Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Zariç, Mahfuz" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 20 / 27
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    1950-1980 arası İslami duyarlıklı öykü anlayışı ve öykücüler
    (Akademik Bakış Dergisi, 2017-03-01) Zariç, Mahfuz
    1950-1980 arası dönemde öykü kaleme alan isimlerden bir kısmı ortak bir dini duyarlık göstermişlerdir. Bu anlayışla kaleme alınmış eserlerde yazarlar, İslami değerleri insani değerlerle özdeş görüp ön plana çıkarmıştır. Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Şevket Bulut, Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Mustafa Kutlu, İsmail Kıllıoğlu, Durali Yılmaz, Ali Haydar Haksal, Hüseyin Su ve Ramazan Dikmen gibi isimler tarafından temsil edilen bu öykü anlayıĢında anlatıda edebi değerin sağlanması göz ardı edilmemiştir. Bu öykücüler aynı zamanda geleneksel anlatı birikiminden de faydalanmışlardır. Yazarlar, İslami duyarlıklı öykücülükte modern anlatı tekniklerinden faydalanmıştır. Kişi merkezli kurgularında vakadan ziyade duyuşlara odaklanmışlardır. Yazarlar öykülerinde ölüm, aile, taşra hayatı, arayış ve acziyet gibi konuları izleğe dönüştürmüĢlerdir. Batı edebiyatını yakından takip edip onlar gibi yazmaya çalışan bu öykücüler, kişi kadrolarını genellikle aile bireyleri, yakın akrabalar ve dost çevreleri; kendini yalnız hisseden anlaşılmadığını düşünen gençler ve kente uyum sağlamaya çalışan insanlardan seçmişlerdir. Bu yazarların göndermelerinin önemli bir kısmı Kur’an ayetlerine, hadislere, İslam tarihine, kıssalara ve menkıbelere dönüktür. İslami duyarlıklı öykücüler mekân itibariyle çoğunlukla kasaba edebiyatı olarak da nitelenebilecek ürünler ortaya koymuşlardır
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Abdülhak Şinasi Hisar
    (Akademik Kitaplar Yayınevi, 2019) Zariç, Mahfuz
    Kendisinin ve yakın çevresindeki arkadaşlarının yeri geldikçe vurguladıkları gibi aslında Hisar, yazılarına aktardığı duygu ve kanaatlerin çoğunu, çocukluğunda veya ilk gençliğinde ne hissetmiş ne aklından geçirmiş ne de dillendirmiştir. Hisar'ın metinlerini tür itibarıyla adlandırırken bu durumun göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Hisar, yazılarında çoğu zaman çocukluk veya ilk gençlik dönemi bakış açılarını kullanmaz; geçmişe bütünüyle yazdığı zamanın değer yargıları ve duygularıyla da bakmaz. Unutulmaması gereken bir diğer husus da sonuçta yazdıklarının kurmaca metinler olduğu gerçeğidir. Bu itibarla yazarın başarısını geçmişi hissettiğini sanmamızda değil; okurlara kelimelerle hissettirebilme gücünde aramalıyız. Hisar 1930'lu yıllarda muhtemelen üzerinde yoğunlaştığı ve 1940'lı yıllarda yayımladığı anı/denemelerinde, vaktiyle küçümsediği mehtap yaşantısını, yazı sanatıyla yüceltir. Çocuk ve ilk gençlik benliğine bugünden o duyguları hissettirir. Hisar'ın duygu dünyasında sıkça sözü edilen "ebedî zaman" bu anlatım tarzına karşılık gelmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Abdülhak Şinasi Hisar’ın dil konusundaki görüşleri ve eleştiri anlayışı
    (Batman Üniversitesi, 2014) Zariç, Mahfuz
    Yer yer kullandığı dilin eskiliği vurgulanan, romanları ve romancılığı ile tanınan Abdülhak Şinasi Hisar, pek çok konuya yer verdiği deneme ve eleştiri yazılarında dil ve tenkit sorunlarına da yer vermiştir. Eski söz dağarcığının korunması ile birlikte dilde sadeleşmeye taraftar olan Hisar, edebiyatın gelişmesi için de eleştiri sanatının önemini vurgulamış, eleştirinin nasıl olması gerektiği hakkında görüşler ileri sürmüş, Türk edebiyatında tenkit noksanlığına dikkat çekmiştir. Hisar, kendisi de yazdıkları ile sanatçı eleştirisinin örneklerini vermiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Akademik eleştiri bağlamında Mehmet Rauf’un Eylül adlı romanı
