Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 18
  • Öğe
    Mardin ilindeki arkeolojik alanların ilin turizm kalkınması açısından değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-06-22) Ak, Yasir; Gülbahar, Mehmet Onur
    Mardin’in sahip olduğu 238 Arkeolojik sit alanı, 3 tane kentsel sit ve 1403 tescilli kültür varlığı ile adete bir açık hava müzesi konumundadır. Mardin’de birçok medeniyetin yaşamış olması kültürel açıdan şehri önemli kılmaktadır. Son yıllarda yapılan ziyaretler kültür turizmin önemini artmıştır. Mardin ilinin tarihi dokusu turistlerin ilgisini çekmektedir. Mardin ilinde işsizlik sorunu önemli problemlerden bir tanesidir. Mardin iline bakıldığında işsizlik sorununun giderilmesinde turizmin önemli bir etken olması beklenmektedir. Bölgeyi görmeye gelen turistler, antik şehir ve alanları gezmenin yanında bölgenin ekonomisine katkı sunmaktadır. Emek yoğun bir sektör olan turizm, istihdamı olumlu yönde etkilemektedir. Arkeolojik kazılar neticesinde de istihdam oluşmaktadır. Araştırmanın amacı, Mardin ilindeki arkeolojik alanların ilin kalkınması açısından değerlendirilmesi ve bazı antik yerleşim ve arkeolojik alanların tespit edilip kayıt altına alınması ile gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. Araştırma yöntemi olarak nitel araştırma yöntemi tercih edilmiş olup veri toplama tekniği olarak yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın alanı Mardin ili olup örneklem belirlenirken maksimum çeşitleme ve amaca yönelik örnekleme yöntemleri kullanılıştır. Araştırma arkeolojik alanlara vakıf 6’sı arkeolog olmak üzere toplam 16 katılımcı ile yüz yüze yapılmıştır. Elde edilen bulgular betimsel analiz yöntemiyle işlenmiş olup veri haline getirilmiştir. Mardin ilindeki arkeolojik alanlarla ilgili çok çalışma yapılmadığı görülmüştür. Çalışma neticesinde kazı çalışması yapılan veya daha kazı çalışması yapılmayan yeni yerler tespit edilip kayıt altına alınmıştır. Çalışma neticesinde arkeolojik alanların turizme kazandırılması sonucu istihdam yaratacağı saptanmıştır.
  • Öğe
    320 numaralı Midyat Şer'iye Sicilinin transkripsiyonu ve değerlendirilmesi (Hicri 1315-1329/miladi 1897-1911)
    (Batman Üniversitesi, 2011) Yeşilmen, Gökhan; Ulutürk, Muammer
    Çalışma konusu olarak seçtiğimiz 320 numaralı Midyat şer'iye sicili 1315-1329 (1897-1911) yılları arasında Midyat ve Midyat'a bağlı nahiye ve köylerde mahkemeye intikal etmiş kayıtları ihtiva etmektedir.Araştırmamıza konu olan 320 numaralı Midyat şer'iye sicili bize, bu sicilin ait olduğu yıllarda Midyat'ın tarihi, sosyal, ekonomik ve kültürel hayatı hakkında ipuçları vermekte ve vekalet defteri olduğu için sonuçlanmış dava kayıtlarını içermemektedir. Şer'iye sicili sadece noterlik işlerinin kayıt altına alındığı bir defter olarak karşımızda durmaktadır.Sicilde gayrimüslimler ve Müslümanlar arasındaki son derece uyumlu toplumsal ilişkiler olduğuna dair bazı sonuçlara varılmıştır.Başbakanlık Osmanlı arşivinde 1897-1911 arasını kapsayan üç defter daha bulunmaktadır. Ancak, bunların tamamı 320 no'lu Midyat şer'iye sicili gibi vekalet davalarını kapsamaktadır. Midyat'ı ilgilendiren başka defter bulunmaması sebebiyle elde ettiklerimiz vekalet davalarıyla sınırlı kalmıştır.
