Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Öğe
    Türkistan’dan Tunceli’ye kurban inancı
    (Geleneksel Yayıncılık, 2017) Arslan, Yusuf
    Toplumdan topluma kurbana yüklenen anlam, kurban kesim şekli, kurban sunuları değişiklik gösterse de, çoğunlukla her dinde ve gelenekte kurban, günahlardan arınma, tövbe, şükür gibi amaçlarla yapılmaktadır. 4000 yıllık bir tarihe sahip olan Türklerin gelenekleri incelendiğinde, kurban kesme ritüelinin eskiden beri sürdürüldüğü anlaşılmaktadır. İslamiyet’e dâhil olduktan sonra Türklerin kurban ritüellerinde bazı değişimler yaşanmıştır. Bazı ritüeller uygulamadan kalkarken bazıları yaşatılmıştır. Örneğin, eski Türklerde kurbanların başında gelen at, İslamiyet ile birlikte yerini koç, koyun, keçi, sığır gibi hayvanlara bırakmış ve at kurban etme geleneği unutulmuştur. Bununla birlikte, Şaman ayinlerinde kurban kesilmesi, mum yakılması geleneğinin Alevilerin cem ritüeli vesilesiyle olduğu gibi yaşatıldığı görülmektedir. Günümüzde, Aleviler arasında, eski Türk gelenek, görenek ve dinine ait motifler canlı şekilde izlenebilmektedir. Örneğin, Aleviler İslam’ı benimsemiş olmalarına karşın, İslam ile beraber eski Türklerin şaman/kam inancı, kopuz eşliğinde ibadet etme, sema, kadın/erkek bir arada ibadet etme, atalar kültü, dağ, ağaç ve nehirlere kutsallık atfetme biçimindeki inançlarını terk etmemişlerdir. İbadet dillerini de olduğu şekliyle, yani Türkçe olarak korumuşlardır. Alevilerin kurban ritüelleri, kimi değişimlere uğramışsa da, eski Türklerdeki birçok ritüeli bünyesinde korumuştur ve Aleviler yüzyıllardır eski Türk geleneklerindeki şekliyle kurbanlarını kesmişlerdir. Bu makalede, eski Türklerdeki kurban ritüelleriyle Tunceli Alevilerinin halk inançlarındaki kurban ritüeli karşılaştırılmış, benzerliklerin tespitine çalışılmıştır. Araştırma, nitel araştırma yöntemine göre gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri, 2015-2016 yıllarında Tunceli ve ilçelerinde, ziyaret yerlerinde yapılan yüz yüze mülakatlardan elde edilmiştir. Toplam görüşmeci sayısı sekiz olup görüşmeciler Tunceli il nüfusuna kayıtlıdır. Araştırmanın verileri, eski Türklerin kurban pratikleri ile Tunceli Alevilerinin kurban pratiklerinin dayandığı ortak bir geleneksel temel yapı olduğunu göstermiştir. Bir başka ifadeyle, Alevilerin kurban sunu/sungusu pratiklerinde, eski Türk geleneklerinin önemli oranda korunmuş olduğu anlaşılmıştır.