    (Journal of Turkish Studies, 2017-03-15) Zariç, Mahfuz
    Günümüzde metin incelemesinde Rus Biçimciliği (Biçimcilik), Fransız Biçimciliği (Yapısalcılık) ve Amerikan Biçimciliği (Yeni Eleştiri) gibi yöntemler yerini metin merkezli Akademik Eleştiriye bırakmıştır. Akademik Eleştiri, metin incelemesi için değişmez bir şablon önermez. Eleştiri için gerekecek temel ölçütleri ve ana başlıkları belirler. Bu anlayışa göre incelemede kullanılacak olan konu başlıklarının belirlenmesinde edebî metin biçim ve içeriği esas alınmalıdır. Bu bağlamda Servet-i Fünûn döneminin yazarlarından Mehmet Rauf’un Eylül adlı psikolojik romanında özellikle “bakış açısı ve anlatıcı, kişilerin sunuluş biçimi ve dönüşümleri, kişilere isim verilmesi, merkezi kişilerin yaşadığı temel çatışmalar, anlatının merkezindeki aşk unsurunun kurgulanmasında ayrılıklar ve kavuşmalar, paylaşılan sırlar ve eşyalar, birbirini anlayamama, yanlış anlama ve nihayetinde anlama, kıskançlık ve aldatılma şüphesi, ortak ilgiler ve itiraflardan yararlanma; zamanın kullanımı ve sunuluşu, mekân unsurları; zaman ve mekânın kişilerin ruh hâline etkisi, dil ve üslûp özellikleri, üslûpta mizah;” unsurları üzerinde durulabilir. Romandaki “anlatım yöntem ve teknikleri, kurguda ilgi uyandırma, roman kişilerinin yaşadığı gerilimler, anlatıdaki düğümler ve çözümler, rastlantılar, diyaloglar, tezler, çıkarımlar ve metnin estetik bütünlüğü” konuları da kurgu açısından dikkate değerdir. Bu yazıda Eylül romanı üzerine yazılmış makale ve tezlerde hangi unsurların öne çıkarıldığı hakkında bilgi verildikten sonra metnin incelenmesi ve yorumlanmasında “yazar merkezli, dönem/sosyal çevre merkezli ve okur merkezli eleştirel” yaklaşımlardan da faydalanılacaktır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Akademik eleştiri bağlamında Mehmet Rauf’un Eylül adlı romanı
    (International Balkan University, 2017) Zariç, Mahfuz
    Günümüzde metin incelemesinde Rus Biçimciliği (Biçimcilik), Fransız Biçimciliği (Yapısalcılık) ve Amerikan Biçimciliği (Yeni Eleştiri) gibi metin merkezli yöntemler yerini Akademik Eleştiriye bırakmıştır. Akademik Eleştiride metin incelemesi için hazır bir şablon önerilmemekle birlikte eleştiri için gerekecek temel ölçütler ve ana başlıklar belirlenir. Her bir edebi metnin, incelemeye esas olacak asıl alt başlıkları belirleyeceğini kabul eder. Bu bağlamda Servet-i Fünûn döneminin yazarlarından Mehmet Rauf’un Eylül adlı psikolojik romanını ele aldığımızda metinde özellikle “bakış açısı ve anlatıcı, kişilerin sunuluş biçimi ve dönüşümleri, kişilere isim verilmesi, merkezi kişilerin yaşadığı temel çatışmalar, anlatının merkezindeki aşk unsurunun kurgulanmasında ayrılıklar ve kavuşmalar, paylaşılan sırlar ve eşyalar, birbirini anlayamama, yanlış anlama ve nihayetinde anlama, kıskançlık ve aldatılma şüphesi, ortak ilgiler ve itiraflardan yararlanma; zamanın kullanımı ve sunuluşu, mekânlar; zaman ve mekânların kişilerin ruh hâli ile etkileşimi ve uyumu” gibi unsurlarının öne çıktığı görülür. Bu yazıda da ağırlıklı olarak bu sayılanlar olmak üzere romandaki anlatım yöntem ve teknikleri, dil ve üslûp özellikleri, üslûpta mizah; kurguda ilgi uyandırma, roman kişilerinin yaşadığı gerilimler, anlatıdaki düğümler ve çözümler, rastlantılar, diyaloglar, romandaki tezler ve çıkarımlar ve metnin estetik bütünlüğü konuları üzerinde durulacaktır. Eylül romanı üzerine yazılmış makale ve tezlerde hangi unsurların öne çıkarıldığı hakkında da bilgi verildikten sonra metnin incelenmesi ve yorumlanmasında yazar merkezli, dönem/sosyal çevre merkezli ve okur merkezli eleştirel yaklaşımlardan da gerektikçe faydalanılacaktır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Aşk-ı Memnu’da karakterlerin çatışmaları, tercihleri ve akıbetleri