  • Öğe
    İş amacıyla seyahat edenlerin otel tercihlerini etkileyen faktörler: Mardin örneği
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-11-01) Kaya, Mehmet Fırat; Dilek, Sebahattin Emre
    İş dünyasında yaşanan gelişmeler ile birlikte günümüzde iş seyahatleri önemli derecede artmış ve bu durum otel işletmeleri için önemli bir pazar haline gelmiştir. İş amaçlı seyahat edenler ile tatil/dinlenme amaçlı seyahat edenlerin otel tercihlerini etkileyen faktörler arasında da farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada özellikle şehir otelleri için önemli bir gelir kaynağı niteliğinde olan iş seyahatlerinde otel tercihlerini etkileyen faktörlerin incelenmesi amaçlamıştır. Bu çalışma kapsamında Mardin ili örnek olarak ele alınmış olup, Mardin’i iş amacıyla ziyaret edenlerin otel tercihlerini etkileyen faktörlerin belirlenmesinde veriler anket formu aracılığıyla toplanmıştır. 267 katılımcıdan elde edilen veriler incelendiğinde; katılımcıların çoğunluğunun erkek, yarısından fazlasının evli, tamamına yakınının ön lisans ve üzeri düzeyde eğitim gördüğü ve büyük çoğunluğunun 31-45 yaş arasında olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Tez kapsamında iş amacıyla seyahat edenlerin otel tercihlerini etkileyen faktörlerin; personel ve temizlik, oda ve otel özellikleri, otelin imajı, iş insanı olanakları, destek hizmetler, oda ekipmanları, sadakat programları ve aktiviteler başlıkları incelenebileceği tespit edilmiştir. Ayrıca iş gezginlerinin otel tercihlerini etkileyen faktörlerin başında odaların temiz olması, yatak, şilte ve yastıkların rahat olması, oda fiyatları, otelde internet bağlantısının olması ve personelin verimli hizmet sağlaması ifadeleri bulunmaktadır.
  • Öğe
    Mardin Büyükşehir Belediyesi örneğinde yeni büyükşehir belediye modeli uygulamasının yerel halka yansımaları
    (İdeal Kent Yayınları, 2020-12-31) Bimay, Muzaffer
    Günümüzde her geçen gün büyüyen kentlerin artan sorunları ve çeşitlenen ihtiyaçlarının karşılanması için yeni yerel yönetim modellerine veya var olanların revize edilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye’de 1980'lerden sonra yasal ve anayasal bir zırha bürünen büyükşehir modeli 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı Kanun ile yeniden reforme edilmiş, ancak Kanun’un içerik ve uygulamasından kaynaklı ortaya çıkan tartışmalar günümüze kadar devam etmiştir. İşte bu çalışma, 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı Kanun ile büyükşehir statüsüne kavuşan Mardin’de, söz konusu Kanun’un yerel halka olan yansımalarını yapılan tartışmalar bağlamında ortaya koymayı amaçlamıştır. Bu çerçevede Mardin’de yaşayan yerel halkın arada geçen sekiz yıllık zaman diliminde büyükşehir yerel yönetim modeline ilişkin yaklaşımları ve algıları irdelenmiştir. Bu bağlamda yapılan çalışma için nicel araştırma yöntemi benimsenmiş, teorik arka plandan sonra bulguların betimsel veya tanımlayıcı istatistikleri yapılarak yorumlanmıştır. Elde edilen verilerden yola çıkarak katılımcıların yeni büyükşehir modeline olumlu yaklaştıkları, ancak yetki, denetim, temsil ve katılım gibi birçok açıdan bu modeli yetersiz gördükleri söylenebilir. Ayrıca katılımcıların yeni büyükşehir modeline karşı olan tutumları ile demografik değişkenler arasında da istatiksel olarak anlamlı farklılıklar ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla 6360 sayılı Kanun eskiye göre daha iyi gelişmeler ortaya koymuş olsa da özellikle uygulamada, merkez-yerel ilişkileri ile demokratik temsil ve katılım açısından beklentileri karşılamadığı ve bu yüzden Kanun’un yeniden reforme edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
  • Öğe
    Belediye meclislerinde temsil ve katılım: Batman, Mardin, Adıyaman örneği
    (Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, 2019-10) Bimay, Muzaffer; Bulut, Yakup
    Halkın seçtiği organların karar alma süreçlerinde etkin olması, özellikle halka en yakın birim olan belediye yönetimlerinde temsil ve katılımın işlevsel hale getirilmesi, yerel demokrasinin gelişimi açısından önemli bir konudur. Çünkü temsil ve katılımın yerel yönetimlerde uygulanma düzeyi, bir bakıma demokrasinin gelişmişlik ölçütü olarak da gösterilebilir. Ancak zaman zaman temsilin işlevselliği ve meclislerin bir karar organı olma vasfı sorgulanmakta ve etkinliği tartışabilmektedir. İşte bu çalışma, Mardin, Batman, Adıyaman ölçeğinde belediye meclislerinin temsil ve katılım açısından pozisyonlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede öncelikle araştırma alanın sosyo-ekonomik özelliklerine değinilmekte, daha sonra belirtilen alanlarda belediye meclis üyelerinin temsil ve katılıma ilişkin yaklaşımları irdelenmektedir.
