Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 10 / 34
  • Öğe
    Zeytin yaprağının obez bireylerde hiperglisemi ve hipertansiyon üzerine etkisi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-08-12) Baran, Sevda; Çınar, Ercan
    Bu çalışmanın amacı obez bireylerde zeytin yaprağı çayı tüketiminin antropometrik ve biyokimyasal bulgular üzerindeki etkilerinin incelenmesidir. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye Polikliniklerine başvuran 18-65 yaş aralığında olan 40 obez hasta üzerinde çalışma yürütülmüştür. Seçilen 40 obez bireyin 8 hafta boyunca günde 1 fincan zeytin yaprağı çayı tüketimi istenmiştir ve tüketim durumları kayıt altına alınmıştır. Çalışmanın 1.gününde ve 8 hafta sonrasında hastalardan alınan kan örneklerinden serum glikoz, insülin, HbA1c, total kolesterol, HDL-K, LDL-K, trigliserit, AST, ALT, sistolik ve diyastolik kan basınçları düzeylerine bakılmıştır. Aynı zamanda obez bireylerin antropometrik ölçümleri alınarak hastaların bel / kalça oranları ve beden kütle indeksileri hesaplanmıştır. Çalışma sonucunda zeytin yaprağı çayı tüketen obez bireylerin 1. günki ve 8 hafta sonrasında alınan kan serum örnekleri karşılaştırıldığında glikoz, insülin, trigliserit, sistolik ve diyastolik kan basınç düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı ölçüde azalma görülürken vücut ağırlığı, bel ve kalça çevrelerinde, AST, ALT, total kolesterol, HDL-K düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Ancak bu sonucun klinik açıdan kayda değer olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak zeytin yaprağı çayı tüketiminin glisemik kontrolü sağlamada yararlı olabileceği, hiperglisemi, hipertansiyonu ve diyabete bağlı dislipidemi oluşumunu, önleyici etki gösterebildiği ve obezitenin tıbbi beslenme tedavisinde fayda sağlayacağı söylenebilir.
  • Öğe
    [2-(3,4-epoksisikloheksil)etil]trimetoksisilan türevi yeni bir sabit fazın sentezi ve karma mod HPLC uygulamaları
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-06-27) Mumin, Mehmet Yaşar; Aral, Hayriye
    Bu tez çalışmasında, daha önce BTÜBAP-2018- FED-3 Projesi kapsamında sentezlenip HPLC kolonu haline getirilen Si-Ch-IlePBA sabit fazın HPLC ile hidrofilik etkileşimi incelendi. Bir kapling reaktifi olan [2-(3,4-epoksisikloheksil)etil]trimetoksisilandan yola çıkılarak silika tabanlı yeni bir karma- mod sabit fazı sentezlendi ve hidrofilik etkileşim/ters fazlı yüksek performanslı sıvı kromatografisi (HPLC) etkinliği incelendi. Polar amid, amin ve alkol gruplarının yanı sıra polar olmayan alifatik ve aromatik grupları taşıyan yeni sabit faz, [2-(3,4-epoksisikloheksil)etil]trimetoksisilan ve izolösin amino asitinden başlayarak sentezlendi ve yapısı elementel analiz, kızılötesi spektroskopi(FTIR), taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve katı hal 13C nükleer manyetik rezonans (CPMAS NMR) ile karakterize edildi. Farklı polaritelere sahip bazı aromatik bileşiklerin, hidrofilik etkileşim sıvı kromatografisi (HILIC) ve ters faz (RP) koşullarında ayrımı incelendi ve başarılı bir ayırma sonucu elde edildi. Yeni sabit fazın HILIC modundaki etkinliğini incelemek için suda çözünen vitaminler ve nükleobazlar test edildi. Altı tane suda çözünen vitamin, gradient elüsyonla, beş tane nükleobaz, izokratik elüsyonla başarılı bir şekilde ayrıldı. Sabit fazın sübstitüe benzoik asitler, klorlu herbisitler, alkil benzenler gibi bir seri orta ve zayıf polarlıkta ve polar olmayan küçük bileşiklere ve polar/polar olmayan aromatik bileşiklerin bir karışımına karşı ters faz (RP) etkinliği incelendi ve başarılı ayırmalar elde edildi. İzokratik elüsyon ile ayrılan tüm analitler için alıkonma faktörü, teorik tabaka sayısı ve pik asimetri faktörü hesaplandı. Geleneksel C18 ve ticari HILIC kolonları ile kıyaslandığında, yeni sabit fazın hem HILIC hem de RPLC performansı sergilediği gözlendi ve böylece daha geniş perspektifte analit sınıflarının ayrımı incelendi.