    (Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2017-06) Zariç, Mahfuz
    Servet-i Fünûn dönemi edebiyatının roman alanındaki temsilcisi Halit Ziya Uşaklıgil Aşk-ı Memnu adlı romanında İstanbul’da yaşanan bir yasak aşk hadisesini konu edinmiştir. Yazar, Batılı anlamda roman türünün ilk olgun örneklerinden olan Aşk-ı Memnu’da merkeze “kişi” unsurunu yerleştirmiştir. Rolleri ile sahneye çıkarılan roman kişilerinin çoğunluğu aile bireyleri, yakın akrabalar ve yalı çalışanlarından oluşmaktadır. Romandaki merkezi kişiler, psikolojileri derinleştirilerek birer karaktere dönüştürülmüştür. Merkezi kişilerin emel, hayal ve arzuları onları başkaları ile veya kendi iç dünyalarında yaşayacakları çatışmalara sürüklemiştir. Endişeler, şüpheler ve korkular bu süreçte karakterlerin tercihlerini etkilemiştir. Yazar, romanda yasak aşk konusunu izleğe dönüştürürken mahalle baskısı, milli ve manevi değerler, sosyal ve siyasal şartlar gibi unsurları söz konusu etmemiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Cemile Sümeyra öykülerinde duyarlıklar ve değerler
    (2020-08-20) Zariç, Mahfuz
    Günümüz öykü yazarlarından Cemile Sümeyra’nın öyküleri Derin Dalış adı altında 2018 yılında yayımlanmıştır. Derin Dalış’ta yer alan yirmi beş kısa öyküde hayat, ölüm, benlik, dostluk, aile, arayış, değişim, insani ilişkiler, varoluş gayesi ve sanat gibi konular izlekleştirilmiştir. Yazar, bu öykülerinde genel olarak kendisini ve ailesini merkeze alarak, evrensel insani hâllere, kadın yazar olmanın zorluklarına; acıma, umut, kanaat gibi duygu ve değerlere, yakın geçmişteki darbe girişimlerine yer vermiştir. Cemile Sümeyra’nın Derin Dalış’ın yanı sıra Kendi Kalemini Kıranlar–Türk Edebiyatında İntihar, Hayatı Kurgulamak, Seyahat ve Edebiyat adlı araştırmainceleme eserleri de bulunmaktadır. Bu yazıda Müslüman kadın duyarlıkları ile kaleme alınmış olan Cemile Sümeyra öyküleri; temalar, öne çıkarılan değerler ve dini-tasavvufi göndermeler, merkezi öykü kişileri ve dil özellikleri açısından ele alınacaktır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Erdal Öz’ün Yaralısın adlı romanında 12 Mart Muhtırası
    (Roman Kahramanları, 2020-06) Zariç, Mahfuz
    Gazeteci, hukukçu, partici, öykücü ve romancı Erdal Öz’ün 1974 yılında ilk baskısı yapılan Yaralısın adlı ikinci romanı, 1975 yılında “Orhan Kemal Roman Armağanı” ile ödüllendirilir. Bu romanda, fakülte mezunu, sol dünya görüşünü özümsemiş merkezi kişisinin, 12 Mart Askeri Muhtırası sonrasında başından geçenler, iki anlatı zamanı arasında geçişler yapılarak anlatılır. Bu geçişlerde de roman kahramanının cezaevindeki ilk iki gününe ve cezaevine konulmadan önce işkence gördüğü günlere yer verilir. Kurgu ve anlatı, iki ayrı zaman ve zeminde ilerletilir. Sorgu zamanı ve koğuş zamanı arasında gidip gelen anlatıcı, nadiren de olsa geçmiş yaşantısına ait, suya sabuna dokunmayan kesitlere yer verir. Erdal Öz, bu romanının ilham ve bilgi kaynaklarının, işkencelere maruz kalıp cezaevine konmuş olan başta İrfan Uçar ve Mete Ertekin olmak üzere bazı tutuklular olduğunu, Muhtıra’dan on beş yıl sonra yayımladığı Gülünün Solduğu Akşam adlı eserinde detaylarıyla anlatır. Bu açıdan söz konusu roman ile hatıra kitabının birlikte ele alınması aydınlatıcı olacaktır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hat sanatında Besmele II: Hattın dizilimi ve hatta kullanılan teknikler
