Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 15
  • Öğe
    Batman KOSGEB kadın girişimciliği profiline yönelik bir araştırma
    (Batman Üniversitesi, 2018-07-09) Tunç Baranoğlu, Meral; Gümüş, Murat
    Kadınlar dünya nüfusunun yaklaşık olarak yarısını oluşturmaktadır. Kadınların istihdam sorunlarının çözümlerinden biri olarak kadın girişimciliği görülmektedir. Türkiye'de de kadın girişimciliğini desteklemek amacıyla devlet tarafından birçok destek verilmektedir. Bu şekilde kadınların iş hayatına girerek, işveren olmalarının sağlanması, hem ülkedeki istihdamı arttıracak hem de ülke ekonomisine katkı sağlamış olacaktır. Kadınların girişimci olarak ekonomiye katkı sağlamaları için girişimci kadınların önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir. Bu nedenle, kadın girişimcilerinin sorunlarının görülebilmesi de kadın girişimciliğini etkileyen faktörlerin görülmesi sağlanmalıdır. Bu tezin amacı; Batman ilinde KOSGEB Desteğiyle işyeri açan kadınların girişimcilik profillerinin belirlenmesidir. Araştırma, nicel araştırma yöntemi üzerine kurgulanmış olup kadın girişimciliği hakkında araştırma soruları ve hipotezler önerilmiştir. Yapılan ki kare analizi sonucunda girişimcilik desteği ile hane geliri arasında anlamlı bir farklılık bulunduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Basındaki bilgiler ışığında ilk kadın Milletvekillerimizden Trabzon Milletvekili Seniha Hızal ve Meclis’teki Faaliyetleri
    (Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 2020-04-30) Yaşar, Selman
    Türk Milletinin çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkması için bir çok yenilik gerçekleştiren Atatürk, Türk kadınının Cumhuriyet idaresinde hak ettiği yeri elde etmesi için çalışmıştır. 1926 yılında Medeni Kanun’la yeni haklar edinen, 1930’da Belediye seçimlerine katılma, 1933’te Muhtar seçilme hakkını alan Türk kadını, Atatürk’ün önderliğinde, 5 Aralık 1934 tarihinde kabul edilen kanunla milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazanmıştır. 8 Şubat 1935 tarihinde yapılan V.Dönem seçimlerinde 18 kadın milletvekili seçilerek TBMM’ne katılmıştır. Kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazanması, sonrasında yapılan seçimler, ilk kadın milletvekillerinin seçimleri ve TBMM’ndeki çalışmaları kamuoyunda büyük yankı yapmıştır. Dönemin gazeteleri yaptıkları haberlerle ilk kadın milletvekilleri ve TBMM’ndeki çalışmalarıyla ilgili olarak halkı aydınlatmışlardır. Bu milletvekillerinden biri de Seniha Hızal’dır. Seniha Hızal, V.Dönem (1935-1939) Trabzon milletvekilliği yapmıştır. Seniha Hızal, milletvekilliği döneminde yaptığı çalışmalarıyla TBMM’ne giren diğer 18 kadın milletvekili gibi Atatürk’ün Türk kadınına olan güvenini boşa çıkarmamıştır.