  • Öğe
    Voltametri yöntemi kullanarak ham petrolde nikel tayini
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-04-21) Yıldız, Mesut Bilal; Levent, Abdulkadir
    Bu tez çalışmasında ham petrol içinde ağır metal olarak en fazla yoğunluğa sahip metallerden olan nikelin, elektroanalitik yöntemlerden biri olan voltametri yöntemi kullanarak tayini çalışması yapılmıştır. Nikel 0.5 M H2SO4 ortamında -3.0 V’ta katodik yönde aktive edilen bor katkılı elmas elektrot yüzeyinde Britton-Robinson (pH = 3.0) ortamında -0.15 V civarında çok duyarlı bir yanıt vermiştir. Geliştirilen kare dalga voltametrik yöntemi BR (pH 3.0) ortamında 0.05-0.6 μM derişim aralığında doğrusal olduğu ve gözlenebilirlik sınırı ve en düşük tayin sınırı sırasıyla 0.003 μM ve 0.01 μM olarak saptanmıştır. Önerilen yöntem ham petrol numunesine başarılı bir şekilde uygulanmıştır.
  • Öğe
    Batman yöresinde yetişen şalgam (Brassica Rapa L.) bitkisinin ağır metal, fenolik bileşikler ve antioksidan içeriklerinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-03-09) Aslan, İlham; Dağ, Beşir
    Şalgam (Brassica rapa L.) Cruciferae familyasına ait olup tarih öncesi çağlardan beri tüketilen kültür bitkilerinden biridir. Şalgam, tüm yıl boyunca bulunabilen, özellikle Türkiye'de, Avrupa, Asya ve Amerika'da yaygın olarak yetişen bir yumrulu sebzedir. Bu çalışmada, Batman yöresine ait merkez köy ve ilçe köylerden toplanan 7 adet şalgam örneğinde ağır metal, fenolik bileşikler ve antioksidan içeriklerindeki değişimler tespit edilmiştir. Şalgam örneklerinde arsenik (As), kadmiyum (Cd), kobalt (Co), bakır (Cu), demir (Fe), civa (Hg), nikel (Ni), kurşun (Pb), kalay (Sn) ve çinko (Zn) düzeyleri analiz edildi. Şalgam örneklerinin metal içerikleri, mikrodalga ünitesinde yakma işlemi sonrasında indüktif eşleşmiş plazma optik emisyon spektrometre (ICP-OES) cihazı ile belirlendi. Bu şalgam örneklerinin ağır metal içerikleri daha önce standart olarak JECFA tarafından belirlenen ağır metal değerleriyle karşılaştırılmıştır. Örneğin, Demir(Fe) miktarı 14,32±0,045 mg/kg tespit edilmiş olup, JECFA tarafından haftalık olarak vücuda alınabilir miktarı ise 0,2-25 mg/kg olarak belirlenmiştir. Ölçülen tüm elementler için bu değerler hesaplanmış olup, JECFA değerleri ile karşılaştırılmıştır. Ayrıca kalitatif ve kantitatif analizlerde yaygın bir şekilde kullanılan ve ölçüm güvenilirliğinin oldukça yüksek olduğu bilimsel olarak teyit edilmiş olan, LC-MS/MS cihazı kullanılarak fenolik bileşikler ölçülmüştür. Bu ölçümlerde şalgam örneklerinin fitokimyasal özellikleri belirlenerek, 53 