Cilt 8, Sayı 1/2 Fen Bilimleri

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 7 / 7
  • Öğe
    Süt ürünlerinde probiyotik bakterilerin canlılığını etkileyen faktörler
    (Batman Üniversitesi, 2018-06-27) Çelikel, Aslı; Göncü, Büşra; Akın, Mutlu Buket; Akın, Musa Serdar
    Probiyotikler; canlılarda sindirim sistemi mikroflorasını geliştirerek sağlık üzerine olumlu etkileri olan mikroorganizmalardır. Bunların başlıcaları Lactobacillus acidophilus ve Bifidobacterium animalis subsp. lactis (Bifidobacterium BB12)‟dir. Bu bakterilerin sağlık üzerine olumlu etkilerinden dolayı dondurma, peynir ve yoğurt gibi süt ürünlerinde kullanımları son yıllarda artış göstermiştir. Sağlık üzerine olumlu etki gösterebilmesi için canlı probiyotik bakteri sayısının yüksek olması gerekir. Probiyotikler gıdalar üzerine yapılan çalışmalarda depolama sırasında ürünlerdeki probiyotik bakteri sayısının hızlı bir şekilde düştüğü belirlenmiştir. Probiyotik mikroorganizmaların gıdalardaki canlılıklarına etki eden bir çok faktör bulunmaktadır. Bunlardan bazıları bakteri türleri arasındaki etkileşim, inokülasyon süresi, ürünün asitliği, depolama sıcaklığı, ambalajın oksijen geçirgenliği, üründeki diğer starter bakteriler tarafından üretilen antimikrobiyel maddelerdir. Canlı probiyotik bakteri sayısı aside ve safraya dayanıklı suşların seçilmesi, ambalajın oksijen geçirgenliğinin azaltılması, iki aşamalı fermantasyon uygulaması, mikroenkapsülasyon uygulamaları, stres koşullarına adaptasyon ve mikro besin elementleri ilavesi gibi yöntemlerle artırılabilir. Bu derlemede, süt ürünlerinde probiyotik bakterilerin canlılığını etkileyen faktörler ve bu faktörleri engellemeye yönelik yapılan çalışmalar incelenmiştir.
  • Öğe
    Natürel zeytinyağı üretim aşamalarının aroma bileşenleri üzerine etkileri
    (Batman Üniversitesi, 2018-06-27) Hepsağ, Fatma; Kaya, Ruken
    Natürel zeytinyağı, özellikle Akdeniz ülkelerinde ve diğer birçok ülkede içerdiği besin bileşenleri ile diyetlerde önemli bir yere sahiptir. Natürel zeytinyağının üretiminde, zeytinin duyusal ve besinsel özellikleri korunmakta ayrıca yeni aroma bileşikleri de oluşabilmektedir. Natürel zeytinyağının kendine özgü aroması ve lezzeti yağın kalitesi ile ilişkilidir ve bu özellikleri çok sayıdaki fenolik ve uçucu bileşenlere bağlıdır. Bu bileşenlerin oluşumu zeytin meyvesinden başlayarak natürel zeytinyağının üretimine ve tüketimine kadar devam etmektedir. Zeytinin yetiştirildiği bölgenin iklim şartları, çeşidi, yetiştirilme teknikleri, hasat zamanı, işleme teknikleri ve depolama şartları natürel zeytinyağının fenolik ve uçucu bileşenlerinin oluşumu üzerine etkili olmaktadır. Ayrıca bu bileşenler, natürel zeytinyağında pozitif ve negatif özellikler olarak tanımlanan duyusal kaliteyi de etkilemektedir. Kaliteli natürel zeytinyağı üretimi ülkemizde üzerinde önemle durulan bir konu olmasına rağmen halen hasattan nihayi ürüne kadar pek çok sorunla karşılaşıldığı bilinmektedir. Bu derlemenin amacıda zeytinyağının üretimi ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde durularak bir an önce çözüme kavuşması yönündedir. Çünkü bu konu işlerden herhangi bir iş değil, ülkemizin ekonomik kalkınması için olmazsa olmazlarındandır.
