Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 7 / 7
  • Öğe
    Olba kazısı seramik buluntuları arkeometrik analizleri
    (Bilgin Kültür Sanat, 2016-01-01) Aydın, Mahmut; Akyol, Ali Akın
    Olba kazılarında farklı bölgelerinden ele geçen seramik buluntular arkeometrik yöntemler kullanılarak incelenmiştir. Öncelikle kodlanıp fotoğraflanarak belgelenen örneklerin renk değerleri L*a*b* renk sistemi kullanılarak belirlenmiştir. Örneklerin petrografik özellikleri ince kesit optik mikroskop analiziyle, kimyasal yapısı da XRF ve SEM-EDX analizleri ile belirlenmiştir. İnce kesit optik mikroskop analizi ile seramikler; matriks/agrega içeriği, agrega türü/ dağılımı/boyutu, gözenekliliği ve matriks kil yapısının özelliklerine göre gruplandırılmıştır. Seramiklerin pişirim sıcaklıkları 750-950°C arasında olmalıdır. Bazı örneklerin agrega içeriğinde tuğla kırığı parçaları da belirlenmiştir. Seramik örneklerin hammadde içeriğini kumtaşlarından ayrışmış yerel kayaç kırıkları oluşturmaktadır. Seramiklerin Sr ve Zr içeriklerine göre, üretimlerinde çoğunlukla karasal olmak üzere karasal/denizel hammadde karışımı kullanılmış olmalıdır. XRF analizi sonuçlarına göre seramik örnekler 2 grup halinde sınıflandırılmıştır. SEM-EDX analizi, seramiklerin gövde ve astarlı yüzeylerinin homojen bir yapıya sahip olmadığını göstermiştir.
  • Öğe
    Çoklu analitik yöntemlerle Sumaki Höyük sürtme taş aletlerinin hammadde kaynak belirlemesi
    (Tmmob Jeoloji Mühendisleri Odası, 2018) Sarıaltun, Savaş; Aydın, Mahmut
    Bu çalışma, Sumaki Höyük Neolitik Dönem tabakalarında bulunmuş sürtme taş alet endüstrisi buluntularının taşınabilir X Işını Floresans Spektroskopisi (P-XRF) ve X- Işını Kırınım Yöntemi (XRD), yöntemleriyle hammadde kaynak yerlerinin belirlenmesine yöneliktir. Aşağı Garzan Havzası’nda bulunan Sumaki Höyük Neolitik yerleşmesi GÖ.8127-7325 yılları arasına tarihlenmektedir. Bu yerleşmede bulunan sürtme taş aletler genellikle bazalttan yapılmıştır. Bununla birlikte çok çok az oranda kireçtaşı da kullanılmıştır. Diyarbakır Havzasının doğusunda yer alan Aşağı Garzan Havzası batıda Kıradağı ve Raman Dağı, doğuda Garzan ve Kentalan antiklinalleriyle çevrelenmektedir. Bunlardan bir olan Kıradağı bazaltları bazalt akıntıları genel hatları ile KB-GD uzanır ve bazalt akışı Kuvaterner Dönemde gerçekleşmiştir. Sumaki Höyük Neolitik Dönem evrelerinden ve Kıradağı bazalt akıntısının farklı yerlerinden alınan taş numunelerde P-XRF yöntemiyle element konsantrasyonları belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca aynı örnekler XRD yöntemiyle incelenmiş ve mineral kompozisyonu ortaya çıkartılmıştır. P-XRF ve XRD yöntemleriyle analiz edilen numunelere bakıldığında gerek Sumaki Höyük Neolitik Dönem Sürtme taş aletleri, gerekse Kıradağı bazaltlarının bir birleriyle örtüşecek kadar yakın olduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda yerleşmede kullanılan bazalt taşından yapılmış aletlerin Kıradağı bazaltından alındığı anlaşılmıştır. Potansiyel kaynak konumlarının özellikleri hakkında bilgi, Neolitik topluluklarının yerleşim stratejisinin ve hareketliliğinin anlaşılmasını sağlamıştır.