adet fenolik bileşiğin analizi sonucunda, şalgam örneklerinde 7 adet fenolik bileşiğin mevcut olduğu belirlenmiştir. Bu bileşiklerden bazıları Qunic acid, Fumaric acid, Gallic acid ve Protocatechuic acid şeklindedir. Qunic acid bileşiği miktarı en yüksek 0,938 mg analit/g ekstrat Gercüş ilçesine bağlı Yayladüzü köyündeki şalgam örneğinde tespit edilirken, en düşük 0,299 mg analit/g ekstrat Gercüş ilçesine bağlı Boğaz köyündeki şalgam örneğinde gözlemlenmiştir. Fumaric acid bileşiği miktarı en yüksek 2,998 mg analit/g ekstrat merkez ilçeye bağlı Balpınar köyündeki şalgam örneğinde tespit edilirken, en düşük 0,73 mg analit/g ekstrat Gercüş ilçesine bağlı Yayladüzü köyündeki şalgam örneğinde gözlemlenmiştir. Protocatechuic acid bileşiği miktarı en yüksek 0,082 mg analit/g ekstrat merkez ilçeye bağlı Balpınar köyündeki şalgam örneğinde tespit edilirken, en düşük 0,01 mg analit/g ekstrat Gercüş ilçesine bağlı Bağlıca köyündeki şalgam örneğinde gözlemlenmiştir. Gercüş ilçesine bağlı Bağlıca köyündeki şalgam örneği analizi yapılan diğer örneklerle karşılaştırıldığında fenolik madde miktarının daha düşük miktarlarda olduğu belirlenmiştir.
  • Öğe
    Bazı yeni hidrazon bileşiklerinin sentezi, karakterizasyonu ve antioksidan aktivitelerinin belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-09-28) Esmer, Yusuf İslam; Çınar, Ercan; Başaran, Eyüp
    Bu araştırmada, bir aril sülfonat parçası (2a-i) taşıyan bazı yeni heterosiklik hidrazon bileşikleri ilk kez başarılı bir şekilde sentezlendi ve bazı spektroskopik tekniklerle (FT-IR, 1H ve 13C NMR) aydınlatıldı. Sentezlenen tüm moleküllerin asetilkolinesteraz (AChE), butirilkolinesteraz (BChE), tirozinaz enzimleri üzerindeki inhibitör potansiyelleri araştırıldı. Ayrıca tüm moleküllerin DPPH serbest radikal giderimi, ABTS katyon radikali giderimi ve CUPRAC antioksidan aktiviteleri incelendi. BChE inhibisyon aktivitesi yönteminde 2-formilfenil 4-klorobenzensülfonat (1a) (IC50=10,45 μM), 5-(dietilamino)-2-formilfenil 4-Klorobenzensülfonat (1h) (IC50=10,12 μM) ve 1-( (2-nikotinoilhidrazono)metil)naftalen-2-il 4-klorobenzensülfonat (2i) (IC50=9,89 uM), standart bileşik galantaminden daha etkili bulundu. DPPH serbest radikal giderimi testinde, 2-((2-nikotinoilhidrazono)metil)fenil 4-klorobenzensülfonat (2a) (IC50=361,03 μM) ve 5-metoksi-2-((2-nikotinoilhidrazono)metil)fenil 4-klorobenzensülfonat (2e) ( IC50=348,9 μM) en yüksek antioksidan aktiviteyi gösterdi. Öte yandan, 1a, 1h, 2i bileşikleri ve galantamin moleküllerinin moleküler elektrostatik potansiyel (MEP) haritaları incelenmiştir.