    (Batman Üniversitesi, 2017) Zariç, Mahfuz
    Üç boyutlu plastik sanatlara mesafeli yaklaşan İslam medeniyetinde hat sanatında ise muazzam bir zenginlik söz konusudur. İslam medeniyetinde “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” mealiyle Türkçeye tercüme edilen Besmele lafzına hayatın pek çok alanında büyük bir önem atfedilmiştir. İslam’ın çizgi sanatı olan hat sanatında Besmele’nin güzel yazımına ayrı bir önem verilmiştir. Hattatlar, estetik değere sahip besmele örnekleri verebilmek için adeta birbirleriyle yarışmışlardır. Hat oluşturmada istifleme, müselsel/bitişik yazma, müsennasını çıkarma, hattı iki yana yaslama, elif ve lam harflerinin vurgulaması gibi yöntemler kullanılmıştır. Besmelelerde kabartma-oyma, gubarî/çok ince yazma, filografi gibi teknikler; resim-hat, resim-ebru birlikteliği de görülmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hat sanatında Besmele III - Bağlam, motif, geometrik form
    (Batman Üniversitesi, 2017) Zariç, Mahfuz
    Resim ve heykel sanatlarına mesafeli yaklaşan İslam sanatçıları çizgi hünerlerini daha çok hat sanatıyla ortaya koymuşlardır. Hattatlar, çalışmalarında başta Allah ve Muhammed lafızları olmak üzere Esma’ül Hüsna, ayetler, hadisler, şiirler ve özlü güzel sözlere yer vermişlerdir. İslam inanç ve uygulamalarında önemli bir yer tutan Besmele lafzı da hat sanatında önemli bir yer tutmuştur. Hattatlar, Aklâm-ı Sitte öncesi kûfî ve ma’kıl’î; Aklâm-ı sitte’den muhakkak, reyhanî; sülüs, nesih; tevki’ ve rikaa’, Aklâm-ı sitte sonrası ise ta’lîk, divanî ve rik’a hatlarıyla Besmele örnekleri ortaya koymuşlardır. Besmele hatlarının elde edilmesinde pek çok istifleme ve yazım tekniğinden yararlanmışlardır. Söz konusu Besmele örneklerinin bir kısmı “Hûd Sûresi’nin 41., Neml Sûresi’nin 31. ve Nahl Sûresi’nin 89. ayeti gibi farklı ayetleri ve bazı hadisler bağlamında hat sanatına konu edilmişlerdir. Bazı hattatlar da ortaya koydukları Besmele yazılarıyla anahtar, gemi, güvercin, tuğra, nar gibi çağrışım gücü zengin motifler, çeşitli geometrik formlar ve resimler elde etmişlerdir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hüseyin Su Öyküsü - yeni eleştiri bağlamında
    (Atlas Kitap, 2015) Zariç, Mahfuz
    "Edebiyatta da, sanatta da temel izlek insanın serüvenidir; insanî serüvendir. Bütün sorunlar bu temel izlek içinde yerli yerinde ve yeterince, insanın çevresinde, insanın doğal eylemleri olarak yer alır. Böyle olmadığında, insanî düzlemde verilemeyen, ele alınamayan her sorun, her tema yapay olarak kalır, sanat eserinin dokusuna gerçek bir insanî eylem olarak sinmez. İnandırıcı bulmadığımız budur işte, gerçekte hayatımızda olup olmadığı değil. Ben bunu yalnızca öykü ya da kısa öykü kuramı açısından değil, bütünüyle sanat kuramı açısından değerlendirebilir bir durum olarak görüyorum. Öyküden romana, şiirden tiyatroya, resimden müziğe, fotoğraftan sinemaya… bu bağın doğru kurulup kurulamadığına bakılmalı. Roman; hikaye, öykü, kısa öykü, kısa kısa öykü; klasik öykü, modern öykü, postmodern öykü… gibi tanımlamalar arasındaki ayrımlar neler olursa olsun, hepsi de temel dokusu, anlatı ögesi tahkiye olan edebiyat metinleridir."