  • Öğe
    Militarist şiddetin mağduru olan kadınlar: 1938 Dersim olayları
    (Dokuz Eylül Üniversitesi, 2017-03-20) Arslan, Yusuf
    Kadınlara yönelik militarist şiddet geçmişte olduğu gibi bugün de devam eden şiddet türlerinden biridir. Özellikle isyan, savaş, darbe gibi olağanüstü dönemlerde her zaman kadınlara dönük bu tip bir şiddete daha sık rastlanmaktadır. Erken Cumhuriyet döneminde çıkan isyanlarda bazı askerler kadına yönelik fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet eylemlerinde bulunmuşlardır. Bu araştırmada 1938 yılında Tunceli bölgesinde bu tip mağduriyetlerin yaşandığı yönünde ciddi bulgulara erişilmiş, Dersimli kadınların deneyim ve tanıklıklarına yer verilmiştir. Meydana gelen bu üzücü olayları operasyonda görevli askerlerin hepsine mal etmek doğru değildir ve böyle bir yaklaşım o askerlere haksızlık olacaktır. İsyan bölgesinde ele geçirilmiş kadınlara merhametli davranıp, cansiperane onların can, mal, ırz ve namuslarını koruyan askerlerin varlığı da bir gerçektir. “Tarih değil hatalar tekerrür eder” diyen II. Abdülhamid’in ifade ettiği gibi yaşananlardan dersler çıkararak bundan sonrasında bu tip trajedilerden korunmak ve bu hataların bir daha yaşanmasına izin vermemek gerekmektedir
  • Öğe
    Toplumsal cinsiyet rollerindeki eşitsizlik bağlamında Nuri Bilge Ceylan sinemasında kadının konumu
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 20-01-2020) Yel, Halime; Köksal, Selma; Denizli, Özlem
    Bu tez çalışmasında toplumsal cinsiyetten kaynaklı eşitsizliğin sinema filmlerine yansımaları görmek için Nuri Bilge Ceylan sineması incelenmiştir. Türk sinemasında önemli bir yere sahip olan Nuri Bilge Ceylan, kendi özgün tarzı ve estetik anlayışıyla, hem ulusal hem de uluslararası camiada önemli bir sanatçı olarak tanınmaktadır. Nuri Bilge Ceylan’ın yönetmenliğini yaptığı filmlerin bu kadar geniş bir alana yayılması ve pek çok kesime ulaşması bağlamında, yönetmenin çektiği filmlerdeki toplumsal cinsiyet temsillerinin incelenmesi önem taşımaktadır. Nitekim toplumsal yapının araçlarından biri olan sinemanın, toplumun dönüşümlerinden etkilenmemesi mümkün değildir. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve Ceylan’ın yönetmenliğini yaptığı filmlerin kapsamlı bir incelemesi yapılmıştır. Kuramsal çerçevesini feminist v kurama dayandıran çalışmada kadın karakterlerin inşa biçimlerinin ne tür anlam yapılarına denk geldiği incelenmiştir. Ayrıca, filmler incelenirken görselliğin analizi için gösterge bilim yönteminden, filmlerdeki karakterin çözümlenmesi için ise psikanalitik yöntemden yararlanılmıştır. Böylece film anlatılarındaki karakter analizi ve anlatım biçimi çözümlenirken farklı disiplinlerden yaralanmış ve seçilen filmler geniş bir perspektifte incelenmeye çalışılmıştır Bu bağlamda Nuri Bilge Ceylan’ın günümüze (2020) kadar çektiği filmlerin tamamı örneklem olarak kapsamlı bir şekilde çözümlenmeye çalışılmış ve varılan sonuçta Ceylan’ın yönetmenliğini yaptığı filmlerin, klasik anlatı kalıplarından uzak olduğu ve bu filmlerde bağımsız, gerçekçi bir sinema anlayışının hakim olduğu anlaşılmıştır. Çalışmada Ceylan’ın yönetmenliğini yaptığı filmler iki ayrı döneme ayrılmış, bu dönemlerin genel özellikleri farklılıklar ve paralellikler ekseninde araştırılmıştır. Varılan sonuçlar, yönetmenin ilk dönem filmlerinde kadın erkek konumlanışının “Uzak”tan sonra çekilen filmlere nispeten daha eşit düzlemde olduğu ve ne kadın ne de erkek kahramanın tek başına anlatının merkezinde olmadığı görülür. Ancak, özellikle “Uzak” (2002) ve sonrasında çekilen filmlerde daha çok erkek karakterlerin merkezde olduğu anlatıların ağırlık kazandığı görülmüştür. Böylelikle filmlerdeki kadın karakterlerin konumlarının erkeklerle kıyaslandığında asimetrik ve nispeten daha geri planda olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca çalışmada, gerek dünya sineması gerekse çalışmanın merkezinde yer alan Nuri Bilge Ceylan’ın yönetmenliğini yaptığı filmler, feminist bakış açısıyla incelenmiş. Toplumsal cinsiyetin tarihi kökenleri ve ataerkil toplumsal düzenle ilişkileri ele alınmıştır.
