9 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Öğe The effect of intrapreneurship and organizational factors on the innovation performance in hospital(Expert Projects, 2018-09) Ekingen, Erhan; Ekemen, Mehmet Ali; Yıldız, Ahmet; Korkmazer, FuatIn the context of environmental uncertainty and competition, organizations are trying to find new ways to improve their performance. The development of novelties based on innovation, especially in the service sector, is the departure point for many organizations. Intrapreneurship and organizational structure are important factors for organizations to improve the innovation performance. In this study, it is aimed to investigate whether intrapreneurship and organizational factors influence the innovation performance. The data were collected from a hospital by means of intrapreneurship scale, organizational factors scale and innovation performance scale. According to the results of Structural Equation Model analysis, intrapreneurship has positive influences on innovation performance. Organizational factors directly and indirectly affect innovation performance. Moreover, intrapreneurship has mediation effect between organizational factors and innovation performance. Lastly, Intrapreneurship enhances the effect of organizational factors on innovation performance.Öğe Batman'da bulunan ilkokul binalarında radon düzeyinin ölçülmesi(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-01-11) Aldemir, Kamuran; Okumuş, MustafaBu tez çalışmasında, Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki Batman ilindeki ilkokullarda kapalı radon ve gamma dozlarının miktarları belirlenmiştir. Radon ölçümleri radon bazlı CR-39 katı hal nükleer iz detektör dozimetreleri kullanılarak gerçekleştirildi. Batman'da coğrafi olarak homojen bir dağılıma sahip olan 41 ilkokulda CR-39 dedektörleri, veri toplamak için üç ay boyunca okulların farklı katlarına yerleştirildi. Seçilmiş alanlardaki ortalama yıllık 222Rn aktivitesinin 41 Bq/m3 (yıllık etkin doz olan 0.25 mSv'ye eşdeğer) olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte maksimum radon değeri il merkezinde 109 Bqm-3 olarak ölçülmüştür. Yıllık etkili dozlar, önerilen eylem seviyesinden (3-10 mSv) daha düşüktür. Ölçüm sonuçları, okullardaki kat sayısı arttıkça radon düzeyinin azaldığını gösterdi. Yapay ve doğal radyoizotop seviyeleri, toplanan toprak numuneleri için gama ışını spektrometresi kullanılarak araştırıldı. Toprak örneklerindeki ortalama gama aktivite miktarı sırasıyla 137Cs, 232Th 226Ra and 40K için 12, 25, 31 ve 329 Bq/kg idi. Havadaki emilen doz oranı ve yıllık etkin doz eşdeğeri gibi radyolojik parametreler hesaplanmış ve uluslararası önerilen değerlerle karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak, Beşiri ilçesi dışında, araştırılan okullara karşı herhangi bir önlem alınmasına gerek olmadığı söylenebilir.Öğe Plantago major protective effects on antioxidant status after administration of 7,12-dimethylbenz(a)anthracene in rats(Asian Pacific Organization for Cancer Prevention, 2011) Oto, Gökhan; Ekin, Suat; Özdemir, Hülya; Demir, Halit; Yaşar, Semih; Levent, Abdulkadir; Berber, İsmet; Kaki, BarışAim: The present study was designed to evaluate effects of Plantago major extract on oxidative status in Wistar albino rats administrated 7,12-dimethylbenz(a)anthracene (DMBA). Methods: Rats were divided into three equal groups of 6 animals each: Group 1 controls, group 2 treated with DMBA (100 mg/kg, single dose) and group 3 receiving the DMBA and the aqueous extract at 100 mg/kg/d for 60 days. Results: Significant decrease in catalase (P<0.05), carbonic anhydrase (p≤0.01), reduced glutathione (GSH) (P<0.01) and total protein (P<0.01) values was observed in the DMBA group compared with the healthy controls and DMBA + Plantago major groups. Conclusion: The results suggest preventive effects of Plantago major on DMBA induced oxidative damage in Wistar albino rats that might be due to decreased free radical generation.