  • Öğe
    Moğolların Mardin kuşatması ve geride bıraktıkları izler
    (İksad Yayınevi, 2017-12) Gördeğir, Ercan
    Cengiz Han devrinde batıya yönelen Moğollar Harezimliler’e ilk darbeyi vurarak karşı konulamaz ordularına İran ve yakın doğu yolunu açtılar. Cengiz Handan sonra torunu Hülagü 1250 tarihinde bütün Moğolların beşte biri büyüklüğünde bir ordu ile tekrar Maveraünnehir ve İran topraklarına girip 1256 tarihinde yüzyıllardır İslam ülkelerinin korkulu rüyası olan İsmaillilerin kalesi Alamut’u aldı. Bundan iki yıl sonra dönemin Müslümanları için dini merkez olan Bağdat Abbasi Halifeliğini ortadan kaldırmayı da başararak İran merkezli devletini kurdu. Moğolların Ortadoğu’da ulaşmak istedikleri diğer bir hedefleri ise Memlukleri de ortadan kaldırarak sınırlarını büyük okyanustan Akdeniz’e kadar genişletmekti. Ancak Memluklere karşı 1260 yılında Filistin’in Ayn-ı Calut mevkiinde tarihlerin en büyük yenilgisini almaları Moğolları büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Bu savaş ve yenilgi aynı zamanda Moğolların İran temsilcisi olan İlhanlılara, Memluklerin en ciddi rakip olduğunu ve bundan sonraki bütün ilişki ve politikalarını bu rakiplerini göz önünde bulundurarak planlamaları gerektiğini öğretti. İşte tam bu noktada İlhanlılar kendilerine yeni müttefikler aradılar. Savaş meydanında gösterdikleri bütün başarıları gölgelendiren Ayn-ı Calut mağlubiyetinin öcünü almak ve söz konusu emellerine ulaşmak için önce kendilerine Suriye yolunu açacak bir müttefik aradılar. Bu amaç doğrultusunda Hülagü Han (1256-1265) 1257 yılında Mardin ve çevresini kuşattı. Bu dönemde Mardin ve çevresine hâkim bulunan Artuklular, Moğollar için yukardaki amaca hizmet edecek bir müttefik durumunda idiler. Bundan dolayı Hülagü Han Mardin kalesinin alınmasına çok büyük önem vermiş ve muhasaranın yaklaşık iki sene sürmesine rağmen geri çekilmemiştir. Ancak Mardin’i Moğollara karşı savunan Mardin Artuklu Hükümdarı Necmeddin Gazi’nin ölmesi üzerine onun yerine geçen oğlu Kara Aslan şehri Moğollara teslim etmek için Hülagü Han ile yazışmış neticede şehir Moğollara teslim edilmiştir. Buna karşılık olarak Kara Aslan’a Diyarbakır, Elcezire ve çevresinin hakimiyeti verilmiştir. Böylece Moğollar kendileri için her bakımdan stratejik bir müttefik edinirlerken Artuklular da İlhanılar gibi dönemin süper gücü konumundaki bir devletin desteğini kazanmışlardır. Bu araştırmaya konu olan Moğolların Mardin Kuşatması ve Geride Bıraktıkları İzler konulu çalışmamız da tam bu noktada başlamaktadır. Bu çalışmada Moğolların Mardin’e nasıl ve ne amaçla geldiklerini, bölgenin siyaset ve kültürünü nasıl etkilediklerini, bölgenin birliğine ne gibi etkide bulundukları gibi soruları cevaplandıracağız. Yine İlhanlı Artuklu ilişkilerini ve bu ilişkilerin bölgenin diğer Türkmen beylikleri ile Moğolların sürekli çatışma halinde olmasına rağmen nasıl en üst düzeyde dünürlük ile sonuçlandığı konusu da çalışmamızda üzerinde durduğumuz diğer bir konu olacaktır
  • Öğe
    Moğolların Mardin kuşatması ve Hülagü’den Olcaytu’ya İlhanlı - Artuklu münasebetleri
    (Tarih ve Gelecek Dergisi, 2018-12-14) Gördeğir, Ercan; Özbek, Süleyman