  • Öğe
    Yalnız seyahat eden kadınların motivasyon ve deneyimleri: Diyarbakır’ı ziyaret eden kadınlar üzerine bir araştırma
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-07-03) Pekiner, Azize Burcu; Doğan, Mustafa
    Deneyim ve motivasyonla ilgili birçok çalışma bulunmaktadır fakat Türkiye’de yalnız seyahat eden kadınların deneyim ve motivasyonlarıyla ilgili çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmanın temel amacı yalnız seyahat eden kadınların deneyim ve motivasyonlarını incelemektir. Çalışmada yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmış ve Diyarbakır’ı yalnız seyahat etmeye gelen 27 kadın üzerinden veriler toplanmıştır. Elde edilen ham bilgiler, içerik analizi yöntemi kullanılarak işlenmiştir. Ortaya çıkan bulgular; yalnız seyahat eden kadınların deneyim ve en temel motivasyon kaynakları ile Diyarbakır özelindeki algılarına yöneliktir. Bu bağlamda, kadınların yalnız seyahat etmelerindeki en temel motivasyon kaynağı; ¨yeni insanları tanıma isteği¨, ¨özgürleşme¨ ve bireysel seyahatin çekiciliği olarak belirlenmiştir. Yalnız seyahat etmek, kadınlar için genel olarak olumlu deneyimlere sahne olsa da olumsuz deneyim olarak bazı taciz ve benzeri vakalarla karşılaştıkları görülmüştür. Bununla birlikte, kadınlarda yalnız seyahat etmenin her şekilde devam ettirilmesine yönelik güçlü bir motivasyon olduğu da tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Üniversiteli kadın öğrencilerinin fiziksel serbest zamana katılımlarında dindarlığın etkisi: Bölgesel farklılıklar
    (Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019-06-17) Akar, Dilek; Şahin, Hacı Murat
    Bu çalışmada, üniversiteli kadın öğrencilerin çeşitli değişkenlere göre dindarlık düzeyleri ve dindarlığı oluşturan inanç, duygu, davranış ve bilgi alt boyutları arasındaki ilişki anlaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmanın örneklemi Muğla, Manisa Celal Bayar, Hatay Mustafa Kemal, Mersin, Sakarya, Ordu, Düzce, Batman, Bitlis Eren, Dicle, Muş Alparslan, Ankara ve Marmara Üniversitelerinde lisans öğrenimlerine devam eden 18-45 arasında ve yaş ortalaması x =21,2308±2,64761 olan toplam 650 gönüllü kadın öğrenciden oluşmuştur. Öğrencilerin dindarlık düzeylerini ölçmek için Dini Hayat Ölçeği (DHÖ) ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. İstatistiksel analizlerde, bağımsız t-test, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) Scheffe Post Hoc ve Tamhane’s T2 testleri uygulanmıştır. Sonuçlara göre coğrafi bölge, yaş ve aylık gelir dindarlık açısından önemlidir. Ayrıca yaş ve aylık gelir ile dindarlık arasında olumsuz bir ilişki varken düzenli egzersiz alışkanlığı ile dindarlık arasında bir ilişki yoktur. Yeni çalışmaların daha çok örneklemi kapsayacak şekilde ve daha çok bulguya ulaşabilecek bir ölçüm aracı kullanılarak yapılması önerilir.