  • Öğe
    Beşiri (Batman) ile Kurtalan (Siirt) arasında gözlenen jipslerin jeolojik özellikleri
    (Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018) Koyuncu, Ebru Handan; Baran, Hacı Alim
    Çalışma sahası Beşiri (Batman) ile Kurtalan (Siirt) arasında yer alan yaklaşık 36 km2 ’lik bir alanı kapsamaktadır. İnceleme alanındaki birimler yaşlı olandan genç olana doğru Germav Formasyonu, Gercüş Formasyonu, Hoya Formasyonu, Germik Formasyonu ve Şelmo Formasyonu olarak gözlenmektedir. İnceleme alanında gözlenen jips Germik Formasyonuna ait evaporitik seviyeler olup, beyaz, bej renkli kireçtaşları içerisinde genellikle K55B/5-10˚KD duruşlu olup kalınlıkları 10cm’den 3m’ye kadar değişmektedir. Kireçtaşları ile ardalanmalı gözlenen seviyenin toplam kalınlığı 1m’den 20m’ye kadar değişmekte, jipsler, laminalı, ondüleli, masif, yumrulu gibi fasiyesler sunmaktadır. Çalışma alanının jeolojisini belirlemek, jips yataklarının yayılımının ve olası potansiyel alanların saptanması hedeflenerek görüntü iyileştirme, band oranları, renkli kompozit görüntülerin oluşturulması, Abrams yöntemi ve temel bileşenler analizi (TBA) gibi uzaktan algılama teknikleri kullanılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda mevcut yatakların dağılımı belirlenmiş ve bir potansiyel saha önerilmiştir. Uzaktan algılama.yöntemleriyle belirlenen.potansiyel alanların doğruluğunu.onaylamak amacıyla, arazi çalışması yapılarak gerekli jeolojik incelemeler.ve örnek alımları gerçekleştirilmiştir. Jips örneklerinin XRF sonuçları incelendiğinde örneklerin neredeyse tamamen CaO ve SO4’tan oluştuğu ve muhtemelen jipslerin oluşumuna neden olan çözeltiden çökeldiği düşünülen uyumsuz elementler (U, Th, Sr, Rb),bakır, kurşun, çinko, molibden, kalay ve antimuan içerdiği belirlenmiştir.
  • Öğe
    Sason (Batman) civarının jeolojik özelliklerinin uzaktan algılama ile belirlemesi
    (Batman Üniversitesi, 2017) Değirmenci, Ahmet; Baran, Hacı Alim
    Çalışma sahası Sason ilçesini (Batman) de içine alan yaklaşık 196 km2'lik bir alanı kapsamaktadır. İnceleme alanında Dilimli Kuşağa ait olan, genellikle şeyl ve kumtaşlarından oluşan Sason Flişi, Bitlis Metamorfiklerinin en genç üyesi olan Tütü Formasyonunun gri renkli kireçtaşları gözlenmektedir. İnceleme alanı Bitlis Sütur Zonunda yer aldığından oldukça tektonik bir bölgedir. Yitim bölgeleri hem önemli metalik maden yatakları hem de hidrotermal çözeltilerin rahatlıkla dolaşımını sağlayacak tektonik yapıları barındırması açısından önemli jeolojik ortamlardandır. İnceleme alanında hidrotermal alterasyonu belirlemek ve oldukça hareketli bir element olan demir ve demirli oluşumların varlığı tespit etmek amacıyla inceleme sahasının Landsat 8 uydu görüntüleri üzerinde uzaktan algılama teknikleri kullanılmıştır. Bu kapsamda çalışma alanının jeolojisini belirlemek ve jeolojik harita ile deneştirilmesi için litolojik haritalama gerçekleştirilmiştir. Bölgede demir madeni ve/veya demirli oluşumların tespiti amacıyla görüntü iyileştirme, band oranları, renkli kompozit görüntülerin oluşturulması, Abrams yöntemi gibi uzaktan algılama teknikleri kullanılmıştır. Bu çalışmaların sonuçları arazinin jeolojisi ile deneştirilmesi sonucunda, Güvercinlik ve Kayadibi olmak