Yazar "Oral, Ebru" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 16 / 16
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anadolu Kalkolitik Dönem boyalı seramik geleneği(Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2019-04) Oral, EbruTarihin en erken dönemlerinden itibaren Anadolu ve Anadolu dışındaki farklı kültür bölgelerinde yaşayan toplumların, sosyo-kültürel yapıları, dinsel inanışları ve sanat anlayışları hakkındaki bilgilere arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkartılan buluntular sayesinde ulaşmak mümkündür.Tarihsel gelişim içerisinde Neolitik Dönem olarak tanımlanan dönemde ilk kez ortaya çıkan yerleşik hayat, toplumların tarım, hayvancılık ve üretime dayalı bir sistem kurmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu önemli gelişme ile birlikte dönemin toplumları, çanak çömlek üretimine ve kullanımına ihtiyaç duymuşlardır. Toplumların sanat anlayışları hakkındaki bilgilere bazı arkeolojik buluntular sayesinde olduğu gibi, seramik buluntular sayesinde de ulaşmak mümkündür. Anadolu’da Neolitik Dönem ile birlikte ortaya çıkan boyalı seramik geleneğinin, farklı kültür bölgelerinde malzeme, teknik, motif ve bezeme anlayışı bakımından farklılıklar gösterdiği anlaşılmaktadır. Anadolu’da Kalkolitik Dönem boyalı seramik geleneği, farklı kültür bölgelerinde yaşayan toplumların, boyalı seramik üretim tekniklerini ve sanat anlayışlarını ortaya koyması bakımından büyük önem taşımaktadır. Çalışma kapsamında, Orta Anadolu, Batı Anadolu ve Marmara Bölgesi’nde yürütülen arkeolojik kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkartılan boyalı seramik buluntular hakkında değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır. Çalışma kapsamında; Ilıpınar, Orman Fidanlığı, Demircihöyük, Çatalhöyük Batı, Kuruçay, Hacılar, Beycesultan ve Ulucak Höyük’te yürütülen arkeolojik kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkartılan boyalı seramik buluntular değerlendirilmeye çalışılacaktır. Çalışma kapsamında, Anadolu’nun Kalkolitik Dönem’e tarihlendirilen farklı bölgelerinde arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkartılan boyalı seramiklerin üretim teknikleri, formları, motif ve bezeme anlayışları üzerinde durularak değerlendirilmeye çalışılacaktır. Anadolu’da Kalkolitik Dönem’de arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkartılan boyalı seramik geleneği ile ilgili olarak yerli üretim teknikleri ve sanat anlayışları ile farklı bölgeler arasında kurulan ticari, ekonomik ve sosyo-kültürel ilişkiler sonucunda ortaya çıkan sanat anlayışları hakkında değerlendirme yapılmaya çalışılacaktırÖğe Anadolu Kalkolitik Dönem boyalı seramik geleneği(International Journal Of Social, Humanities and Administrative Sciences, 2020-12-26) Oral, EbruTarihin en erken dönemlerinden itibaren Anadolu ve Anadolu dışındaki farklı kültür bölgelerinde yaşayan toplumların, sosyo-kültürel yapıları, dinsel inanışları ve sanat anlayışları hakkındaki bilgilere arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkartılan buluntular sayesinde ulaşmak mümkündür. Tarihsel gelişim içerisinde Neolitik Dönem olarak tanımlanan dönemde ilk kez ortaya çıkan yerleşik hayat, toplumların tarım, hayvancılık ve üretime dayalı bir sistem kurmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu önemli gelişme ile birlikte dönemin toplumları, çanak çömlek üretimine ve kullanımına ihtiyaç duymuşlardır. Toplumların