  • Öğe
    Şanlıurfa yöresinde tüketilen, kırmızıbiber (isot) (Capsicum annum. L) bitkisinin, mineral, toksikolojik ve antioksidan içeriklerinin incelenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-11-30) Kaçmaz, Yunus; Dağ, Beşir
    Kırmızıbiber(İsot) (Capsicum annum L.) patlıcangiller familyasının Capsicum cinsine ait olup, Tükiye’de, Amerika’da, Avrupa’da ve orta Asya’da yetişen bir kültür bitkisidir. Bu çalışmada Şanlıurfa merkez köy ve ilçelerinden alınan altı farklı isot numuneleri ile Kahramanmaraş ili merkez ilçesinden alınan iki farklı isot numunelerinin ağır metal, toksikojik ve antioksidan içerikleri tespit edilerek, birbirleriyle kıyaslanmıştır. İsot numunelerinde mineral ya da ağır metal olarak Cu(Bakır), Fe(Demir), Hg(Civa), Cd(Kadmiyum), As(Arsenik), Pb(Kurşun), Ni(Nikel), Sn(Kalay), Zn(Çinko) ve Co(Kobalt) miktarları analiz edilmiştir. Bu analiz işlemi, mikrodalga ünitesinde yakma işlemi yapıldıktan sonra ICP-OES( indüktif eşleşmiş plazma optik emisyon spektrometre) cihazıyla, kırmızıbiber(isot) numunelerinin ağır metal ve mineral içerikleri üç paralel olarak tespit edildi. Besleyici özelliği dikkate alındığında bu ağır metallerden çinko(Zn) miktarı 1,602±0,001 mg/kg olarak ölçülmüş olup, bu değer JECFA tarafından belirlenen standart değer ile karşılaştırıldığında tespit edilen bu değerin, JECFA( Gıda Katkı Maddeleri Uzman Komitesi ) tarafından haftalık kabul edilebilir değerler aralıklarında olduğu tespit edilmiştir. Kırmızıbiber(İsot) numunelerinin Afla toksin derişimleri ise, ELIZA cihazı ile ölçülmüştür. Bu ölçümler sonucunda en yüksek derişim, değeri 3ppb ve en düşük derişim değeri ise 1.331ppb olarak ölçülmüş olup, ölçülen bu değerlerin, Türk Gıda Kodeksi yönetmeliğine göre belirlenmiş aralıklara, uygun aralıklarda oldukları tespit edilmiştir. Okra toksin derişimlerine bakıldığında ise en yüksek 7.17 ppb, en düşük 3.99 ppb olarak tespit edilmiş olup, aynı şekilde bu değerlerin de, Türk Gıda Kodeksi yönetmeliğine uygun aralıklarda oldukları tespit edilmiştir. Antioksidan aktivite analizlerinde ise Standart olarak sentetik antioksidanlar(Trolox, BHT ve BHA) kullanılarak, ABTS+ (Serbest Radikal Giderme), DPPH (Söndürücü Radikal Giderme) ve İndirgeme Güç Yöntemleri kullanılarak, bileşiklerin antioksidan aktiviteleri UV spektrofotometre cihazıyla tespit edilerek, bu aktivitelerin gerekli değerlendirmeleri yapılmıştır.
  • Öğe
    Batman yöresine ait tandır ekmeği’nin mor meyve ve sebzeler ile etkileşimi sonucu ağır metal ve toplam fenolik madde miktarının belirlenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-04-08) Cengiz Omay, İrem; Dağ, Beşir
    Bu çalışmada, Batman yöresine ait tandır ekmeği’nin; Kara dut(morus nigra), kırmızı pancar(Beta vulgaris ssp. vulgaris. var. conditiva), siyah havuç( Dausucus carota ssp. Var. Atrorubens Alef.), mürdüm erik kabuğu (Prunus) ve kırmızı lahana(Brassica oleracea var. Capitata f.rubra) gibi mor meyve ve sebzeler ile etkileşimi araştırılmıştır. Beş’er çeşit meyve ve sebzeden mor un ve beyaz un ile tandır ekmekleri üretilerek, bu tandır ekmeklerinin ağır metal ve toplam fenolik madde miktarı tespit edilmiştir. Mor tandır ekmeklerin de Arsenik (As), Kadmiyum (Cd), Civa (Hg), Bakır (Cu), Demir (Fe) ve Kurşun (Pb) gibi ağır metaller indüktif eşleşmiş plazma optik emisyon spektrometre (ICP-OES) cihazıyla tayin edilerek, bu tandır ekmeklerinin ağır metal içerikleri daha önce standart olarak JECFA tarafından belirlenen ağır metal değerleriyle karşılaştırılmıştır.