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    İsmail Safa Muhakematı Edebiyye
    (Detay Yayıncılık, 2019) Zariç, Mahfuz
    Otuz dört yıllık ömrüne yedi şiir kitabı, bir çeviri roman ve 30 edebi eleştiri yazısı sığdırabilen İsmail Safa edebiyat tarihlerinin kendisinden çoğu kez kısaca söz edip geçtiği yazarlarımızdandır. İsmail Safa; şair Ali Kamil (Akyüz) ve Ahmet Vefa'nın kardeşi, gazeteci yazar İlhami Safa'nın ve romancı Peyami Safa'nın babasıdır. İsmail Safa'nın bugüne kadar eserlerinden sadece iki günümüz yazısıyla yayınlanabilmiştir. Tanzimat ve Servet-i Fünün dönemi şairi İsmail Safa'nın okuyuculara ulaştırılamamış eserlerinden biriside 18 edebi eleştiriden oluşan Muhâkemât-ı Edebiyye adlı eseridir
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kalemin Yükü’nde şair, yazar ve düşünür portreleri
    (Journal of Turkish Studies, 2019-03) Zariç, Mahfuz
    Ocak 1997’den Eylül 2014’e kadar on sekiz yıl boyunca Hece, Heceöykü dergileri ve Hece Yayınları’nın genel yayın yönetmenliğini yapmış; “Hece” ve “Hüseyin Su” imzalarıyla yazılarını yayımlamış olan İbrahim Çelik, daha önce edebiyat öğretmenliği ve kütüphanecilik de yapmıştır. Öykülerini Tüneller, Ana Üşümesi, Gülşefdeli Yemeni, Aşkın Hâlleri ve İçkanama adlı kitaplarında; anı, deneme, inceleme ve eleştiri yazılarını Öykümüzün Hikâyesi, Yazı ve Yazgı, Hikâye Anlatıcısı, Keklik Vurmak, Bir Yağmur Türküsü, Kalemin Yükü, Takvim Yırtıkları adlı kitaplarında yayımlamıştır. Yazarın bunların dışında da başta Nuri Pakdil olmak üzere pek çok yazar - şair ve edebi konu ile ilgili çalışmaları ve Kazak, Türkmen, Kıbrıs, Kırım, Özbek… öykü derlemeleri bulunmaktadır. Hüseyin Su, Kalemin Yükü adlı eserinde on yedi şair, yazar ve düşünür (Namık, Kemal, Mehmet Akif Ersoy, Muhammed İkbal, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi, Tanpınar, Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek, Nurettin Topçu, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Cemil Meriç, Fethi Gemuhluoğlu, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören ve Atasoy Müftüoğlu) hakkındaki inceleme yazılarını bir araya getirmiştir. Hüseyin Su, bu eserinde, yazarlar hakkında bazısı nesnel bazısı öznel hatta duygusal değerlendirmelerini dile getirirken kendi sanatsal ve düşünsel portresini de metinlere işlemiştir. Kalemin Yükü adlı kitaptaki yazılar, hem bahse konu yazarlar hem de Türk edebiyat tarihinde şimdiden yerini almış bir edebiyat ocağının, Hece’nin başmimar ve başyazarının sanatsal ve siyasal duyarlıkları ve düşünceleri hakkında da bilgiler içermektedir. Bundan ötürü bu yazıda on sekizinci yazar ve düşünür olarak “Hüseyin Su” portresine yer verilmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kerime Nadir’in Aşk Hasreti adlı romanı üzerine bir inceleme
    (ASOS Yayınları, 2016-10) Zariç, Mahfuz