    Cengiz Han devrinde batıya yönelen Moğollar Harezimlilere ilk darbeyi vurarak karşı konulamaz ordularına İran ve yakın doğu yolunu açtılar. Cengiz Handan sonra torunu Hülagü 1250 tarihinde bütün Moğolların beşte biri büyüklüğünde bir ordu ile tekrar Maveraünnehir ve İran topraklarını istila etti. 1256 yılında Alamut’u alarak başkenti Tebriz olan İlhanlı devletini kurdu. Hülagü 1258 yılında Bağdat’ı kuşatmayla alarak Abbasi devletini ortadan kaldırdı. Böylece Hülagü üç hedefinin ikisine ulaşmış oldu. Moğolların üçüncü hedefi ise Memlukleri ortadan kaldırarak sınırlarını Büyük Okyanus’tan Akdeniz’e kadar genişletmekti. Bu dönemde Mardin ve çevresine hâkim bulunan Artuklular, Moğollar için yukardaki amaçlarına hizmet edebilecek bir coğrafyaya sahiptiler. Bundan dolayı Hülagü Han Mardin kalesinin alınmasına çok büyük önem vermekteydi. Bu nedenle Hülagü Mardin kalesinin muhasarası yaklaşık iki sene sürmesine rağmen Moğol ordusunu geri çekmedi. Ancak Mardin’i Moğollara karşı savunan Mardin Artuklu Hükümdarı I. Necmeddin Gazi’nin ölmesi üzerine onun yerine geçen oğlu Kara Aslan şehri Moğollara teslim etmek için Hülagü ile yazışmış neticede şehir Moğollara teslim edilmiştir. Buna karşılık olarak Kara Aslan’a Diyarbakır, Elcezire ve çevresinin hâkimiyeti verilmiştir. Böylece Moğollar kendileri için her bakımdan stratejik bir müttefik edinirlerken Artuklular da İlhanlılar gibi dönemin süper gücü konumundaki bir devletin desteğini kazanmışlardır. Bu da Moğolların Mardin’e nasıl ve ne amaçla geldiklerini, bölgenin siyaset ve kültürünü nasıl etkilediklerini, bölgenin birliğine ne gibi etkide bulundukları gibi soruları cevaplandı Yine savaş ve çatışma ile başlayan İlhanlı Artuklu ilişkilerinin ne şekilde dünürlük ile sonuçlandığı konusunun üzerinde de duruldu
  • Öğe
    Mardin ilinin film turizm potansiyelinin değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı, 2019) Yılmaz, Yılmaz
    Günümüzde turistlerin seyahatlerini özel ilgi alanlarına göre planlamaları tarihi ve kültürel miras ile çeşitli sanatsal ve kültürel aktivitelerin önemli seyahat nedenleri arasında yer alması yönünde bir eğilim olduğu belirtilmektedir. Bu çalışmanın temel amacı; Mardin ilinin film turizm potansiyelinin değerlendirilmesidir. Çalışmada detaylı bir literatür taraması yapılmış ve elde edilen kaynaklar çalışmanın ana materyali olarak kullanılmıştır. Ulaşılan yayınlar Mardin ilinin kültürel, coğrafi yapısı Mardin ilinin turizm potansiyeli ve filmlerin destinasyon seçimine etkisi ile ilgili konular açısından incelendikten sonra elde edilen bulgular birbirleriyle ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Anketler, mayıs-ağustos 2018 tarihleri arasında yapıldı ve örnekleme belirli bir sisteme göre seçilmedi. Veriler 240 yerli turist ile yüz yüze görüşmeler yoluyla toplanmış olup ancak bunların sadece 218'i analiz edilmiştir. Filmlerin ve dizilerin turistler üzerinde etkisi olduğu görüldü. Film turizmi; en basit tanımıyla insanların televizyon programlarından, dergilerden, kitaplardan veya sinema filmlerinden etkilenerek belirli bir destinasyon seçmeleri ve ziyaret etmeleri olarak tanımlanmaktadır. UNESCO dünya mirası listesinde yer alan Mardin, planlı bir turizm politikası izlenmesi durumunda Türkiye için çok önemli bir marka kent haline gelebilir. Türkiye'de izleyici profilinin son yıllarda değişmesiyle birlikte sinema senaryoları üretimdeki çeşitlilik gelişme göstermiş ve teknik açıdan dünya standartları yakalanmaya başlanmıştır. Sonuç olarak; bütçeleri milyon dolarlara ulaşan ve milyonlarca kişinin izlediği filmler Türkiye sineması ve Mardin ilinin gelişimi için umut verici bir unsur olmaktadır.