Örneğin, Demir(Fe) miktarı 4,84±0,045 mg/kg olup, JECFA tarafından vücuda alımı haftalık kabul edilebilir miktarı ise 0,2-25 mg/kg olarak belirlenmiştir.Ölçülen tüm elementler için bu değerler hesaplanmış olup, JECFA değerleri ile karşılaştırılmıştır.Ayrıca kalitatif ve kantitatif analizlerde yaygın bir biçimde kullanılan ve ölçüm güvenilirliğinin oldukça yüksek olduğu bilimsel olarak teyit edilmiş olan, LC-MS/MS cihazı kullanılarak fenolik bileşikler ölçülmüştür.Bu ölçümlerde mor tandır ekmeklerinin fitokimyasal özellikleri belirlenerek,53 fenolik bileşiğin analizi sonucunda, mor tandır ekmeklerinde 14 adet fenolik bileşiğin mevcut olduğu tespit edilmiştir.Bu bileşiklerden bazıları Qunic acid, protocatechuic acid, protocatechuic aldehyde ve chlorogenic acid şeklindedir.Qunic acid bileşiği miktar olarak en yüksek 5,92 mg analit/g ekstrat mürdüm erik kabuğu -beyaz un numunesinde gözlemlenirken, en düşük 0,315 mg analit/g ekstrat kırmızı lahana- beyaz un numunesinde tespit edilmiştir. Protocatechuic acid bileşiği miktar olarak en yüksek 1,074 mg analit/g ekstrat endüstriyel olarak satın alınan ekmek numunesinde gözlemlenirken, en düşük 0,051 mg analit/g ekstrat siyah havuç-beyaz un numunesinde tespit edilmiştir. Chlorogenic acid bileşiği miktar olarak en yüksek 0,568 mg analit/g ekstrat endüstriyel olarak satın alınan ekmek numunesinde gözlemlenirken, en düşük 0,015 mg analit/g ekstrat siyah havuç-beyaz un numunesinde tespit edilmiştir.Siyah havuç ve kırmızı lahana sebzeleri analizi yapılan diğer meyve ve sebzelerle karşılaştırıldığında fenolik bileşik madde miktarlarının daha düşük seviyelerde olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    İki yeni C2-simetrik kiral amit bileşiğinin sentezi ve jelleşme özelliklerinin araştırılması
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-09-22) Kötekoğlu, Elif; Cebe, Deniz Barış
    Jeller, apolar (organojeller) veya polar (hidrojeller) olmak üzere ağ yapısı içerisinde bulunan, immobilize olmuş dış bir solvente sahip, yarı-katı formülasyona sahip yapılardır. Jellerin kullanım alanları gıda, tıp, biyomateryal, kozmetik ve diğer teknolojilerin geniş bir yelpazesinde uygulamaya sahiptir. Günlük yaşamda kontak lenslerin yanı sıra kozmetik endüstrisinde, saç jölelerinde, diş macunlarında, şampuan ve sabunlarda, kontrollü ilaç salınımında, sensörlerde, yiyecek üretiminde, fotoğrafçılıkta, boya giderimde ve doku mühendisliğindeki potansiyel uygulamalarıyla en yararlı sistemler arasındadır. Çalışmamızda, L-izolösinden iki yeni düşük mol kütleli C2-simetrik kiral tetraamit bileşiği sentezlenmiş olup, organojelatör olarak kullanılmıştır. Bu organojelatörlerin etil laurat, etil miristat, etil palmitat, izopropil laurat, izopropil