  • Öğe
    Türkiye’de lise tarih ders kitaplarında Aleviler
    (Türk Tarih Eğitimi Dergisi, 2014-07-03) Arslan, Yusuf
    Bu araştırmada Türkiye’deki lise tarih ders kitaplarında Alevilere dönük herhangi bir ayrım yapılıp yapılmadığı, yapılıyor ise nasıl yapıldığı anlaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemi ve doküman incelemesi tekniği kullanılmış, lise tarih ders kitaplarının içerik analizleri yapılarak bulgulara ulaşılmıştır. 2013-14 yılında devlet okullarında okutulan 9. 10. 11. 12. sınıf lise tarih ders kitapları araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Araştırmada lise tarih ders kitaplarında Alevilere “görünmez kılma, kalıp yargılama, seçmecilik ve dengesizlik, gerçekçi olmayış, parçalama ve yalıtma, dil” gibi ayrımcılıklar yapıldığı yönünde sonuçlara ulaşılmıştır
  • Öğe
    Resmi ve sözlü tarih anlatıları arasında bulunmanın alevi öğrenciler ve tarih öğretmenleri üzerindeki etkileri (Tunceli Merkez örneği)
    (Bingöl Üniversitesi, 2014) Arslan, Yusuf
    Bu araştırmada Alevi öğrenciler ile tarih öğretmenlerinin okullarda ve sosyokültürel çevrelerinden öğrendikleri birbirinden farklı tarih anlatılarına maruz kalmalarının onları nasıl etkilediği araştırılmıştır. Araştırma 2012 yılında Tunceli kent merke-zinde yapılmış olup Alevi İslam inancına mensup 49 ortaöğretim son sınıf öğrencisi, 15 veli ve 6 tarih öğretmeni çalışma grubunda yer almıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre öğrencilerin resmi ve sözlü tarih bilgilerinin yaygın olarak çeliştiği görülmüş, iki tarih arasında bulunan öğrencilerin tarih dersleri/ders kitaplarına karşı ilgilerinin azaldığı, bilgi kargaşasıyla beraber kimlik parçalanması gibi sonuçlara yol açtığı saptanmıştır. Tuncelili tarih öğretmenlerinin de "kendileri ile çelişme”, “gerçek dışı olduğuna inandığı bilgileri vermeye zorlanma” ya da “kendine oto sansür uygulama” gibi içsel problemlerle uğraştıkları anlaşılmış, derslerde toplumlarının tarih görüşleri ile çelişen konularda bütüncül ve gerçek bir katılım gösteremedikleri tespit edil-miştir. Tarih derslerinde/kitaplarında Alevilerle ilgili tarihsel bilgilere yer verilme-sinin yaşanılan sorunları azaltacağı, toplumsal hoşgörü ve barışa katkı sağlayacağı düşünülmektedir
  • Öğe
    Yemînî’nin Fazîlet-Nâme adlı eserinde Hz. Ali tasavvuru
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-01-03) Tokat, Orhan; Süslü, Zahir
    İslam, inanç bakımından birçok fırkanın ortaya çıktığı bir dindir. Bu inançlardan biri Alevîliktir. Bu inanca göre Hz. Ali, Hz. Muhammed’e vasî ve onun ile aynı nurdan yaratıldığı için kıyamete kadar devam edecek olan velayet makamının önderidir. Hz. Muhammed’den sonra insanların en faziletlisi olduğu inancına sahip bu disipline uygun olarak Türk edebiyatı içinde zamanla yüzlerce sanat eseri üretilmiştir. Bu eserlerden biri de Dervîş Muhammed Yemînî’nin Fazîlet-nâme’sidir. Hz. Ali, dar kapsamda dini-tasavvufî edebiyatta genel kapsamda klasik dönem edebiyatında önemli bir yere haizdir. Türk edebiyatında Hz. Ali hakkında birçok müstakil eser yazılmış olmakla birlikte, benzetme ve telmih gibi sanatlara başvurularak çeşitli eserler içinde de kendisine yer verilmiştir. Hz. Ali; ekseriyetle kahramanlığı, cesareti, ilim sahibi olması ve Hz. Peygambere yakınlığı ile Türk edebiyatına konu olmuştur. 16. yüzyıl şairlerinden Dervîş Muhammed Yemînî’nin Fazîlet-nâme’si de Hz. Ali’nin faziletlerini konu edinen bir eserdir. Genel itibarıyla didaktik bir eser olan Fazîlet-nâme, on dokuz bölümden oluşmaktadır. On dokuz bölümde Hz. Ali tasavvuru, konu bağlamına uygun başlıklar altında incelenmiştir. Bu başlıklar altında Hz. Ali hem bir insan hem de doğaüstü güçlere sahip biri olarak tasavvur edilmiştir.