  • Öğe
    Basındaki bilgiler ışığında Seyhan Milletvekili Esma Nayman ve Meclisteki faaliyetleri
    (Türk-İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, 2019-01-05) Yaşar, Selman
    Türk Milletinin çağdaĢ uygarlık düzeyinin üzerine çıkması için birçok yenilik gerçekleĢtiren Atatürk, Türk kadınının Cumhuriyet idaresinde hak ettiği yeri elde etmesi için çalıĢmıĢtır. 1926 yılında Medeni Kanun‘la yeni haklar edinen, 1930‘da Belediye seçimlerine katılma, 1933‘te Muhtar seçilme hakkını alan Türk kadını, Atatürk‘ün önderliğinde, 5 Aralık 1934 tarihinde kabul edilen kanunla milletvekili seçme ve seçilme hakkını kazanmıĢtır. 8 ġubat 1935 tarihinde yapılan V. Dönem seçimlerinde 18 kadın milletvekili seçilerek TBMM‘ne katılmıĢtır. Dönemin gazeteleri yaptıkları haberlerle ilk kadın milletvekilleri ve TBMM‘ndeki çalıĢmalarıyla ilgili olarak halkı aydınlatmıĢlardır. Bu milletvekillerinden biri de Esma Nayman‘dır. Esma Nayman, V. Dönem (1935- 1939) Seyhan milletvekilliği yapmıĢtır. Milletvekilliği döneminde, Ġktisat Encümeni‘nde görev yapan Nayman, yaptığı çalıĢmalarıyla TBMM‘ne giren diğer 17 kadın milletvekili gibi Atatürk‘ün Türk kadınına olan güvenini boĢa çıkarmamıĢtır.
  • Öğe
    Afet süreçlerinde kadın bireylerin yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri: İzmir ili örneği
    (Batman Üniversitesi, 2021-06-30) Demirci, Kıvanç; Avcu, Tülin
    Bu çalışma toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle afetlerin yaratmış olduğu zararlara karşı daha duyarlı hale gelen kadın bireylerin afet süreçlerinde yaşadıkları sorunların tespitini ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri getirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda uluslararası ve ulusal afet terminolojisi açıklandıktan sonra kadın bireylerin afet döngüsü süreçlerinde yaşadığı sorunlara vurgu yapılıp bu sorunlara getirilecek çözüm önerileriyle kadın bireylerin afetler konusunda dirençliliğinin arttırılmasına katkı sağlanacaktır. Çalışma nitel araştırma yöntemi olarak kabul edilen yapılandırılmış mülakat ve içerik analizi metotlarına dayandırılmıştır. Bu bağlamda araştırmada uluslararası ve ulusal afet yönetimi çalışmalarına, afet alan incelemelerine ve 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir ilinde meydana gelen deprem sonucunda evleri hasar gören kadın bireylerle yapılan mülakata yer verilmiştir. Araştırma sonucunda kadın bireylerin temel olarak duygusal sağlık sorunları çektiği görülmektedir. Bunun yanında kadın bireyleri toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle söz hakkının engellendiği ve ev içi sorumluluğun temeli olarak görülen annelerin güçlü kalmak için kendisini duygusal olarak baskıladığı görülmektedir. Bu sorunlar öncelikle karar alma süreçlerine kadın bireylerin katılımı ve eğitim odaklı bir yaklaşımla çözülebilecektir.
  • Öğe
    Tarihten dışlanmak: tarih yazımında kadın etkinliğinin dolaylı yollardan saptanması üzerine
    (Social Sciences Studies Journal, 2017-12-27) Nasıroğlu Aydın, Mehtap
    Tarih yazımı veya tarih disiplini, eski çağlardan bu yana erkek etkinliğinin, eril bir söylemle kronolojik olarak aktarılması şeklinde ilerlemiştir. Tarih, çağlar buyunca erkekler tarafından yazıldığı için tarih metninin içerisinde kadın faaliyetlerine doğrudan rastlanılması oldukça güç hale gelmiştir. Geçmişte meydana gelen bütün savaşların, barışların, devrimlerin, çağ kapatıp çağ açan olayların öznesi veya baş kahramanı her zaman erkekler olmuştur. Tüm bu olaylar yaşanırken kadınlar ne yapıyordu? Sahnede yer almamak kendi seçimleri