miristat, izopropil palmitat gibi farklı zincir uzunluklarına sahip yağ asidi etil esterleri ile anisol, ksilen, likit parafin, toluen, dietilen glikol, 1-dekanol, n-dodekan ve kloroform gibi organik çözücülerle jelleşme özelliği araştırılmıştır. Seçilen bu jelleştirme sıvıları, ilaç ve kozmetik endüstrisinde yaygın olarak kullanılan organik çözücülerdir. Hem biyouyumlu olmaları hem de deri yoluyla ilaç verilmesinde, deriden geçişi arttırıcı özelliklerinin olması nedeniyle jelleştirme sıvıları olarak seçilmiştir. Oranojelatörlerin belirtilen sıvılar içerisindeki minimum jel konsantrasyonları (MJK) belirlenerek, jellerin erime sıcaklıkları olan Tg değerleri tespit edilmiş ve ΔHg jelleşme entalpisi değerleri Van’t Hoff denkleminden bulunmuştur. Bu şekilde sentezlenen organojelatörlerin, jelleşme yetenekleri ve jelleşme kapasiteleri yanında, termal kararlılıkları tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Steroid-olmayan antiinflamatuvar ilaç grubunda yer alan nepafenak’ın kalem grafit elektrot kullanılarak elektrokimyasal özelliklerinin incelenmesi ve miktar tayini
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-06-13) Ersalı, Hüseyin; Levent, Abdulkadir
    Bu tez çalışmamızda steroid olmayan anti inflamatuvar ilaç grubunda bulunan ve göz hastalığı cerrahi operasyonlardan sonra kullanılan Nepafenak’ın elektrokimyasal özellikleri araştırılmıştır. Araştırmada elektroanalitik yöntemlerden voltametri tekniği kullanılmıştır. Elektrokimysal bir ön işlem ile kurşun kalem elektrot aktive edilmiştir. Dönüşümlü voltametri (CV) tekniği ile kurşun kalem elektrot yüzeyinde Asetat(pH 4.8) destek elektrolit ortamında +1.01 V civarında hassas bir yanıt elde edilmiştir. Kare dalga voltametrisi (SWV) ile asetat (pH=4.8) ortamında 0.3-3.5 µM derişim aralığında gözlemlenebilme ve en düşük tayin sınırları sırasıyla 0.035 μM ve 0.11μM olarak hesaplanmıştır. Bu teknik yardımıyla Nepafenak bileşiğinin miktar tayini çalışması ilaç formuna başarılı bir şekilde uygulanmıştır.
  • Öğe
    Hurma çekirdeklerinden hidrotermal yöntemle sürdürülebilir karbon esaslı malzemelerin üretilmesi, kirlilik giderme ve süperkapasitör performanslarının incelenmesi
    (Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-10-04) Gölge, Abdulbari; Sayğılı, Hasan
    Bu yüksek lisans çalışmasındaki temel amaç atıl durumdaki biyokütleden karbon esaslı malzemeler hazırlamak, hazırlanan bu malzemelerin atık sulardaki boyarmadde kirliliğini giderme kapasitelerini belirlemek ve süperkapasitör olarak kullanımının uygunluğunu tespit etmektir. Son yıllarda atık biyokütlelerden karbon esaslı fonksiyonel malzemelerin elde edilmesinde kullanılan yöntemlerden bir tanesi de hidrotermal karbonizasyon (HTK) yöntemidir. Bunun için özellikle ülkemizde Ramazan aylarında ciddi anlamda atığı oluşan hurma çekirdekleri (HÇ) hammadde olarak kullanılabilir. HÇ’ den elde edilen hidrokömürün (HÇHK) optimum üretim koşulları, karakterizasyonu, adsorpsiyon kapasitesi ve süperkapasitör performansının tespiti üzerine deneysel ve spektroskopik çalışmalar gerçekleştirildi. Ayrıca HÇ’ den optimum koşullarda HTK yöntemi ile Fe(NO3)3 ve Co(NO3)2 ile tek basamakta etkileştirilerek elde edilen manyetik hurma çekirdeği hidrokömür kompozit (MHÇHK) içinde karakterizasyon çalışmaları yapıldı. HÇHK ve MHÇHK ile Metil Oranj (MO) ve Metilen Mavisi (MM)’ nin sulu çözeltiden adsorpsiyon çalışmaları gerçekleştirildi. HÇ’ nin HK’ sına sıcaklık ve sürenin etkisi incelenerek üretim koşulları optimize edildi. 