    Kerim'e Nadir, Aşk Hasreti adlı eserinde İstanbul ve civarında yaşanan bir aşk hadisesini ele alınmıştır. Yer yer realist hatta natüralist sayılabilecek gözlemlere yer verilmiş olmakla birlikte eserin genelinde romantik roman anlayışının tematik ve kurgusal iz düşümleri dikkat çekmektedir. Edebi akımlardan romantizmin ve popüler edebiyatın yansımaları olarak kurguda romantizm; ilk görüşte aşk, kardeşlerin aynı kıza âşık olması, imkânsız aşk, âşıkları ayıran rolündeki kardeşin gizemli uzak diyarlarda kaybolması, sıra dışı olaylar, mağlup kahramanın okuyup mühendis olması, âşıkları yakınlaştıran kıskançlık, hastalık, seyahat kurgusu ve sevilen erkeğin hayatını tehlikeye atıp kahramanlık göstermesi, anlatıya ilave bağımsız aşk hikâyecikleri eklenmesi, kayıp ayırıcının bir anda kurtulması, geri dönmesi ve mutlu son ile gerçekleştirilmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kullanılan hattın türü bakımından İslam hat sanatında besmele
    (Batman Üniversitesi, 2016) Zariç, Mahfuz
    Üç boyutlu plastik sanatlara mesafeli yaklaşan İslam medeniyetinde hat sanatında muazzam bir zenginlik söz konusudur. İslam medeniyetinde “Rahman ve Rahim olan Allah‟ın adıyla” mealiyle Türkçeye tercüme edilen Besmele lafzına hayatın pek çok alanında büyük bir önem atfedilmiştir. İslam‟ın çizgi sanatı olan hat sanatında Besmele‟nin güzel yazımına ayrı bir önem verilmiştir. Hattatlar, estetik değere sahip besmele örnekleri verebilmek için adeta birbirleriyle yarışmışlardır. Hattatların ortaya koydukları levha ve kitabeler “eserlerde kullanılan hattın türü, hattın oluşturduğu form, hattın dizilimi ve hatta kullanılan teknikler” gibi pek çok açıdan sınıflandırılabilirler. Bu çalışmada da Besmele örneklerde kullanılan hatların türleri dikkate alınmıştır. Altıncı asırdan günümüze kadar hat sanatçıları bu bağlamda başta kûfî ve ma‟kıl‟î; Aklâm-ı sitte‟den muhakkak, reyhanî; sülüs, nesih; tevki‟ ve rikaa‟, Aklâm-ı sitte sonrası ise ta‟lîk, divanî ve rik‟a gibi hat çeşitleriyle Besmele‟ler kaleme almışlardır. Bu çalışmanın gayesi öncelikle hat sanatına ilgi duyacakların İslam yazısı olarak çeşitli hatlara - göz aşinalığını sağlamak ve hat sanatçılarının zengin hayal gücünü dikkatlere sunmaktır. İnceleme tarihi hat türlerinin gelişimlerini dikkate alınacaktır
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Millî Edebiyat bağlamında Müfide Ferit Tek’in Aydemir adlı romanı
    (Batman Üniversitesi, 2022-06-30) Zariç, Mahfuz
    Müfide Ferit Tek tarafından 1919’da yayımlanmış olan Aydemir adlı roman, Halide Edip Adıvar’ın 1912’de yayımlanmış Yeni Turan adlı eserinden sonra, Türkçülük-Turancılık düşüncesinin izleğe dönüştürüldüğü ikinci romandır. Aydemir, Genç Kalemler dergisinde 1 Nisan 1911’de yayımlanan “Yeni Lisan başlıklı” makale ile başlatılan Millî Edebiyat anlayışı çerçevesinde kaleme alınmıştır. Romandaki vakalar, İstanbul ve Türkistan olmak üzere iki ayrı mekânda geçmektedir. Budizm ve Hristiyanlık inançlarına göndermelerde bulunulan eserde ferdî aşk, yurt sevgisi, özlem, Rus emperyalizmi, Türk birliği, Batı medeniyeti, kozmopolitlik, millî devlet, İttihat ve Terakki Cemiyeti, fedakârlık, evlilik kurumu, eğitim, sanat, ekonomik sorunlar, tarih bilinci, asimilasyon ve aydın problemi