  • Öğe
    Yeniçağ’da Batılı seyyahların gözüyle Mardin
    (Batman Üniversitesi, 2012) Nasıroğlu Aydın, Mehtap
    Tarihin çeşitli dönemlerinde Mezopotamya, el-Cezire, Diyar-ı Rabia veya Tur-Abdin olarak adlandırılan coğrafyada yer alan Mardin, farklı etnik grupları, faklı dinleri ve farklı kültürleri aynı pota altında eritmiş olması sebebiyle Batılı seyyahların uğrak yerlerinden biri olmuştur. Binlerce yıllık tarihe sahip olan Mardin yöresi, diğer dönemlerde olduğu gibi, Yeniçağ’da da doğuyu merak eden birçok seyyaha ev sahipliği yapmıştır. Yeniçağ’da bir Osmanlı Sancağı olan Mardin, Thevenot, Le-Gouz, Niebuhr, Sestini ve Olivier gibi birçok batılı seyyahın araştırmalarına konu olmuştur. Çeşitli maksatlarla Mardin’e gelen seyyahların hepsi aynı güzergahı kullanmamış, bazıları farklı yolları takip ederek kente ulaşmışlardır. Bu çalışmada, Batılı seyyahların Mardin hakkındaki gözlemleri ve seyahatleri sırasında kullandıkları güzergahları üzerinde durulmuştur.
  • Öğe
    Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de petrol arama çalışmaları (1925-1940)
    (İksad Yayınevi, 2019-03-23) İdem, Tekin
    1925 yılında Musul Meselesi aleyhine sonuçlanmış olan Türkiye, enerjide dışa olan bağımlılığını azaltmak için petrol arama çalışmalarına ağırlık vermiştir. Petrol arama çalışmalarını kendi içerisinde iki dönemde ele almak gereklidir. Birinci dönem; petrol sahalarının tespiti sürecinin yaşandığı jeolojik etüt çalışmalarıdır. Başlangıçta Lüksemburglu Dr. Michel Lucius, 1929 yılından sonra ise ABD’de yaşayan mühendis Cevat Eyüp Taşman’ın Türkiye’ye gelmesi üzerine O’nun öncülüğünde jeolojik etüt çalışmaları yapılmıştır. Etüt çalışmaları Hükümet adına yapıldığı gibi yerli sermayedarlar ve yabancı şirketler de Hükümetten aldıkları izin üzerine bu petrol arama çalışmalarına katılmışlardır. Petrol arama çalışmalarının ilk günlerinde gerek kanuni altyapının bulunmaması gerekse kurumsal birikimin olmaması nedeniyle bu yöndeki eksiklikler de giderilmeye çalışılmıştır. Yapılan etüt çalışmaları ve zaman içerisinde petrol arama çalışmalarının kurumsal bir kimlik kazanması üzerine petrol arama çalışmalarında ikinci dönem başlamıştır. Bu dönemde ise eldeki veriler eşliğinde petrol bölgesi olduğu düşünülen yerlerde sondaj çalışmaları yapılmıştır. Dönemin İktisat Vekili Celal Bayar’ın da hazır bulunduğu bir törenle Mardin ili Midyat ilçesi Basbirin bölgesinde ilk sondaj kuyusu açılmıştır. 13 Ekim 1934 tarihinde başlatılan sondaj çalışmaları neticesinde Basbirin-1 ismi verilen kuyuda petrol emarelerine rastlanılmışsa da bu petrolün ekonomik bir değeri olmadığı gerekçesiyle 15 Haziran 1936’da sondaj kuyusu kapatılmıştır. Basbirin bölgesinden sonra Midyat ilçesindeki Hermis ve Kerbent bölgelerinde sondaj çalışmalarına devam edilmiştir. Sondaj çalışmalarından sonuç alınamaması üzerine Türkiye’nin ekonomik değerli ilk petrol kuyularının açılacağı Raman Dağı’nda çalışmaların devam etmesi kararlaştırılmıştır. Bu çalışmanın amacı; 1940 yılında Siirt vilayeti Beşiri İlçesi İluh (Batman) nahiyesinde ekonomik değer teşkil eden ilk petrol kaynakları tespit edilene kadar ki süreçte Türkiye’nin petrol arama çalışmalarını ortaya koymaktır