180oC, 200oC, 240oC sıcaklık ve 6, 12, 24 saatlik sürelerde yapılan çalışmalar sonucunda 200oC sıcaklık ve 6 saatlik süre optimal değerler olarak tespit dildi. Optimal HÇHK ve MHÇHK yüzey fonksiyonel gruplarını belirlemek için FT-IR spektrumları, morfolojik özelliklerini belirlemek için SEM analizi, kristal özelliklerini aydınlatmak için XRD analizi ve elementel kompozisyonlarını (CHNS) belirlemek için elementel analizler yapıldı. MM ve MO boyarmaddelerinden hazırlanan 500 mg/L’lik stok çözeltilerden farklı derişimlerde çözeltiler hazırlandı. 0.1 g HÇHK ve MHÇHK 24 saat, 25oC ve 100 rpm çalkalama hızında karıştırılarak adsorpsiyon çalışmaları gerçekleştirildi. İzoterm verileri Langmuir ve Freundlich izoterm modellerinde değerlendirildi. Korelasyon katsayısı (R2) ve diğer izoterm parametrelerinden yararlanarak 298 K’de MO ve MM için en uygun adsorpsiyonun Langmuir izoterm modeline uyduğu tespit edildi. Langmuir izoterm modelinden, uzaklaştırılan maksimum MO miktarı 45.87 mg/g, MM miktarı ise 20.58 mg/g olarak belirlendi. Buda MO adsorpsiyonunun MM’ ne göre daha fazla olduğu anlamına gelmektedir. Bu durum HÇHK’ nın MO’ı MM’ne göre daha fazla adsorpladığını göstermektedir. Çizelge 4.1 de KF değerleri MO için 11.6267 (mg/g)(L/mg)-(1/n), MM için 3.9785 (mg/g)(L/mg)-(1/n)’ dır. Freundlich izoterm modelinde de MO adsorpsiyonunun daha fazla olduğu görülmektedir. MHÇHK için R2 ve diğer izoterm parametrelerine bakıldığında MO ve MM için en uygun adsorpsiyon izoterm modelinin Langmuir olduğu görülmektedir. Langmuir izoterm modeline göre uzaklaştırılan maksimum MO miktarı 82.65 mg/g, MM miktarı ise 60.98 mg/g olarak bulunmuştur. Buda MHÇHK’ nın MO’ ı, MM’ ne göre daha fazla adsorpladığı anlamına gelmektedir. Çizelge 4.2’deki KF değerleri MO için 10.83 (mg/g)(L/mg)-(1/n), MM için 9.99 (mg/g)(L/mg)-(1/n)’ dır. Freundlich izoterm modelinde de MHÇHK için MO adsorpsiyonunun daha fazla olduğu görülmektedir. Yapılan deneysel çalışmalar sonucunda manyetik madde kullanımının adsorplanan madde miktarını MO ve MM için arttırdığı tespit edilmiştir. Ayrıca hurma çekirdeğinden elde edilen HÇHK ve MHÇHK‘nın kapasitans özellikleri belirlenerek süperkapasitör olarak kullanımlarının uygunluğu incelendi. HÇHK ve MHÇHK’dan elektrotlar hazırlanarak oluşturulan elektrotların kapasitif performansları, dönüşümlü voltametri (CV) tekniği ile araştırıldı. Çalışmalar, Ag/AgCl referans elektrota karşı 0.5 M Na2SO4 elektroliti içerisinde 5-100 mV/s tarama hız aralığında ve -0.5-0 V potansiyel aralıklarında gerçekleştirildi. HÇHK ve MHÇHK’dan elde edilen elektrotlar birbiri ile kıyaslandığında; HÇHK elektrotunun (13.69 F/g), 5 mV/s tarama hızında MHÇHK’dan (1.20) daha yüksek kapasitif performansa sahip olduğu belirlendi.