miydi, yoksa bilinçli olarak tarih sahnesindeki etkinlikleri yok mu sayılmıştı? İçerisinde toplumun yarısını oluşturan kadınların etkinliklerinin görünür olmadığı bir tarih disiplini, evrensellik iddiasıyla çelişmez mi? Eril söylem kadına hiç yer vermiyor değildi elbette, ancak, kurguladığı kadın imgesi tarihin akışını bozan "kötü", "aklı ermez", "entrikacı" veya "tuzak" gibi metaforlar şeklinde karşımıza çıkmaktaydı. Bu durumda tarih metni içerisinde kadın aktivitelerini doğrudan tespit etmek oldukça güçleşmiş ve ancak 19. yüzyıldan itibaren dolaylı yollar kullanılarak “aşağıdan tarih” yöntemiyle kadın görünür hale getirilmiştir. Kadın imgesi bazen de “güçlü” erkeğin gölgesinde bırakılarak, varlık sebebi, bir erkeğin yakınında bulunmasına indirgenmiştir. Bu çalışmada kadın etkinliğinin tarihsel metin içerisinde görünür olmamasının nedenleri üzerinde durulacak ve feminist tarihyazımıyla beraber kadının yeniden görünür hale getirilme çabası irdelenecektir. Bu bağlamda çalışmada tarihin farklı dönemlerinde yaşamış dört kadın portresi kullanılarak örneklendirme yapılacaktır
  • Öğe
    Türk sinemasında Suriye sorunu ve Suriyeli mülteciler
    (Batman Üniversitesi, 2019-04-15) Gültekin, Talip; Işık, Mehmet
    Sinema literatüründe nadir işlenen mülteci - göç türü filmler, dünya sinemasında olduğu gibi Türk sinemasında da nadir işlenen bir konudur. Yakın tarihimizin global bir kaynak çatışması ve çıkar çatışmalarına sahne olması, Türkiye'nin de ne kadar bağımsız bir yönetim yapısına sahip olduğunu, diplomatik ilişkilerin etkisi ile iç sistemin olgularını da etkilemiştir. Bu etki yavaş yavaş politik oluşumlar ve amaçlar çerçevesinde kendi etkisini kültürel, ticari, sanatsal faaliyetler içerisinde göstermiştir. Başta sinema sanatında olmak üzere, belgesini ve olgularını sunmaya başlamıştır. Çalışmamızın temelinde ele alınan konu; komşu ülkemiz ve sınır ülkemiz olan Suriye sorununun Arap Buhranın etkileri ile ateşlenen iç savaşın yakın çevre ülkelerine olan göç etkisi ve diplomatik sonuçları doğrultusunda sinema sanatına olan kültürel, siyasi, ticari ve politik etkileri ele alınmış ve incelikli bir bilimsel endüksiyon doğrultusunda incelenmiştir. Suriye sorunu, diğer iç savaş yaşayan Arap ülkelerine nazaran daha büyük bir sorun ve etki yaratmıştır. Kendi dışında batı ve doğu ülkeleri arasında diplomatik çatışma ve çıkar ilişkilerine sebep olmuştur. Çalışma Türkiye Cumhuriyeti'ni temelden alan bir bilimsel hareketle; olumlu ve olumsuz etkileri, siyasi iç olguları, dış politik ve diplomatik varyasyonlarını ne şekilde biçimlendirdiği, sinema sanatına ve kültürüne olan etkileri ele almıştır. Yapılan ön araştırmalarda problemin ele alınmasındaki temel ölçüt, Türkiye'nin dış politikasındaki tavrı ve sığınma taleplerine gösterdiği olumlu olumsuz tutumdur. Bu tutum sinemanın beslenme konusunda ve politik ifade biçiminde kendini geliştirmesi, evrensel sinema sanatının belli noktalarında kendine bir kürsü edinmesini de sağlamıştır. Bu durumun, uluslararası arenada olumlu ve olumsuz sonuçları olduğu gibi, Suriyeli sığınmacıların Türkiye'ye sığınması ile birlikte, Türkiye'de de olumlu ve olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Sinema toplumu konu edindiği için tüm bu olumlu ve olumsuz sonuçlar Türk sineması için işlenecek yeni bir konu durumuna gelmiştir. Yönetmenler bu konuyu ele alarak hem Suriye savaşını hem de yaratığı etkileri sinemaya taşımaya başlamıştır. Tüm bu yaşanan olaylar ve bu olaylar sonucunda meydana gelen değişimlerin Türk sinemasında nasıl işlendiği ele alınmıştır.