üzere potansiyel maden içerebilecek 2 saha tespit edilmiştir. Uzaktan algılama teknikleri ile belirlenen potansiyel alanların doğruluğunu teyit amaçlı arazi çalışması gerçekleştirilerek gerekli jeolojik incelemeler ve örnek alımı gerçekleştirilmiştir. Kayadibi sahasında Tütü Formasyonuna ait kireçtaşları Sason Flişinin üzerine bindirmesi sonucunda oluşan bindirme zonuna bağlı olarak limonitlerin geliştiği, spektraların bir kısmının ise yer yer dolomitik özellikli olan kireçtaşlarından kaynaklandığı belirlenmiştir. Araziden alınan örneklerin XRF sonuçları incelendiğinde Sason flişine ait şeylin en yoğun Fe2O3 (%9,58) içeriğine sahip olduğu belirlenmiştir. Güvercinlik sahası arazi çalışması sırasında tektonik hatlar boyunca ve Sason flişine ait birimlerin kırık ve çatlaklarında hematit ve limonit oluşumları, kalın hematit ve limonit oluşumları içeren seviyeler ve yer yer spekülarit damarlarının varlığı belirlenmiştir. Örneklerin XRF analiz sonuçlarının değerlendirilmesi sonucunda %21,29'a varan Fe2O3 içeriği tespit edilmiştir. İki sahanın değerlendirilmesi sonucunda hem arazi verileri hem de analiz sonuçları Güvercinlik sahasının demir madeni açısından potansiyel olabileceği tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Şanlıurfa-Hacı Yadigâr Camii restorasyon amaçlı yapı malzemelerinin arkeometrik özelliklerinin incelenmesi
    (Türkiye Bilimler Akademisi, 2019-06-15) Aydın, Mahmut; Tetiker, Sema; Tanrıkulu, Hüseyin
    Hacı Yadigar Camii Şanlıurfa il merkezi’nde bulunmakta ve ilin en eski camilerinden biridir. Hacı Yadigar Camii, iç kapısı üzerindeki kitabedeki açıklamalarda yapının 1155 (hicri 550) ve 1514 (hicri 920) yıllarında restorasyonu yapıldı yazmaktadır. Şair Sabır tarafından yazılan kitabede ise son restorasyon tarihi 1871 (hicri 1288) olarak verilmiştir. Hacı Yadigar Camisi’nin 2018 tarihinde yapılması planlanan restorasyon projesinin hazırlanması aşamasında yapı malzemelerinin arkeometrik özelliklerinin tanımlanması amacıyla tahribatsız ve tahribatlı yöntemlerle analizler yapılmıştır. Yapıdan örnekler alınmış olup, bu örnekler üzerinde optik petrografi (polarizan mikroskop), X-ışınları difraksiyonu (XRD) ve jeokimyasal analizler (X-ışınları flöresans-XRF) yapılmıştır. Bu kapsamda caminin farklı bölümlerindeki yapı malzemelerini temsil eden 12 adet harç ve taş malzeme örnekleri toplanmıştır. Optik petrografik incelemelere göre kireçtaşları bütünüyle kalsit minerallerinden az miktarda ise kuvars, feldispat, kil, opak mineral, fosil kavkısı ve maserallerle temsil edilmektedir. XRD-Tüm kayaç (XRD-TK) inceleme sonuçlarına göre örneklerde kalsit, jips, kuvars, feldispat ve kil mineralleri saptanmıştır. Kireçtaşı olarak tanımlanmış olan yapı duvarları kalsit+jips bileşimi gösterirken, harç örneklerinde kalsit+kuvars±feldispat bileşenleri bulunmuştur. P-XRF sonuçlarına göre major elementler (Mg, Al, Si, K, Ca, Fe) ve metal olmayan (S) elementler tespit edilmiştir. Arkeometrik özelikleri belirlenen harç malzemelerinde restorasyonda 5-7% oranında tuğla kırığı ve/veya kum içeren kireç harçlarının, yapıtaşlarında ise uygun maseral (fusinit) içeren ilksel yapıtaşına uygun jeolojik formasyonun saptanarak bu yapıtaşlarının kullanılması önerilmektedir.