sanat anlayışları hakkındaki bilgilere bazı arkeolojik buluntular sayesinde olduğu gibi, seramik buluntular sayesinde de ulaşmak mümkündür. Anadolu’da Neolitik Dönem ile birlikte ortaya çıkan boyalı seramik geleneğinin, farklı kültür bölgelerinde malzeme, teknik, motif ve bezeme anlayışı bakımından farklılıklar gösterdiği anlaşılmaktadır. Anadolu’da Kalkolitik Dönem boyalı seramik geleneği, farklı kültür bölgelerinde yaşayan toplumların, boyalı seramik üretim tekniklerini ve sanat anlayışlarını ortaya koyması bakımından büyük önem taşımaktadır. Çalışma kapsamında, Orta Anadolu, Batı Anadolu ve Marmara Bölgesi’nde yürütülen arkeolojik kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkartılan boyalı seramik buluntular hakkında değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır. Çalışma kapsamında; Ilıpınar, Orman Fidanlığı, Demircihöyük, Çatalhöyük Batı, Kuruçay, Hacılar ve Beycesultan’da yürütülen arkeolojik kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkartılan boyalı seramik buluntular değerlendirilmeye çalışılacaktır. Çalışma kapsamında, Anadolu’nun Kalkolitik Dönem’e tarihlendirilen farklı bölgelerinde arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkartılan boyalı seramiklerin üretim teknikleri, formları, motif ve bezeme anlayışları üzerinde durularak değerlendirilmeye çalışılacaktır. Anadolu’da Kalkolitik Dönem’de arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkartılan boyalı seramik geleneği ile ilgili olarak yerli üretim teknikleri ve sanat anlayışları ile farklı bölgeler arasında kurulan ticari, ekonomik ve sosyo-kültürel ilişkiler sonucunda ortaya çıkan sanat anlayışları hakkında değerlendirme yapılmaya çalışılacaktırÖğe Anadolu Neolitik Dönem boyalı seramiği(Academic Social Resources Journal, 2020-06-20) Oral, EbruAnadolu ve Anadolu dışındaki farklı kültür bölgelerinde yaşayan toplumlar için Neolitik Dönem, toplumların yerleşik hayata geçtiği dönem olarak bilinmektedir. Toplumların yerleşik hayata geçmesi, sosyo-kültürel, ekonomik, dinsel ve sanatsal birtakım gelişmelerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Neolitik Dönem ile birlikte ortaya çıkan yerleşik hayat, dönemin toplumlarının, çanak çömlek üretimine ve kullanımına ihtiyaç duymasına sebep olmuştur. Anadolu’da Neolitik Dönem’de ortaya çıkan boyalı seramik geleneği ile ilgili arkeolojik buluntulara, Anadolu’nun çeşitli arkeolojik yerleşimlerinde yürütülen kazı çalışmaları sayesinde rastlamak mümkündür. Anadolu’da Neolitik Dönem ile birlikte ortaya çıkan boyalı seramik geleneğinin, farklı kültür bölgelerinde malzeme, üretim teknikleri ve sitil özellikleri bakımından farklılıklar gösterdiği anlaşılmaktadır. Çalışma kapsamında Anadolu’da Neolitik Dönem’de, Marmara Bölgesi, Orta Anadolu Bölgesi, Batı Anadolu Bölgesi ve Güney Anadolu Bölgesi’nde yürütülen arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkartılan boyalı seramik buluntular hakkında bir değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır. Çalışma kapsamında, Anadolu’nun önemli Neolitik Dönem yerleşimleri arasında yer alan; Demircihöyük, Kuruçay, Çatalhöyük (Doğu), Bademağacı ve Hacılar’da yürütülen arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkartılan boyalı seramik buluntular hakkında bir değerlendirilme yapılmaya çalışılacaktır. Çalışma kapsamında Anadolu’da Neolitik Dönem’e tarihlendirilen arkeolojik yerleşimlerde ele geçen boyalı