Öğe Yalıtım özelliği yüksek yapı malzemelerinin geliştirilmesi ve ısıl performanslarının incelenmesi(Batman Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2017-11-27) Oktay, Hasan; Argunhan, Zeki; Yumrutaş, RecepBinaların ısıtılması ve soğutulmasında harcan enerji ile birlikte artan endişeler, bina yapılarının ısıl performanslarının iyileştirilmesine yönelik bir talebin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Binalarda uygulanacak yalıtım malzemesi, sağlayacağı ekonomik faydanın yanı sıra çevre kirliliğine etkisi ve binanın yangın yalıtımına katkısı gibi hususlarda dikkate alınarak seçilmelidir. Bununla birlikte ülkemizde yaygın olarak kullanılan çoğunluğu petrol ürünü ve yanıcı olan strafor ve poliüretan gibi yalıtım ürünlerine muadil olabilecek ve ülkemizin kaynaklarını kullanılarak elde edilecek ürünlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bununla birlikte, binalarda enerji verimliliğinin yüksek olması ve enerji israfının yapılmaması için, yalıtım malzemelerin kullanılmasının yanında, ısıtma ve soğutma sistemlerinin kapasitelerinin doğru bir şekilde hesaplanması da önemli bir etkendir. Bu sayede olması gereken kapasitelerden daha büyük kapasitelerde cihaz seçilmeyerek enerji israfının önüne geçilecektir. Bu çalışmada bahsedilen ihtiyaçlara cevap verebilecek perlit ve bor gibi ülkemizin kaynak bakımından büyük rezervlere sahip olduğu malzemelerle, dayanım, ısı, ses ve yangın yalıtımı yüksek olan yalıtım malzemelerinin üretilmesi hedeflenmiştir. Bu hedefi gerçekleştirmek amacıyla birçok deneysel ve teorik araştırmalar yapılmıştır. Bu tez kapsamında yapılacak çalışmalar üç aşamada gerçekleştirilmiş olup şu şekilde özetlenebilir; 1. Literatürden farklı olarak yüksek mukavemet, ısı ve ses yalıtımı daha iyi olan yeni yalıtım malzemesi, duvar ve beton tipleri üretmek için farklı katkı maddeleri ve bunların farklı oranlarda karıştırılması ile ısıl iletkenlik katsayısı taşıyıcı beton için ısıl iletkenlik katsayısının 1 W/mK'in altında olduğu (λ ≤ 1 W/mK), duvar için ısıl iletkenlik katsayısının 0.2 W/mK'in altında olduğu (λ ≤ 0.2 W/mK) ve dış cephe mantolamada kullanılacak yalıtım malzemeleri için ısı iletim katsayısının 0.05 W/mK'nin altında olduğu (λ ≤ 0.05 W/mK) çok sayıda numune üretilmiştir, 2. Üretim yöntemleri uygulamalı bir şekilde yapılarak, üretilen yalıtım, duvar ve beton numunelerinin üretim şekilleri, içerikleri, oranları ve özellikleri ile termofiziksel ve mekanik özelliklerin birbiriyle olan değişimini veren grafik ve denklemlerin elde edilerek literatüre kazandırılmıştır, 3. Binaların ısıtma ve soğutma sistemlerinin kapasitelerini doğru bir şekilde hesaplamak ve aynı zamanda termofiziksel özelliklerin bina yapılarının ısı kazancına ve ısıl performanslarına olan etkisini incelemek amacıyla, Kompleks Sonlu Fourier dönüşümü (Complex Finite Fourier Transform, CFFT) tekniğinin uygulanması için MATLAB tabanlı ve arayüzlü bir paket program hazırlanmış ve bu program kullanılarak halihazırda üretilen numuneler ile piyasada yaygın