  • Öğe
    Hasankeyf büyük saray kazılarında (2017) ele geçen cam buluntuların arkeometrik karakterizasyonu
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-06-13) Yalçın, Yonca; Bayazit, Murat
    Arkeolojik kazılarda ele geçen buluntuların kimyasal, mineralojik, fiziksel ve mikroskobik incelemelerini içeren arkeometri geçmiş uygarlıkların malzeme üretim teknolojilerine ilişkin önemli bilgiler sağlamaktadır. Bu tür çalışmalar aynı ya da benzer döneme ait birçok buluntunun üretim özellikleri ile ilgili olarak literatüre önemli katkılarda bulunmaktadır. Bu çerçevede, arkeometrinin camlar üzerinde de geniş inceleme ve araştırma olanağı sunduğu bilinmektedir. Buradan yola çıkarak, mevcut tez çalışmasında 2017 yılında Hasankeyf Büyük Saray’da yapılan arkeolojik kazılarda ele geçen ve İslami döneme ait olduğu düşünülen amorf cam buluntuların arkeometrik olarak incelenmesi gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla, cam örnekler için portatif X-ışını floresans (p-XRF), polarize enerji saçınımlı X-ışını floresans (PED-XRF) ve taramalı elektron mikroskobu (SEM)/enerji saçınımlı X-ışınları spektrometresi (EDX) yöntemleri tercih edilmiştir. Portatif XRF ve PED-XRF ile majör, minör ve eser elementlerin belirlenmesi, SEM-EDX ile mikro yapısal ve mikro kimyasal özelliklerin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Elde edilen verilere göre camların başlıca Na2O, K2O, CaO, MgO, SiO2 ve Al2O3 içerikli hammaddelerden üretildiği belirlenmiştir. Oksit içerikleri dikkate alınarak yapılan hiyerarşik kümeleme analizinde camların iki ana gruba ayrıldığı ve her birinde alt grupların yer aldığı belirlenmiştir. HC-9b ve HC-10b numunelerinin gerek hiyerarşik kümeleme analizi gerek üçlü diyagram analizinde diğerlerinden tamamen ayrıştığı görülmüş, dolayısıyla bu örneklerin yerel üretime ait olmadığı veya üretimlerinde farklı hammadde kaynaklarından faydalanılmış olabileceği öngörülmüştür. Camlardaki eser elementlere bakıldığında özellikle Cu, Co, Mn, Fe ve Pb elementlerinin renk oluşumlarında etken olduğu saptanmıştır. Camların kimyasal kompozisyonları, hammadde bakımından en az iki alternatifin olduğuna ve örneklerin soda-kireç-silis camı olduğuna işaret etmiştir. Numunelerdeki Sr ve Zr içerikleri dikkate alınarak camların çoğunlukla denizel+karasal veya denizel kökenli hammaddelerden üretildiği, daha az sayıdaki bazı camların ise sadece karasal hammadde içerdiği tespit edilmiştir. Birkaç örnekteki görece yüksek potasyum içeriği bu tip camlarda potas kaynağı olarak bitkisel ilaveler olabileceğini göstermiştir (bitki külleri vb.). PED-XRF verilerinde ortalama SiO2 oranının yüksek olması (% 63,48) ve ortalama K2O oranının düşük olması (%2,36) örnek setindeki çoğu camın atmosferik korozyon direncinin, kimyasal kararlılığının ve dolayısıyla cam kalitesinin genel itibariyle yüksek olduğuna işaret etmiştir. Kurşun, bakır ve antimon içeriklerine bakıldığında bazı örneklerde geri dönüşüm camlarının kullanıldığı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Batman Müzesinde bulunan Helenistik dönemine ait bir grup sikkenin x-ışınları floresans spektrometresi ile karakterizasyonu
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-08-01) Doğan, Çiçek; Levent, Abdulkadir
    Bu çalışmanın amacı, Batman Müzesine taşınmış olan Helenistik Döneme ait sikkelerin kimyasal bileşimlerini detaylı bir şekilde inceleyerek bu döneme ilişkin yeni bilgiler elde etmektir. Helenistik dönem, Büyük İskender’in Doğu Seferi ile başlayıp onun ölümünden sonra kurulan krallıkların bölünmesiyle devam eden, kültürel ve ekonomik açıdan oldukça önemli bir zaman dilimini kapsar. Çalışmada, bu döneme ait 32 sikke, taşınabilir X-Işını Floresans Spektrometresi (P-EDXRF) kullanılarak analiz edilmiştir. Bu teknik, sikkelerin zarar görmeden hızlı ve etkin bir şekilde kimyasal analizinin yapılmasına olanak tanır. Her bir sikkenin kimyasal bileşimi ortalama 35 saniyede tespit edilmiştir. Analiz sonuçları, sikkelerin ortalama %65.54 oranında bakır, %16.52 oranında kurşun ve %14.99 oranında kalay içerdiğini göstermiştir. Bu sonuçlar, dönemin üretim teknikleri ve kullanılan malzemeler hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Ayrıca, elde edilen veriler Helenistik dönemin ekonomik ve ticari yapısına dair önemli ipuçları sağlamaktadır. Çalışmanın bulguları, Helenistik döneme ait nümismatik eserlerin anlaşılmasına katkı sağlayarak, bu alandaki literatüre de önemli bir ekleme yapmaktadır. Bu bağlamda, sonuçlar hem arkeolojik hem de tarihsel açıdan değerlendirildiğinde, dönemin sikkelerinin üretim ve kullanım şekillerine dair yeni perspektifler sunmaktadır.