seramikler, malzeme, üretim teknikleri, formları ve sitil özellikleri dikkate alınarak değerlendirmeye çalışılacaktır. Anadolu’da Neolitik Dönem’e tarihlendirilen boyalı seramik buluntuların ele geçtiği arkeolojik yerleşimler, konumları, araştırma ve kazı tarihçeleri, stratigrafik özellikleri de dikkate alınarak değerlendirilmeye çalışılacaktır. Anadolu’da Neolitik Dönem boyalı seramik geleneği ile ilgili çalışma kapsamında, Anadolu’nun farklı kültür bölgelerinde arkeolojik kazılar sonucunda ele geçen boyalı seramiklerin yerli üretim teknikleri ve sanat anlayışları ile farklı kültür bölgeleri arasında kurulan çeşitli ekonomik,siyasi ve sosyo-kültürel ilişkiler sonucunda ortaya çıkan sanat anlayışları hakkında değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır.Öğe Anadolu Neolitik Dönem boyalı seramiği(İksad Yayınevi, 2019-10) Oral, EbruAnadolu ve Anadolu dışındaki farklı kültür bölgelerinde yaşayan toplumlar için Neolitik Dönem, toplumların yerleşik hayata geçtiği dönem olarak bilinmektedir. Toplumların yerleşik hayata geçmesi, sosyo-kültürel, ekonomik, dinsel ve sanatsal birtakım gelişmelerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Neolitik Dönem ile birlikte ortaya çıkan yerleşik hayat, dönemin toplumlarının, çanak çömlek üretimine ve kullanımına ihtiyaç duymasına sebep olmuştur. Anadolu’da Neolitik Dönem’de ortaya çıkan boyalı seramik geleneği ile ilgili arkeolojik buluntulara, Anadolu’nun çeşitli arkeolojik yerleşimlerinde yürütülen kazı çalışmaları sayesinde rastlamak mümkündür. Anadolu’da Neolitik Dönem ile birlikte ortaya çıkan boyalı seramik geleneğinin, farklı kültür bölgelerinde malzeme, üretim teknikleri ve sitil özellikleri bakımından farklılıklar gösterdiği anlaşılmaktadır. Çalışma kapsamında Anadolu’da Neolitik Dönem’de, Marmara Bölgesi, Orta Anadolu Bölgesi, Batı Anadolu Bölgesi ve Güney Anadolu Bölgesi’nde yürütülen arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkartılan boyalı seramik buluntular hakkında bir değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır. Çalışma kapsamında, Anadolu’nun önemli Neolitik Dönem yerleşimleri 40 arasında yer alan; Demircihöyük, Kuruçay, Çatalhöyük (Doğu), Bademağacı, Hacılar, Ilıpınar ve Höyücek’te yürütülen arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkartılan boyalı seramik buluntular hakkında bir değerlendirilme yapılmaya çalışılacaktır. Çalışma kapsamında Anadolu’da Neolitik Dönem’e tarihlendirilen arkeolojik yerleşimlerde ele geçen boyalı seramikler, malzeme, üretim teknikleri, formları ve sitil özellikleri dikkate alınarak değerlendirmeye çalışılacaktır. Anadolu’da Neolitik Dönem’e tarihlendirilen boyalı seramik buluntuların ele geçtiği arkeolojik yerleşimler, konumları, araştırma ve kazı tarihçeleri, stratigrafik özellikleri de dikkate alınarak değerlendirilmeye çalışılacaktır. Anadolu’da Neolitik Dönem boyalı seramik geleneği ile ilgili çalışma kapsamında, Anadolu’nun farklı kültür bölgelerinde arkeolojik kazılar sonucunda ele geçen boyalı seramiklerin yerli üretim teknikleri ve sanat anlayışları ile farklı kültür bölgeleri arasında kurulan çeşitli ekonomik,siyasi ve sosyo-kültürel ilişkiler sonucunda ortaya çıkan sanat anlayışları hakkında değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır.Öğe Anadoluda ana tanrıça kültü kadın din ilişkisi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2015-12) Oral, EbruÖğe Anadolu’da ana tanrıça kültü(Asos Journal, 2014-12) Oral, EbruAna Tanrıça Kültü tarihin en eski dönemlerinden itibaren farklı coğrafyalarda ve farklı kültürlerde karşımıza çıkan bir kavramdır. Çok tanrılı din inanışının yaygın olduğu Eskiçağ toplumlarında “Doğa Tanrıçası” olarak kabul edilen ve tapınım gören Ana Tanrıça tasvirlerine yoğun olarak rastlanmaktadır. Üst Paleolitik Çağ’dan itibaren Avrupa’daki çeşitli mağaralarda yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan heykelcikler Ana Tanrıça kültünün ilk örnekleri olarak görülmektedir. Magna Mater olarak tanımlanan Büyük Ana Tanrıça inanışı daha sonraki kültürel süreçte özellikle Friglerde Kybele olarak bilinmektedir. Anadolu’da M.Ö. I. Binde Kybele ve eşi Atis’e tapınıldığını kanıtlayan çeşitli açık hava tapınakları bulunmaktadır. Anadolu’da Kybele’nin kaya anıtları, mezar stelleri ve heykellerden oluşan tasvirleri de dikkat çekmektedir. Ana Tanrıça inanışının Friglerden sonra Lidyalılara, Klasik Çağlarda ise tüm Akdeniz kıyılarına ulaştığı anlaşılmaktadır. Tarihin çeşitli dönemlerinden itibaren bereket, bolluk, verimlilik ve doğurganlık sembolü olarak görülen Ana Tanrıça tasvirlerine Geç Hitit, Frig, Urartu, Yunan ve Roma kültürlerinde de rastlamak mümkündür. Tarihin çeşitli dönemlerinde ve çeşitli kültürlerinde ortaya çıkan Ana Tanrıça inanışları evrensel bir kavram olarak kültürel sürekliliği göstermesi bakımından oldukça dikkat çekmektedir. Anadolu’nun Neolitik ve Kalkolitik Dönemlerine ait yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan Ana Tanrıça kültü ile ilgili heykelcikler de aynı inanışın bir yansıması olarak görülmektedir. Diğer taraftan Frig dinsel ikonografisinin ve kült geleneklerinin gelişiminde Hitit etkisinin yoğun olduğu anlaşılmaktadır. Arkeolojik ve filolojik belgeler ışığında değerlendirilen Ana Tanrıça tasvirleri dönemin toplumlarının gerek dinsel gerek sosyo-kültürel yapısını yansıtması bakımından önem taşımaktadır.Öğe Anadolu’da Asur ticaret kolonileri çağı mühürleri üzerinde boğa-adam tasvirleri(ECLSS 2017b, 2017-10) Oral, EbruAnadolu tasvir sanatında insan-hayvan karışımı yaratıkların betimlendiği bilinmektedir. çeşitli işler. Söz konusu tasvirler bilgi aktarımı açısından büyük önem taşımaktadır. o dönemin toplumlarının sosyo-kültürel yapıları ve dini inançları hakkında. Birkaç toplumda Mezopotamya, Mısır ve Anadolu gibi çok tanrılı din anlayışının baskındı. Âlemin manevi dünyasına hâkim olan çok tanrılı din anlayışı toplumlar, dünyanın manevi dünyasında bazı doğaüstü yaratıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. zaman içinde insanlar. İnsan-hayvan karışımı yaratıklarla ilgili olarak Anadolu tasvirlerinin eserlerinde tasvir edilen bu yaratıklar, hem tanrıların görevlerini yerine getirdiler. onları teslim etti ve insanların hayatlarını etkiledi. “Asur Ticaret Kolonileri” olarak tanımlanan dönem Anadolu'da "Dönem", birçok ticari ve ekonomik faaliyetin gerçekleştirildiği dönem olarak bilinmektedir. Mezopotamya ile Anadolu arasında yoğun bir şekilde yürütülmüştür. Bu dönemde anlaşılmaktadır ki, Mezopotamya ile kurulan sosyo-kültürel ve ekonomik ilişkilerin şekillenmesinde büyük etkisi olmuştur. Anadolu'nun dini inançları aynı zamanda.