olarak kullanılan yapı malzemelerinin aynı klimatik şartlarda ısı kayıp ve kazançları karşılaştırılmıştır. Böylece ısıl performansları (ısı kazancı) Türkiye'de yaygın olarak kullanılan yalıtım malzemelerine yakın, üstün mekanik özellik ve yangın direncine sahip, içerdiği bileşenler bakımından maliyeti düşük ve işçiliği kolay olan perlit esaslı yalıtım malzemelerinin endüstride ve inşaat sektöründe kullanılması ile hem ülkemizin enerji israfı ve dışa bağımlılığı azalacak hem de yangın oluşumundan kaynaklanan can ve mal kayıpları en aza inecektir.Öğe Kadın ve erkek milli judocularda duygusal zekâ ve girişimsel öz yetkinlik ilişkisinin incelenmesi(Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017-11-28) Şahin, Figen; Esentaş, MelikeGünümüzde her alanda olduğu gibi spor alanında da başarı elde edilmesinde çok faktörlü yapılar ve sporda psikolojik etkenler incelenmektedir. Özellikle mücadele sporlarında motorik özelliklerin yanı sıra bilişsel ve duyuşsal özellikler önemli yer tutmaktadır. Sportif mücadelede başarılı olmak isteyen sporcuların becerilerini en üst düzeyde kullanmalarında kompleks bir yapı olan duygusal zekâlarının önemi büyüktür. Geçmişten günümüze duygusal zekânın insanların sosyal hayatlarında, toplumla ve kendileri ile olan iletişim ve öz benliklerinde önemli bir etkisinin olduğu kanıtlanmış, sporla ilişkili birçok alanla kesiştiği görülmüştür. Bu alanlardan girişimcilik, girişimsel öz yetkinlik gibi becerilerde, sporcuların duygularını akıllıca kullanımı en önemli kişisel özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarda yüksek düzeyde IQ' ya sahip bireylerin özellikle iş hayatında zaman zaman başarılı olamadıkları görülmüş ve bu durum karşısında EQ olarak adlandırılan duygusal zekâ kavramının sorgulanmasına neden olmuştur. Son yıllarda spor bilimi araştırmacıları duygusal zekânın (EQ) spor alanındaki önemini artan bir şekilde önemini vurgulamaya başlamışlardır. Bu çalışmanın da temel amacı, milli judocuların girişimsel öz yetkinlikleri ile duygusal zekâları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışma kapsamında Türkiye Judo Federasyonuna bağlı olarak A,B ve C kategorilerinde mücadele eden yıldız, genç ve erkek-kadın milli judoculara girişimsel öz yetkinlik ve duygusal zekâ anketleri uygulanmış, milli judocuların duygusal zekaları ile girişimsel öz yetkinlik algıları arasındaki ilişki ölçülmeye çalışılmıştır. Elde edilen sonuçlar SPSS 22.0 programında çözümlenerek yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre, milli judocuların girişimsel özyetkinlik becerileri ile duygusal zekâlarının ortalamanın üstünde çıktığı, milli judocuların duygusal zekâları ile girişimsel öz yetkinleri arasında pozitif yönde yüksek düzeyde anlamlı bir ilişkinin mevcut olduğu görülmüştür. Demografik değişkenlere göre ise milli judocuların cinsiyet değişkenine göre girişimsel öz yetkinlikleri ile duygusal zekâları anlamlı olarak değişirken, yaş, medeni durum, eğitim durumu, çalıştıkları sektör ve çalışma süreleri, spor yapma süreleri, millilik dereceleri, milli takımda görev alma sayısı ile milli takımda elde ettikleri başarı sayısına göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir.Öğe A new context of late Roman pottery from Kelenderis: A preliminary discussion(Propylaeum, 2020) Zoroğlu, Kamil Levent; Schneider, Eugenia EquiniÖğe Üniversite öğrencilerinin cinsiyet en sık ziyaret edilen internet sitesi ve izlenen dizi film türüne göre siber zorbalık ve siber mağduriyet düzeyleri(Boğaziçi Üniversitesi, 2013-09) Manap, Abdullah; Demirci, İbrahimProblem Teknolojik gelişmeler ve buna bağlı olarak mobil cihazların ve internet kullanımının -hem zaman olarak hem de kullanıcı sayısı olarak- artması zorbalık davranışının sanal ortamlara taşınmasına ve küresel bir problem olmasına neden olmuştur (Campbell, 2005). Hızlı bir değişim ve gelişim içerisinde olan bilgisayar aracılı iletişim özellikle gençler tarafından diğer yaş gruplarına göre daha sık takip edilmekte ve kullanılmaktadır (Li, 2005). Buna bağlı olarak çevrimiçi iletişim ergenlerin temel gelişim görevleri kadar ailelerini, akranlarını ve partnerlerini de etkilemektedir (Subrahmanyam ve Greenfield, 2008: Baht, 2008). Slonje ve Smith (2008) tarafından Siber zorbalık: internet aracılığıyla başka kişileri rahatsız edici iletişim kurma, fotoğrafların montajlanarak sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanması, virüslü mail gönderme, tehdit edici veya sözel zorbalık içeren mesajlar gönderme ve şantaj yoluyla zorlayıcı eylemler gerçekleştirme şeklinde tanımlanmıştır. Bu araştırma: üniversite öğrencilerinin siber zorbalık ile siber mağduriyet düzeyleri arasında ilişki olup olmadığını ve çeşitli değişkenlere göre değişip değişmediğini ölçmeyi amaçlamaktadır. Araştırmada şu sorulara cevap aranmıştır: Üniversite öğrencilerinin cinsiyetlerine göre siber zorbalık ve siber mağduriyet düzeyi değişmekte midir? İzlenen dizi/film türüne göre siber zorbalık ve siber mağduriyet düzeyi değişmekte midir? En sık ziyaret edilen internet sitelerine göre siber zorbalık ve siber mağduriyet düzeyi değişmekte midir?Öğe 3D imaging and visualization studies(Batman Üniversitesi, 2018) Çalışkan, Abidin; Karaman, Ömer Ali; Çelebi, Selahattin BarışÖğe Ortaokul öğrencilerinin çeşitli değişkenler açısından siber zorbalık düzeyinin incelenmesi Batman ili örneği(Hitit Üniversitesi, 2013-11) Manap, AbdullahBu araştırmada, Batman ilinde bulunan ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin; cinsiyet, sınıf düzeyi, en sık ziyaret ettikleri internet site türü ve ilgi duydukları dizi/film türüne göre siber zorbalık düzeyleri incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini Batman İli'nin merkeze bağlı bir ilköğretim kurumunda 6., 7., ve 8. sınıfta öğrenim görmekte olan 70 kız, 80 erkek öğrenci olmak üzere toplam 150 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın bağımlı değişkeni, geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan Arıcak, Kınay ve Tanrıkulu (2011) tarafından geliştirilen Siber Zorbalık Ölçeği'dir. Cinsiyet, sınıf düzeyi, en sık ziyaret ettikleri internet site türü ve ilgi duydukları dizi/film türü olmak üzere 4 bağımsız değişkene ilişkin verilerin toplanması amacıyla kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Verilerin istatistiksel analizi için SPSS 17 programı kullanılmış; veriler non-parametrik olarak saptandığı için Kruskal Wallis ve Mann Whitney U testleri uygulanmıştır. Bu araştırmada elde edilen bulgulara göre; Erkek öğrencilerin siber zorbalık düzeyi kız öğrencilere göre daha yüksektir. Sınıf düzeyi arttıkça siber zorbalık düzeyinin yükseldiği görülmektedir. En sık sosyal paylaşım sitelerini ziyaret eden öğrencilerin siber zorbalık düzeyinin eğitim-ödev/forum ve oyun sitelerini ziyaret edenlere göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Son olarak; şiddet içerikli dizi ve filmlere ilgi duyan öğrencilerin siber zorbalık düzeyinin şiddet içerikli olmayan dizi ve filmlere ilgi duyan öğrencilere göre daha yüksek olduğu saptanmıştır