gibi konulara yer verilmiştir. Bu yazıda da Aydemir romanı, edebiyat tarihlerinde sınırları genellikle 1911-1923 tarihleri ile belirlenen Millî Edebiyat anlayışı çerçevesinde “milliyetçilik ideali ve millet coğrafyası, Osmanlıcılık, çağdaşlık ve Meşrutiyet, semboller ve zıtlıklar ile dil ve üslup” konu ve duyarlıkları bakımından incelenecektir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Müşahedat, Dürdane Hanım ve roman önsözlerinde Ahmet Mithat Efendi’nin roman anlayışı ve uygulamaları
    (HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi, 2017-04-16) Zariç, Mahfuz
    Altmışı aşkın uzun hikâye ve roman kaleme almış olan Tanzimat devri yazarlarından Ahmet Mithat Efendi, pek çok romanının önsözünde, giriş kısımlarında ve içerisinde roman sanatı hakkındaki görüşlerine yer vermiştir. Yazarın roman türü üzerine kaleme aldığı Ahbâr-ı Âsâra Tamîm-i Enzâr adlı bağımsız bir eseri de bulunmaktadır. Yazar, Batıdaki edebî akımları yakından takip etmiş; özgünlük, millîlik ve yerlilik kaygılarıyla hareket etmiştir. Taklitçilikten uzak durulması gerektiğini belirtmiştir. Romanlarında sevimli bir ilk hoca tavrıyla önerdiği roman türünün nümûnelerini okurlarına ve diğer yazarlara göstermeye çalışmıştır. Geleneği savunmuştur. Bu yazıda, Ahmet Mithat Efendi’nin kimi roman önsözleri ile Müşâhedat ve Dürdane Hanım adlı romanlarında “roman türü, yazarın roman yazma süreci, roman yazma teknikleri, romanda Realizm, Natüralizm ve Romantizm; romanda eğiticilik, yerlilik; roman okuru ve roman ilişkileri” üzerine söyledikleri ve “Natüralist olma çabaları, Romantik uygulamaları, okurlarıyla hasbihali, kendi eserlerinin kritiğini yapması, eleştirilere meydan okuması, telif eser yazdığı vurgusu” türünden uygulamaları ele alınmaktadır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Mustafa Kutlu’nun Tirende Bir Keman adlı eserinde ”Türkü Roman” ve toplum gerçeği
    (Journal of Turkish Studies, 2015-06) Zariç, Mahfuz
    Edebiyat öğretmenliği, dergi yöneticiliği, ansiklopedi yazarlığı, gazetecilik ve televizyon programcılığı yapmış olan Mustafa Kutlu (1947 Erzincan-) 1968’de Hareket dergisinde çıkan “O” adlı öyküsünden beri tahkiyeli metinlerini yayımlamaktadır. Öykülerinin yanı sıra Kutlu’nun deneme ve inceleme çalışmaları da bulunmaktadır. 1999’dan itibaren her yıl bir uzun öykü yayımlayan Kutlu, 2015’te Tirende Bir Keman isimli eserini yayımlamıştır. Kapağında “Hikâye” ibaresi bulunan kitap, özünde bir “türkü roman” olarak kurgulanmıştır. Kutlu be eserinde toplum gerçeğine de İslami duyarlıkları ve kısmen toplumcu gerçekçi bir eda ile yaklaşmıştır. İslami duyarlıkla yazan öykücülerden Mustafa Kutlu, Tirende Bir Keman adlı eserinde Şark anlatı geleneği içindeki roman arayışını sürdürmüştür. Eserinin hem içeriğinde hem de kurmacasında türkü ve şarkılardan olabildiğince yararlanmıştır. Bu itibarla yazarın Tirende Bir Keman adlı eseri türü bakımından “türkü roman” olarak adlandırılabilir. Kutlu, bu eserinde 1950-1980 arası İslami duyarlıkla yazan öykücülerden Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Şevket