Öğe Anadolu’da Eski Hitit Dönemi mühürleri ve mühür baskıları üzerinde kuş-insan karışımı varlıklar(Social Sciences Studies Journal, 2017-12-28) Oral, EbruBu çalışmanın konusunu, Anadolu’da Eski Hitit Dönemi mühürleri ve mühür baskıları üzerinde betimlenen kuş-insan karışımı varlıklar içermektedir. Sözkonusu çalışmada mühürler ve mühür baskıları üzerinde betimlenen kuş-insan karışımı varlıkların ikonografik olarak değerlendirilmesi yapılmaya çalışılmaktadır. Kuş-insan karışımı varlıklar, bulundukları tasvir sahnesi içerisindeki fonksiyonları dikkate alınarak değerlendirilmiştir. Anadolu’da Eski Hitit Dönemi mühürleri ve mühür baskıları üzerinde betimlenen sözkonusukuş-insan karışımı varlıkların dönemin toplumlarının dinsel anlayışlarını ve inançlarını belirleyen önemli motifler olduğu üzerinde durulmuştur. Çalışma kapsamında Mezopotamya tasvir sanatındabetimlenen kuş-insan karışımı varlıklar, Anadolu’da ele geçen örnekleriile karşılaştırılarak değerlendirilecektir.Öğe Frig kaya antlarında motif ve bezeme anlayışı(Asos Journal, 2014-12) Oral, EbruFrigtoplumlarının dinsel inanışlarının önemli arkeolojik buluntuları arasında yer alan kaya anıtları, Frig kaya mimarlığının önemli eserleri arasında bulunmaktadır.Anadolu’da Frig vadisi olarak adlandırılan Eskişehir, Afyon ve Kütahya çevresini içine alan bölgede ele geçen kaya anıtlarının Açık Hava Tapınağı işlevi gördüğü anlaşılmaktadır. Frig megaronlarının kayalara oyulmuş ön cephelerini temsil eden kaya anıtları akroter, üçgen alınlık ve beşik çatı şeklindeki süsleme ögeleri ile dikkat çekmektedir. Frig dinsel inanışlarında önemli bir yeri olan tanrıça Kybele’ye ait heykel ya da kabartmalar kaya anıtlarının kapı şeklindeki kayaya oyulu nişleri içerisinde bulunmaktadır.Kaya anıtları üzerinde betimlenen üçgen alınlık ve cephenin kabartma ve oyma tekniğinde bitkisel ve geometrik motiflerle bezendiği görülmektedir. Frig kaya anıtları üzerindeki anıtsal cephelerin geniş avlular, avluya açılan yan mekanlar ve galerilerden oluştuğu anlaşılmaktadır. Anadolu kutsal yapıları ya da tapınakları içerisinde önemli bir yere sahip olan Frig kaya anıtları, Ana Tanrıça inanışı için tasarlanmış birer kült kompleksi olarak dikkat çekmektedir.Frig kaya anıtları içinde en görkemli olanı Yazılıkaya Midas Anıtı olmakla birlikte Bahşayiş Anıtı, Maltaş Anıtı, Burmeç Anıtı ve Aslankaya anıtları önemli mimari ve dinsel ögeler olarak dikkat çekmektedir. Friglerin önemli kült merkezlerinden birisi olarak kabul edilen Yazılıkaya’da dinsel inanışlarla ilgili kült anıtlarının yoğun olarak ele geçmesi, bu bölgenin dinsel bir merkez olduğunukanıtlaması açısından önem taşımaktadırÖğe Hitit çanak çömleğinde hayvan betimleri(Arkeoloji ve Sanat Dergisi, 2015-05) Oral, EbruAnadolu’da farklı dönemlerde ve merkezlerde çeşitli tasvirli eserler üzerinde hayvan tasvirlerine rast-lamak mümkündür. Anadolu’da ele geçen tasvirli eserler üzerinde betimlenen hayvan tasvirlerinin dinsel ve mitolojik boyutunun ön plana çıktığı görülmektedir. Anadolu’da prehistorik dönemlerden itibaren çeşitli tasvirli eserler üzerinde görülmeye başlayan hayvan tasvirlerinin benzer sanat anlayı-şının ya da üslubunun kültürel süreklilik açısından devamını Anadolu’da Hitit, Frig; Anadolu dışında Pers, Mısır, Mezopotamya, İskit, Hun ve Göktürklerde görmek mümkündür. Anadolu’da Neolitik dönemde Çatalhöyük’te duvar resimleri üzerinde betimlenen çeşitli hayvan tasvirlerini, Geç Neoli-tik, Kalkolitik, Erken Tunç ve Orta Tunç Çağı’nda kabartmalı kaplar üzerinde görmek mümkündür. Anadolu’da özellikle Eski Hitit Dönemi’ne tarihlendirilen rölyefli kaplar zengin tasvir sahneleri ile dikkat