  • Öğe
    Gaziantep ili devlet ilköğretim okullarında çalışan öğretmenlerin ilk yardım uygulamalarına ilişkin bilgi düzeylerinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi, 2018-06-27) Saruhan, Çiçek; Saruhan, Reşit; Yıldırım, Cuma; Ovayolu, Nimet
    Bu araştırmanın amacı, Gaziantep merkezindeki devlet ilköğretim okullarında çalışan öğretmenlerin yaş, cinsiyet, görev süresi, eğitim durumu, ilk yardım eğitimi alma durumu, ilk yardım eğitimi alanların eğitimi aldığı yer gibi değişkenlere göre ilk yardım bilgi puanlarının saptanması ve karşılaştırılmasıdır. Tanımlayıcı olan araştırmanın evrenini, Gaziantep merkeze bağlı 121 ilköğretim okulunda çalışan 4972 öğretmen oluşturmaktadır. Basit rasgele örnekleme yöntemi ile seçilen 29 ilköğretim okulunda, rasgele yöntemle seçilen 545 öğretmen araştırma kapsamına alınmıştır. Veriler araştırmacı tarafından oluşturulan anket formları ile toplanmış, SSPS programında analiz edilmiştir. Araştırma grubunun ilk yardım bilgi puanları açısından yaş, cinsiyet, görev süresi, eğitim durumu, ilk yardım eğitimi alma durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır.
  • Öğe
    Fırat Üniversitesi kampüsünde gürültü kirliliğinin değerlendirilmesi
    (Batman Üniversitesi, 2018-06-27) Nacar Koçer, Nilüfer; Durmuş, Barbaros
    Trafik gürültüsü, insan sağlığını büyük ölçüde etkileyen ve giderek artan bir çevre sorunudur. Motorlu taĢıt sayısının hızla artmasıyla oluĢan trafik gürültüsü, çevrenin gürültüye maruz kalabileceği kirlilik kaynaklarından biri haline gelerek, kentsel yaĢam kalitesini kısıtlamaktadır. Bu çalıĢmanın temel amacı Elazığ Ġli Fırat Üniversitesi kampüsünde gürültü kirliliğinin belirlenmesidir. Bu amaçla trafiğin yoğun olduğu saatlerde günde dört sefer gürültü ölçümleri yapılmıĢtır. Gürültü ölçümleri sabah 07:00 - 10:00, öğlen 11.00 – 14.00, öğlenden sonra 16:00 –18:00 ve akĢam 19:00 – 20:00 saatleri arasında yapılmıĢtır. Yapılan çalıĢma sonucunda üniversite kampüs alanında gürültü seviyesinin en yüksek ve en düĢük olduğu kavĢaklar tespit edilmiĢtir
  • Öğe
    Gıda mikroenkapsülasyonunda aljinat kullanımı
    (Batman Üniversitesi, 2018-06-27) Gökbulut, İncilay; Öztürk, Fatma Sezer
    Mikroenkapsülasyon hassas bileşenlerin koruyucu bir duvar materyali içinde fiziksel olarak sarılmasını ve karşıt reaksiyonlardan, uçucu kaybından ya da besinsel bozulmalardan çekirdek materyallerin ya da buna benzer bileşenlerin korunmasını sağlayan bir teknolojidir. Günümüzde mikroenkapsülasyon, gıda, tekstil, farmakoloji, kozmetik, agrokimyasal ve elektronik gibi endüstrinin çeşitli alanlarında kullanılmaktadır. Mikroenkapsülasyon tekniğinin gıda endüstrisinde en yaygın kullanım amacı çevre koşullarına olan reaktivitesini azaltarak, bozunmadan çekirdek materyalini korumak ve raf ömrünü uzatmaktır. Mikroenkapsülasyon tekniğinde kaplama materyali olarak çoğunlukla, nişasta, kitosan, aljinat