Bulut, Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu, İsmail Kıllıoğlu, Durali Yılmaz, Ali Haydar Haksal, Hüseyin Su ve Ramazan Dikmen gibi isimlerden de kısmen ayrılmış; Anadolu-taşra hayatını şehir insanına/hayatına kıyasla yücelten gelenekçi anlayışa yeni bir bakış açısı getirmiştir. Yazar, üç kuşak müzisyen bir aileyi anlatının merkezine alarak okurlarını, gerek İstanbul bağlamında şehir gerçekleri ile gerekse Adana, Mersin, Antep ve ismi anılmayan küçük bir kent bağlamında taşranın gerçekleriyle yüzleştirmiştir
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Nesnelci estetik değerler açısından A. Vahap Akbaş’ın son şiirleri
    (Batman Üniversitesi, 2022-12-31) Zariç, Mahfuz
    Batman’da dünyaya gelen A. Vahap Akbaş (1954-2014), başta şiir olmak üzere, roman, deneme, öykü, çocuk kitapları, antoloji-derleme, sadeleştirme ve kaynak ders kitapları türünde eserler kaleme almıştır. Yazarlık hayatına Hisar dergisinde çıkan bir öyküsüyle atılan Akbaş, daha önce yayımladığı Efgan, Gül Kıyımı, Mavi Sesli Şiirler, Hüzün Coğrafyası, Bir Şehre Vardım, İnce Lügat adlı şiir kitaplarını, Şiraze başlığı altındaki son şiirleriyle birlikte, 2012’de İnşirah adıyla topluca yayımlamıştır. Ömrünün son zamanlarını hastalıkla mücadele ederek geçiren Akbaş, Şiraze’deki otuz şiirinde “aşk, sevgili, hayat, ölüm, zaman, hastalık, insan, şehir, mazi, Filistin’in işgali, çocukluk özlemi, savaş, tasavvuf, gönül, günah/günah çıkarma, dengbejlik, tabiat, şiir, şairlik, hakikat/öz, darbecilik, sözün gücü ve umut” konularını izleğe dönüştürmüştür. Sanatında sese, imgelere, söz sanatlarına, kültüre, İslamî değerlere ve geleneğe yer veren Akbaş’ın şiirleri, estetik değere haiz çok katmanlı zengin metinlerdir. Bu yazıda da Akbaş’ın şiirleri “Organik Bütünlük ve İç Tutarlılık” ile “Karmaşıklık” ve “Yoğunluk” ilkelerinden oluşan “Nesnelci Estetik Değerler” açısından incelenmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Nurullah Genç’in İntizar adlı romanında Tebliğ ve İlahi Aşk
    (İksad Yayınevi, 2020-02) Zariç, Mahfuz
    Nurullah Genç’in tezli roman olarak kabul edilebilecek İntizar adlı eserinde, akıl, ruh, aile hayatı ve aşk gibi konular ele alınmıştır. Romanda akla ve beşeri aşka karşın imanla özdeşleştirilen İlahi aşk; felsefeye karşın da nas üstün tutulmuştur. İsim ve renk sembolizminden de faydalanılan bu romanda yazar, kurguda mektup ve günlük tekniklerinden, sondan başlama ve geri dönüşler gibi modern ve postmodern anlatım tekniklerinden faydalanmıştır. Romandaki imkânsız aşk kurgusu aracılığıyla, roman merkezi kişilerinden Emre, tasavvufi kavramlar eşliğinde, tebliğ görevinin nasıl olması gerektiğini ve hidayete ermenin ne anlama geldiğini de izah etmiştir.
  • «
  • 1 (current)
  • 2
  • »

| Batman Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Batı Raman Kampüsü, Batman, Türkiye
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez ayarları
  • Gizlilik politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri bildirim Gönder