çekmektedir. Eski Hitit Dönemi’ne tarihlendirilen ritüel ya da kült amaçlı kullanılmış olabileceği düşünülen vazolar, Bitik, İnandık ve Eskiyapar gibi Hititçe isimleri henüz net olarak bilinmeyen mer-kezlerden ele geçmiştir. Anadolu’da Eski Hitit Dönemi’ne tarihlendirilen kabartmalı kaplar üzerinde betimlenen sahneler, kült törenleri, insan alayları, av ve hayvan sahnelerinden oluşmaktadır. Hitit kültürünün dinsel açıdan en önemli özelliklerinden birisi olan kült törenlerinin, Fırtına Tanrısı ile ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. Bitik ve İnandıktepe vazolarında betimlenen boğa tasvirlerinin Fırtına Tanrısı ile ilişkili olduğu bilinmekle birlikte, İnandıktepe’nin ise Fırtına Tanrısı’nın kült şehri olduğu düşü-nülmektedir. Anadolu dışında hayvan motifli eserlerin özellikle İskit, Hun ve Göktürklere ait bozkır kültürlerinde de ön plana çıktığı görülmektedir. Hitit ve Hitit sonrası toplumlarda olduğu gibi hayvan motiflerinin dinsel inanışlarla ilgili olarak bozkır kültürlerinde de önemli bir yeri olduğu anlaşılmak-tadır. Bozkır kültürlerinde çeşitli tasvirli eserler üzerinde yoğun olarak betimlenen hayvan tasvirleri, coğrafi koşullara uygun olarak gelişen dinsel inanışların bir sonucu olarak yorumlanmaktadır.Öğe Hunlarda din anlayışı ve ölü gömme gelenekleri(Social Sciences Studies Journal, 2019-07-31) Oral, EbruOrta Asya Bozkır Kültürleri içerisinde önemli bir yere sahip olan Hunlar, kendilerine özgü dinsel inanışları ve ölü gömme gelenekleri ile dikkat çekmektedir. Tarihin en erken dönemlerinden itibaren farklı coğrafyalarda ve farklı kültür bölgelerinde ortaya çıkan ölü gömme gelenekleri ve uygulamalarının şekillenmesinde toplumların dinsel inanışlarının önemli bir rol oynadığı anlaşılmaktadır. Anadolu, Mezopotamya ve Mısır gibi farklı kültür bölgelerinde yaşayan toplumlar tarafından benimsenen öbür dünya inanışı kavramının, Orta Asya Bozkır Kültürleri içerisinde de önemli bir yere sahip olduğu anlaşılmaktadır. Tarihin farklı dönemlerinde ve farklı kültür bölgelerinde yaşayan toplumların dinsel inanışlarının ortaya çıkmasında ve dinsel anlayışın şekillenmesinde öbür dünya inanışının önemli bir etkisi olduğu bilinmektedir. Çalışma kapsamında Hunlarda Dinsel anlayışın bir parçası olan Tanrı kavramı ve dinsel inanışları ortaya çıkaran çeşitli unsurlar ele alınarak değerlendirilmeye çalışılacaktır. Aynı zamanda dinsel inanışlarla birlikte ortaya çıkan çeşitli ritüeller, tapınma biçimleri ve mitler de ele alınarak değerlendirilmeye çalışılacaktır. Hunlarda din anlayışı kapsamında, Orta Asya Bozkır Kültürlerinin yaratılış mitleri, dinsel inanışların sanat eserlerine yansımaları ve dinsel inanışların yaşam biçimleri üzerindeki etkileri değerlendirilmeye çalışılacaktır. Dinsel anlayışın bir parçası olan ölü gömme gelenekleri ve uygulamaları da çalışma kapsamında değerlendirilmeye çalışılacaktırÖğe Hunlarda hayvan üslubu(Social Sciences Studies Journal, 2018-03-27) Oral, EbruTarih öncesi dönemlerden itibaren toplumların sanat anlayışlarının ortaya çıkmasında ve gelişmesinde rol oynayan en önemli unsurlar arasında; dinsel inanışlar, coğrafi şartlar, yaşam tarzları ve doğa olayları gelmektedir. Orta ve İç Asya Bozkır Kültürlerinin dinsel inanışlarını ve sosyal yaşam tarzını yansıtan Hayvan Üslubu’nun ortaya çıkmasında ve gelişmesinde, bozkır toplumlarının manevi değerlerinin ve doğaüstü güçlere karşı olan eğilimlerinin önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Bozkır kültürlerinin yaşam tarzını, sosyo-kültürel yapısını, dinsel inanışlarını ve sanat anlayışını yansıtan önemli topluluklardan birisi de Hunlar’dır. Bozkır Kültürleri açısından önemli bir yere sahip olan Hun Kültürü ve Sanatı hakkındaki bilgiler, çeşitli arkeolojik kazılarda ele geçen buluntulardan gelmektedir. Hun Sanatı açısından önemli bir yere sahip olan Hayvan Üslubu’nun ortaya çıkmasında ve gelişmesinde, Hunların doğaya ve hayvanlara olan bağlılığı gelmektedir. Çalışma kapsamında, Hayvan Üslubu’nun ortaya çıkış nedenleri, arkeolojik kazılar sonucunda ele geçen buluntular ışığında, çeşitli sanat eserleri üzerinde betimlenen hayvan tasvirlerinin, zaman içerisindeki tarihsel gelişimi ve karakteristik özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmeye çalışılacaktır.Öğe İskit sanatı ve Anadolu’daki yayılımı(Asos Journal, 2015-03) Oral, EbruOrta Asya Bozkır kültürleri içerisinde önemli bir yeri olan İskitler, gerek dinleri, gerek sosyo-kültürel yapıları ve gerekse kendilerine özgü sanat anlayışları ile dikkat çekmektedir. İskitlerin Anadolu’daki varlığına ilişkin bulgular ise çeşitli arkeolojik malzemelere ve filolojik verilere dayandırılmaktadır. Bozkır kültürlerinin ortak özelliği olan göçebeliğin, İskit toplumlarının sanat anlayışının ve yaşam tarzının şekillenmesinde büyük bir rol oynadığı görülmektedir. Göçebeliğin en belirgin özelliklerinden birisi olan doğa ile mücadele, av ve savaş odaklı yaşam biçimleri, sanatta “Hayvan Üslubu” olarak tanımlanan bir anlayışın ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. İskit kurganlarında ele geçen çeşitli eserler sayesinde, İskit Hayvan Üslubu hakkında önemli bilgilere ulaşılmaktadır. İskit sanatında Hayvan Üslubu’nun ortaya çıkmasında, İskit toplumlarının dinsel inanışlarının da büyük bir rol oynadığı düşünülmektedir. Geniş bir coğrafyaya yayıldığı anlaşılan İskit kültürü ve sanatının, Anadolu tarihi ve kültürü açısından da önemi büyüktür. Anadolu’da ele geçen çeşitli arkeolojik veriler, söz konusu toplumların dinsel inanışları ve sanat anlayışları hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.Öğe Konya Ovası neolitik kültürleri(Academic Social Resources Journal, 2020-05-30) Oral, EbruAnadolu, tarihin çeşitli dönemlerinde olduğu gibi, Neolitik Dönem’de de tarihi ve kültürel zenginlikler bakımından önemli bir yere sahiptir. Anadolu’nun çeşitli yerleşimlerinde yapılan arkeolojik kazılar sayesinde sözkonusu dönemin toplumlarının, sosyo-kültürel yapısı, dini inanışları ve sanat anlayışları hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür. Anadolu’da, Neolitik Dönem’e ilişkin arkeolojik bulgulara, geniş bir coğrafi alanda rastlamak mümkündür. Orta Anadolu’da Neolitik Dönem’e tarihlendirilen önemli arkeolojik yerleşimler arasında, Konya Ovası’nda yer alan yerleşimler gelmektedir. Sözkonusu yerleşimler, Konya Ovası Neolitik Dönem Kültürleri hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Çalışma kapsamında, Konya Ovası Neolitik Kültürleri arasında önemli bir yere sahip olan Çatalhöyük ve Can Hasan yerleşimlerinde arkeolojik kazılar sonucunda ele geçen çeşitli buluntular ışığında, Neolitik Dönem toplumlarının yaşam tarzı, sosyo-kültürel yapısı, dinsel inanışları ve sanat anlayışları ile ilgili karşılaştırmalı bir değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır. Çalışma kapsamında, Anadolu’nun farklı bölgelerinde yaşayan Neolitik Dönem toplumları ile Konya Ovası Neolitik Dönem toplumları arasında ortaya çıkan birtakım kültürel benzerlikler ve kültürel farklar değerlendirilmeye çalışılacaktır. Anadolu’da Neolitik Dönem’de farklı coğrafi bölgeler ile kurulan ticari ve sosyo-kültürel ilişkiler sonucunda ortaya çıkan kültürel etkileşimler de çalışma kapsamında değerlendirilmeye çalışılacaktır.