gibi karbonhidratlar; metil selüloz, etil selüloz gibi selülozlar; akasya zamkı, karragenan gibi reçineler; vaks, parafin gibi yağlar; gluten, kazein gibi proteinler kullanılmaktadır. Aljinatlar, kahverengi deniz yosunundan elde edilen (1-4) bağlı β-ᴅ-mannuronik asitin (M) ve α-ʟ-gluronik asitten (G) oluşan bir anyonik polisakkarittir. Mikroenkapsülasyonda yaygın kullanılan aljinatın biyolojik olarak geri dönüşümlü, biyo-uyumlu ve ucuz olması, bağırsaklarda tamamen çözünebilir olması gibi özellikleri, kabuk materyali olarak kullanım kolaylığı yaratmaktadır. Bu derlemede, mikroenkapsülasyon teknolojisi, kaplama materyali olarak aljinat kullanımı ve aljinatın mikroenkapsülasyon tekniği kullanılarak gıda endüstrisindeki uygulamaları hakkında bilgi verilmektedir.
  • Öğe
    Midyat yapı taşlarının tuz kristalleşmesine karşı direncinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi, 2018-06-27) Ünal, Murat
    Tuz kristalleşmesi, farklı ortamlarda gerçekleşen ve kayaçları etkileyen önemli bir kaya bozunma sürecidir. Tuz kristalleşmesine bağlı bozunma, özellikle gözenekli kayaçlar üzerinde etkili olmakla birlikte çatlak ve mikroçatlaklar içeren kayaçlar üzerinde de önemli etkilere sahiptir. Bu çalışmada, farklı mevkilerden elde edilen ve yapı taşları olarak kullanılan altı farklı Midyat taşının tuzlu kristalleşmesine karşı dirençleri kuru ağırlık kaybı testi kullanılarak belirlenmiştir. Testler laboratuvar ortamını taklit ederek doğal çevreye uygun olarak gerçekleştirildi. Elde edilen veriler, Midyat taşının tuz kristalleşmesinden etkilendiğini göstermiştir.
  • Öğe
    Eğitsel-bilimsel jeositlere bir örnek: Garzan yüzleği
    (Batman Üniversitesi, 2018) Sinanoğlu, Derya
    Çalışmaya konu olan jeosit, Arap Plakasının kuzey ucunda yer alan Gercüş (Batman güneydoğusu) ilçesinin 15 km kadar batısında bulunmaktadır. Lokasyon, Güneydoğu Anadolu’nun önemli petrol rezervuarlarından biri olan Garzan Formasyonu’nun yüzeyde gözlenebilen ve üzerinde detaylı bilimsel çalışmaların yapılabildiği tek yüzleğidir. Batman ili civarında bulunan, ülkemizin en büyük rezervine sahip Raman, Batı Raman petrol sahaları başta olmak üzere, Garzan, Germik, Magrip, Silivanka-Beyçayır petrol sahalarında bu birimden üretim yapılmaktadır. Bu sahalarda Garzan Formasyonu içerisinde hesaplanan yerinde rezerv 3-3.5 milyar varil civarındadır. Ayrıca, kesit lokalitesinden alınan örneklerde birimin fosil içeriği açısından zengin çeşitliliğe ve sayısal bolluğa sahip olduğu ve bu fosil topluluğu ile birlikte farklı biyofasiyeslerin temsil edildiği gözlenmiştir. Jeositlerin güncel veya eski herhangi bir jeolojik süreci, olayı veya özelliği ifade eden, çevresine göre özgün olan ayrıcalıklı jeolojik alan ve ögeler olduğu dikkate alındığında, Garzan Formasyonu’na ait bu kesit lokalitesinin jeosit olarak değerlendirilebileceği düşünülmektedir.