanımlanır. Pamuk’un eserlerinde ne tür üsluplar kullandığı ve eserlerini üslup açısından çeşitlendirip çeşitlendirmediği bu incelemenin konularındandır. Romancının yazımda başvurduğu anlatım teknikleri, Pamuk romancılığının hem nitelik hem de nicelik yönünden nasıl ortaya çıktığını ve sanatsal üretiminin bu noktada nasıl temellendirildiğini göstermektedir. Bu çalışmanın her aşamasında yazarın biyografik gerçekliği ile birlikte ilk olarak romanlarındaki anlatıcı özellikleri, içerik, kurgulama tekniği ve öğeleri, anlatım biçimi ve anlatım tekniklerinin, dil ve üslubun belirlenmesi amaçlanmaktadır.
  • Öğe
    Sema Kaygusuz’un öykülerinde yapı ve tema
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-09-22) Ersoy, Bahar; Karadeniz, Mustafa
    1990’lı yıllarda yazın hayatına başlayan Sema Kaygusuz; öykü, roman, oyun, senaryo gibi pek çok türde eser veren üretken bir yazardır. Edebiyat dünyasına öykü türüyle giriş yapan Kaygusuz, gerek eserlerinin biçim ve içerik özellikleri gerekse aldığı ödüllerle Türk edebiyatının dikkat çeken yazarları arasında yer alır. Bu çalışma, Sema Kaygusuz’un Ortadan Yarısından, Sandık Lekesi, Doyma Noktası, Esir Sözler Kuyusu ve Karaduygun adlı öykü kitaplarını yapısal ve tematik bakımdan incelemeyi ve yazarın Türk öykücülüğündeki yerini saptamayı amaçlamaktadır. Karakter ve durum ağırlıklı öyküler yazan Sema Kaygusuz, öykülerinde sıradan insanların yaşamlarından hareketle genel insanlık hâllerine ve toplumsal meselelere değinir. Kendine has oluşturduğu düşünsel ve kavramsal dünyasını sanatına taşıyarak öykücülüğü noktasında özgün ve sanatsal bir söylem diline ulaşır. Kaygusuz, öykülerinin yapı özelliklerini sahip olduğu düşünsel ve yazınsal duyarlıklar paralelinde oluşturur. Öykülerindeki kurmaca kişileri, anlatıcı ve odaklanma tercihleri, zamanı ve mekânı konumlandırışı ve son olarak kullandığı anlatım teknikleri doğrudan doğruya yazarın duyuş ve düşünüş tarzından esinlenir. Bu açıdan Kaygusuz’un kurmaca metinleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, doğa ve kadının ortak kaderi, modern bireyin yalnızlığı ve insanın doyumsuzluğu gibi temalar ekseninde şekillenir. Yazarın özellikle öykülerini çoğunlukla eko-feminist bakışla temellendirdiği çalışmanın ulaştığı önemli bulgulardan biridir. Kaygusuz’un öykü anlayışı onu Türk öykücülüğü alanında modernist bir yazar olarak değerlendirmeye imkân verir.
  • Öğe
    Güneş duvarının performansına etkileyen parametrelerin sayısal ve deneysel olarak incelenmesi
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021-01-15) Kallioğlu, Mehmet Ali; Durmuş, Aydın
    Bu tez çalışmasında güneş duvarı sisteminin absorban plakasındaki modifikasyonlarla ısıl performans ve ısıl verim etkisi incelenmiştir. Bu doğrultuda Batman Üniversitesi Batı Raman Kampüsünde kurulan prototipin performansına etkileyen parametreler sayısal ve deneysel olarak incelenmiştir. Kurulan model düzeneğinde iki farklı birbirinden bağımsız eş ölçülere sahip (2,05m x 1,95m x 2,33 m) 9,31 metreküp hacminde deney odası ve test odası bulunmaktadır. Bu sayede eş zaman ve iklim koşullarında karşılaştırmalar yapılmıştır. Termal bölge tasarımında kullanılan farklı geometrik özellikteki üç absorban plakanın (düz sac, sinüs oluklu 76/18 trapez sac ve 27/200 trapez sac) hız, sıcaklık, ısı akısı, verim, Nusselt ve Rayleigh değerleri mukayese edilmiştir. Bu karşılaştırma parametreleri birebir ölçekte modellenen hesaplamalı akışkanlar dinamiği paket yazılımında da (ANSYS-FLUENT) geçerlemesi yapılarak birbiyle uyumlu olduğu gözlenmiştir. Deneysel çalışmadan elde edilen Nusselt (Nu) sayısına