Öğe Tasvir sanatında boğa üzerinde akrobasi sahneleri(Asos Yayınevi, 2017-05) Oral, EbruTarihin çeşitli dönemlerinden itibaren farklı kültürlerde ve farklı coğrafyalarda çeşitli tasvirli eserler üzerinde boğa tasvirlerine rastlamak mümkündür. Mezopotamya ve Anadolu toplumları tarafından özellikle Fırtına Tanrısı ile ilişkilendirilen ve kutsal kabul edilen boğa tasvirlerini tasvirli eserler üzerinde görmek mümkündür. Tarihsel süreç içerisinde toplumların dinsel inanışları üzerinde önemli bir yeri olduğu düşünülen boğa tasvirlerinin birtakım tasvirli eserler üzerinde akrobasi sahnelerinde de betimlendiği anlaşılmaktadır. Anadolu, Doğu Akdeniz ve Ege gibi farklı kültürlerde arkeolojik kazılar sonucunda ele geçen tasvirli eserler üzerinde, boğa üzerinde akrobasi sahnelerini görmek mümkündür. Sözkonusu yerleşimlerde özellikle duvar resimleri ve kabartmalı vazolar üzerinde boğa üzerinde akrobasi sahnelerinin betimlendiği görülmektedir. Nitekim çeşitli yazılı belgeler üzerinde boğa üzerinde akrobasi sahneleri ile ilgili ifadelere yer verilmektedir. Bununla birlikte farklı kültürlere mensup toplumların dinsel anlayışlarının şekillenmesinde ve çeşitli dinsel etkinliklerinde önemli bir yeri olan boğa tasvirlerinin, spor, müzik ve dans aktiviteleri içerisinde de önemli bir rolü olduğu anlaşılmaktadırÖğe Yazılıkaya b odası girişindeki aslan demonlarının ikonografik ve ikonolojik değerlendirmesi(Batman Üniversitesi, 2012) Oral, Ebru“Demon” sözcüğü doğaüstü karışık varlıkları ifade etmek için kullanılmaktadır. Hitit tasvir sanatında ve yazılı belgelerinde demonlardan detaylı olarak bahsedilmektedir. Hitit toplumlarının dinsel inanışları hakkında en önemli bilgiler Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı’ndan gelmektedir. Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı’nda batıdaki oda A odası, doğudaki oda ise B odası olarak tanımlanmaktadır. Yazılıkaya A odasında çeşitli tanrı ve tanrıçaların tören alayında betimlendiği görülmektedir. Bilim adamlarının görüşüne göre, Yazılıkaya A odası “ Yeni Yıl Şenlikleri’nin Evi” olarak tanımlanmaktadır. Yazılıkaya B odasında ise taş basamaklı girişin iki yanında aslan başlı, insan gövdeli ve kanatlı karşılıklı olarak betimlenmiş iki karışık varlık tasviri dikkat çekmektedir. Yazılıkaya B odasında betimlenen diğer kabartmalar arasında; on iki tanrı ve Yeraltı Dünyası Tanrısı Nergal tasvirleri gelmektedir. Yazılıkaya B odasının doğu kaya yüzünde ise Tanrı Sarrumma ve Kral IV. Tuthaliya kabartması görülmektedir. Yazılıkaya B odasının kralın ölü kültü için yapılmış bir ölü tapınağı olduğu düşünülmektedir. Yazılıkaya B odasında betimlenen aslan demonlarının yeraltı dünyası ile ilişkili karışık varlıklar olduğu düşünülmektedir. Yazılıkaya B odasında betimlenen Yeraltı Dünyası Tanrısı Nergal ve on iki tanrı kabartması da bu görüşü destekler niteliktedir. Güneş Tanrıçası’nın gün batımında yeraltı dünyasına indiğine inanıldığından aslan demonlarının Güneş Tanrıçası ile ilişkili karışık varlıklar olduğu düşünülmektedir.