karşılık Rayleigh (Ra), Grashof (Gr), Prandtl (Pr) ve kanal yükseklik/en (H/e) değerleri kullanılarak açık ve kapalı kanallar için literatürde tanımlanan altı farklı model grubundan lineer ve nonlineer eşitlikler MATLAB-R2019b yazılımın eğri uydurma (Curve Fitting) uygulamasında gerçekleştirilmiştir. Geliştirilen eşitlikler doğal taşınım da Nusselt hesabı için tanımlanan önceki 18 çalışma ile karşılaştırılmıştır. Hesaplamalar ve çözümlemeler dikey ve paralel levhadaki sabit ısıdaki güneş duvarı modelinde 08:00 ile 18:00 saatleri arasında hesaplanan Rayleigh (Ra) değeri değişimi akış formuna göre Nusselt tahmin değişimleri ifade edilmiştir. Oluşturulan 60 farklı durum için ilk aşamada istatiksel açıdan en iyi uyum modeli oluşturulmuş ikinci aşamada ise ilk eğri uydurmadaki izin verilen katsayı aralıklarında modeller yeniden düzenlenerek literatüre uygun katsayılı eşitlikler geliştirilmiştir. Bu amaçla Rayleigh aralıkları için toplamda 120 farklı matematiksel eşitlik oluşturulmuştur. Geliştirilen toplam eşitliklerin ortalama determinasyon katsayısı değeri 0,9130 seviyesindedir. Tüm bu yapılan analizlerle sistemin performansı arttırılmasına yönelik bulgular elde edilmiştir.
  • Öğe
    Cahide Birgül’ün romanlarında yapı ve tema
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-09-23) Atiç, Nur Şeyma; Karadeniz, Mustafa
    Roman türü, edebiyatın vazgeçilmez bir parçası olarak kabul edilir ve insan deneyiminin anlaşılması ve aktarılması açısından güçlü bir araç olarak değerlendirilir. Edebiyat tarihindeki gelişimi, yapısal özellikleri ve çeşitliliği ile roman, okuyuculara geniş bir anlatı dünyası sunmaktadır. Romanın, bireysel ve toplumsal meselelerin derinlemesine incelenmesi ve sorgulanmasına olanak sağlayan, okurlara geniş bir perspektif sunan ve empati yeteneklerini geliştiren bir edebî tür olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, toplumsal değişimlerin ve bireysel deneyimlerin tarihî ve kültürel bağlamda kayda geçirilmesinde önemli bir araç olarak görülmektedir. “Cahide Birgül’ün Romanlarında Yapı ve Tema” adıyla sunulan bu çalışmada, 1990’lı yılların sonunda TRT Ankara Radyosu için yazdığı arkası yarınlarla edebiyat kariyerine başlayan Cahide Birgül’ün Gölgeler Çekildiğinde, Geceye Uyananlar, Ah Tutku Beni Öldürür müsün ve Eflatun Koza adlı romanları yapı ve tema yönlerinden incelenmiştir. Metin merkezli olarak yapılan incelemeler sonucunda, eserlerin yapı unsurlarına, kullanılan anlatım tekniklerine ve ele alınan temalara dair tespit ve sonuçlara ulaşılması amaçlanmıştır. Çalışmanın giriş bölümünde, Birgül’ün yazınsal tutumundan hareketle teorik bir çerçeve sunulmuştur. Çalışma, Cahide Birgül’ün hayatı ve edebî yaşamının yer aldığı “Cahide Birgül”, romanlarının yapı ve anlatım unsurlarının incelendiği “Cahide Birgül’ün Romanlarında Yapı” ve temaların ele alındığı “Cahide Birgül’ün Romanlarında Tema” adlı üç ana bölümden oluşmaktadır. Romanlarında olaylara değil karakter dönüşümlerine odaklanan Cahide Birgül’ün eserlerinde, sıradan hayatlar süren ve genellikle dikkat çekmeyen bireylerin iç dünyalarına yer verilmiştir ve toplumda yüceltilen aile kavramı sorgulayıcı bir yaklaşımla ele alınmıştır. Bu yaklaşımın toplumsal eleştirileri içermesine olanak sağladığı ifade edilmektedir. Karakter dönüşümlerine odaklanması, Birgül’ün romanlarının son dönem modern ve erken dönem postmodern eserler olarak değerlendirilmesine olanak tanımıştır. Dört romanında da tematik yaklaşımın tutarlı bir çizgide sürdürüldüğü ve ele alınan temaların olayların akışı içerisinde işlenerek satır aralarına yerleştirildiği tespit edilmiştir.